Hem sevindim hem şaşırdım!..

A -
A +
 
“Yerinden kalktı, ceketini ilikleyerek önüme geldi. Ben bir şey anlamadığımdan, yerimde oturuyordum...”
 
Benim asıl üzerinde durduğum konu, bankanın beni kara listeye alması, bir daha hiçbir bankadan kredi alamamam, İsveç'te vadeli alışveriş yapamamam; hatta ev kiralamalarında bile şüpheli kişi olarak nitelenmem anlamına geliyordu.
Bundan daha kötü olan, Monika'nın ve eşinin bana olan güvenlerinin düzeltilemez bir şekilde sarsılması olacaktı. Ödeyeceğim temerrüt faizi, avukat ve icra masrafları umurumda bile değildi.
Ben de bankanın genel müdürüne çıkmaya karar verdim. Bu isteğime çok şaştılar ve bunun mümkün olmadığını söylediler. Fakat memurların sesleri ve elleri titremeye başladı. Çünkü genellikle kimse böyle küçük bir sorun için banka müdürlerine şikâyete gitmez; hele bir yabancı için, bu haddini bilmemektir!.. Ben ısrar edince, genel müdürle görüştürmeyi kabul ettiler.
Genel müdür beni saygı, fakat kaygı ve şaşkınlıkla karşıladı. Demek ki, benim yaptığım gibi pek itiraz ve şikâyet olmuyordu. Ona durumumu iyi bir İsveççe'yle anlattım. Sekreterine dosyamı getirtti. Dikkatli bir şekilde inceledi. Bana, kredinin erken ödenmesinin sık görülen bir durum olmadığını, ama ödenirse de bunu son taksite değil ilk taksite mahsup edilmesinin gerektiğini ve haklı olduğumu söyledi.
Sonra da yerinden kalktı, ceketini ilikleyerek önüme geldi. Ben hâlâ olup bitenden bir şey anlamadığımdan, yerimde oturuyordum. Banka personelinin yanlış bir yorumlamayla beni üzdüğünü, bundan dolayı bankası adına, başını eğerek benden "özür" dilediğini, oldukça nazik bir şekilde söyleyince, sevinçten çok, şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım neredeyse. Çünkü bir banka müdürünün bir müşterisinden özür dilemesi -böyle sorunlar oluşturmamaya çok özen gösterirler-, hele böyle bir tavırla özür dilemesi görülmüş şey değildir.
Yukarıda özür sözcüğünü tırnak içine aldım. İsveççe'de özür dilerken kullanılan iki ayrı sözcük vardır. Birisi normal ve günlük ilişkilerde kullanılan "ledsen", diğeriyse üst düzey ve uluslararası ilişkilerde kullanılan "beklaga" sözcüğüdür. Banka müdürü ülkelerarası ilişkilerde, protokolde ve diplomatik hayatta kullanılan özür sözcüğünü tercih etmişti.
.....
Şimdi de 30 yıl öncenin Türkiyesi'nde bir bankada yaşadığım bir başka olaya geçelim...

1980 yılı başıydı. Antalya'daki Sanayi Sitesi'nde bulunan iş yerimde, küçük kardeşim ile birlikte sunta, boya, kaplama ve gürgen kereste ticareti yapıyorduk... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.