"Emanete böyle mi bakıyorsun?"

A -
A +
“Siz burada bilgisayar oynuyorsunuz… Devlet size bunun için mi maaş veriyor? Allah’tan da mı korkunuz yok?..” 
 
Anne önce evladını temizleyip, yaşadıklarının verdiği öz güvenle okulun yolunu tutu…
Önce tuvaletlere gitti. Durum kızının anlattığından bin beterdi… Hizmetliler, bilgisayarda oyun oynuyorlardı… Öfkeyle haykırdı:
“Utanmazlar, her yer pislik içinde… Siz burada bilgisayar oynuyorsunuz… Devlet size bunun için mi maaş veriyor? Allah’tan da mı korkunuz yok?” dedi.
Dedi ama kimse tınmadı.
Sınıfa gitti… Öğretmen oturduğu yerde draje çikolata tanelerini atıştırıyordu… Başını kaldırıp “şekerim düştü de” dedi.
Anne:
“Hoca hanım! Ben onu sormuyorum. Bak çocuk ne hâle gelmiş? Evde kapının önünde ağlarken buldum… İki saattir çocuk sınıfta değil ve senin haberin yok! Emanete böyle mi sahip çıkıyorsun? Ben senin evladını evladım diye bağrıma basıyorum” diye sitem edip öfkeyle okul müdürünün odasına yöneldi.
Müdür odasında değildi.
İlgililer, müdürün görevden alındığını, yeni müdürün de atanmadığını söylediler. Bir ara Kaymakamlığa gitmeyi aklından geçirdi. Sonra vazgeçti.
Şimdi gelmiş gözyaşları içinde bunları ona hamilik (koruyuculuk) eden eşime anlatıyor.
“Bunda büyütecek, burada yazacak ne var ki? Çocuk bu, altını ıslatır, temizlenir biter” diyenleriniz olmuştur.
Mesele de zaten bu… Büyük sıkıntıları ve aksaklıkları görmekten küçük sıkıntıların nasıl büyük sıkıntılara dönüştüğünü görmüyoruz…
Neticede sorun yumağına dönüyoruz.
Ne yok ki o küçük kızın yaşadığında?!.
Önce çılgın bir yoksulluk… İlgisiz bir baba… Duyarsız komşular… Görevini yapmayan hizmetliler… İlgisiz öğretmen… Sorumsuz müdür yardımcıları… Koskoca yaz tatilini es geçip bir hafta kala yönetici değiştirenler… Okullarda böyle bir sorun yaşanabileceğini dikkate almayan ilçe yöneticileri ve dahi il yöneticileri...
Ve çocuk, kendisine bu sıkıntıyı yaşatanlardan habersiz, annesinin ona imdat etmediğine yanıyor.
Bütün olumsuzluklar söz olur, mısra mısra içime akar, içimi acıtır, ne kadar yutkunsam da sonunda içimden bir ses yükselir: "Anne neredesin?” 
Keşke o çocuk gibi olabilse insan… Ne hizmetlinin, ne öğretmenin, ne yöneticilerin ve dahi hayırsız babanın, duyarsız komşuların kusurlarını bilmeden başına gelenlerin tek çaresinin annesi olduğunu sansa… Derdinin ilacı annesi olsa ve haykırsa:
“Anne neredesin!” 
      Mustafa Pala-Manisa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.