"Günler ağır aksak, hiç geçmiyor gibi. İçimde yaralar dinmediğinden midir nedir? Yaşamak bu değil, ya nedir?.."
Kapı çalıyor... "Evde kimse yok" diyorum. Kapıya geleni değil, kendimi kandırıyorum. Felaket "geliyorum" diyor, aldırmıyorum... İyi diyelim iyi olsun. Hayırlı olsun. Bilemeyiz ki zaman ne getirir ne götürür. Takdir-i ilahi... Sevdiklerinden ayırmasın yeter ki. Hiç layık olmasam da bu büyüklere yakınlığımı artırsın, uzaklaşmaktansa canımı alsın, olmasam da olur...
Günler ağır aksak, hiç geçmiyor gibi. İçimde yaralar dinmediğinden midir nedir? Yaşamak bu değil, ya nedir?
Tutunamıyorum bir türlü. Kurtulamıyorum benliğimi saran duygulardan. Her ne varsa benden uzakta. Yakınlaşmaya çalıştıkça. Hayretle veya nefretle hep hüzün hep hüsran... Neyse ki hayat bu, tekrarı yok...
Geçenlerde evlendirme programlarının birinde bir kız... Hatırıma gelince hâlâ içlenirim kendi kendime... 20 yaşında filan... 40 yaşlarında bir adama tutulmuş gelmiş, ne var bunda? Yalnız başına, cahil cesareti zirve yapınca... Aradı. Arkadaşı araştırıyorlar; ertesi gün karar anında. Tabii adam da "kızım yaşında" deyince onca insan içinde... Yani bir kişinin dostluğunu, binlerce kişinin düşmanlığına kabul etmeyince... Çektiler kızı sorguya, "daha gençsin çok", "ideallerin ailen falan filan" derken önce annesi çıktı, sonra babası... Sonra da kız "terbiyesiz" diye alaşağı edildi. Terk etti programı... Gönlüme dokundu bu durum hakikaten. O gün stüdyodan kovulur gibi çıkan kız, yıllar önce başlayan bir tahribatın eseriydi... Eminim ilk sahnesi değildi ama umarım son sahnesi olmuştur...
Size gönderdiğim Silsile-i aliyye sayfasını hazırlamak çok zevkliydi. Ama unutun arkada yazılı olanları... İster yayınlansın ister yayınlanmasın gam değil... İnanın çok keyif aldım. Sonsuz teşekkürler... Allah razı olsun sizlerden de bin kere...
Gazeteden yakmaya, atmaya kıyamadıklarımı toparladım. Bir kompozisyon oldu kardeşim ve ailemin katkılarıyla, ne bileyim beğenirsiniz beğenmezsiniz siz bilirsiniz...
"İyi insanlar" olduğunuza inanıyorum ve güveniyorum bu mübareklerin gölgesinde. Rabbim şefaatlerine layık eylesin bizleri de... Bu yüzden hepinizi çok seviyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum. Hele hele Halime Gürbüz en çok seni seviyorum. Sonra Hülya Düzgün aynı şekilde. Burcu Çetinkaya, "yalnızlık kraliçesi" âdeta, çok başka...
Bakalım kalbim nereye götürürse... Hesap mı verecektim bir de... Bana uymayın lütfen, "Cahillik işte"...
Sevim Zengin-Samsun