"Dedemler, yokluktan gelip o eziklik ile paraya sarılmışlar. Arttıkça artırmayı düşünmüşler ama..."
Ben bizim ailede üçüncü kuşağım. Bizim aile bir koalisyon gibi kurulmuş. Gerçi kendine göre ortak noktaları da var ama ana tarafım ile baba tarafım olarak bizim aileyi, iki zıt kültürün, iki farklı anlayışın hatta farklı karakterin koalisyonu olarak görüyorum.
Anneannemin ana babası ile dedemin ana babası Balkan Harbi'nde beraber göçmüşler yurda. İki taraf da Balkan muhaciri... Anneannemin ailesi İzmir'de bir bölgede bakkal dükkânı işletiyor.
Kur'an-ı kerimini okuyan, namazında abdestinde insanlar. Gerçi fıkıh bilmiyorlar ama Osmanlı adına ne varsa hepsine hürmet ediyorlar. Çevresinde saygı gören hürmet edilen bir aile... Onların hayat düsturu bir cümlelik:
"Kıl beşi, ye aşı" Yani beş vakit namazını kıl, karnını helalinden doyur başka da şeye gamlanıp tasalanma.
Dedemin tarafı ise biraz farklı... Onlar para düşkünü... Para kazanmak için hayli hırslılar.
Kızlarının gelinlerinin başları bağlıdır ama para kazanma uğruna onları da kendi yanlarında çalışmaya, getir götüre, ayak hizmetlerine yönlendirmişler, zorlamışlar, alıştırmışlar. Ne haremlik selamlık var ne Osmanlı'daki aile geleneği... Parayı ise her şeyin üstünde tutan bir yapıları var ve servetleri insanlıktan çok daha önemli (!)
Eh yokluktan gelip o eziklik ile paraya sarılmışlar, arttıkça artırmayı düşünmüşler. Ne var ki bu arada nahif yaratılmış olan kadınlarını yanlarında acımasızca çalıştırmışlar.
Bu agresif para kazanma hırsı, ihtiyaç kadarını kazanmaktan öte ruhlarında tam bir para ve mal hastalığı oluşturmuş.
Dedemin babası bir yandan dedem ve üç kardeşi bir yandan onlara hizmet etmek zorunda olan kızları, onların gelinleri ve doğmuş çocukları bir yandan tüm aile ha babam de babam para peşinde koşmuş durmuş. Çocuklar para kazanmak için aile büyüklerinin her türlü baskısına, küçük düşürücü sözlerine hakaretlerine katlanmak zorunda kalmışlar.
İslam âlimlerinin hayatlarına menkıbelerine, tavsiyelerine uzak, kendi nefislerine uygun kendilerince bir inanca saplanıp kalmışlar. Paradan başkasına saygı göstermeyen bir merhametsizlik oluşmuş kalplerinde. Çocuklarına Ehl-i sünneti öğretmek şöyle dursun "biz biliriz" havasında onları dış dünyadan da izole etmişler.
İşte benim anneannem bu gelinlerden biridir. Onun büyük olan kız çocuğu ise annemdir...
DEVAMI YARIN