"Sizin hiç yemek yeme, ihtiyaç giderme, çay içme gibi doğal ihtiyaçlarınız olmuyor mu?"
Altmış yıllık arkadaşım bir profesör meslektaşım var. Kendisi yurt dışında doktora yaptı. Uzun yıllar değişik ülkelerde de hocalık yaptı. Emekli olmadan önce bir süre de YÖK denetim kurulu üyeliği yaptı. Anlattı da onun döneminde ülkenin üniversitelerinde neler olmuş neler...
Bir profesör bir üniversiteye kurucu dekan olarak atanıyor. Ders verme zorunluluğu olmamasına rağmen sadece altı saat ders alıyor. Bunu öğrenen diğer dekanlar:
"Bizim 30'ar saat dersimiz var. Sizin böyle sembolik ders almanız, bizi zor duruma sokar" diye tepki gösterirler.
Arkadaşımın şikâyet üzerine yaptığı bir soruşturmada bir üniversitede bir hoca günde 23 saat ders veriyor gibi gözükür. 1 ders saatini 50 dakika kabul edersek, günde 46 ders saati yapıyor. Bu her halde dünyada bir rekor (!) 30 ders saatinden fazlasına ücret ödenmediği için, fazla saatleri ne yapıyor? Güvendiği bir arkadaşının (!) üstünde gösteriyor.
Arkadaşım bu hocaya diyor ki:
"Sizin hiç yemek yeme, ihtiyaç giderme, çay içme gibi doğal ihtiyaçlarınız olmuyor mu?"
Bir başka anısı da hayli ilginç... Bir hoca, yine bir üniversiteye kurucu rektör olarak atanıyor ve atandığı üniversitede 30 saat ders gösteriyor. Hadi bu tamam diyelim, ama hocanın evi başka bir ilde ve orada da üniversite var. Hoca, Cuma ve Pazartesi günleri de o üniversitede hem de haftalık 30 saat ders veriyormuş.
YÖK denetleme kurulu olarak arkadaşım soruşturmacı atanınca, rektöre buna açıklık getirmesini istiyor. Cevap basit(!)
"Ben Cuma günleri hafta sonunu geçirmek için adı geçen il'e giderim. Orada on beş saat ders yaparım. Pazartesi günleri de aynı şekilde on beş saat dersimi yapıp rektörlük yaptığım üniversiteye gelerek görev başı yaparım."
Beğendiniz mi?
Teoride mümkün ama hocanın ders filan yaptığı yok aslında. Bütün dersleri bir araştırma görevlisine yaptırmakta, yasalara göre onların ders verme hakkı ve yetkisi olmamasına rağmen. Kim arar kim sorar?
Ben daha acısını çalıştığım üniversitede gördüm. Hoca, yurt dışında olduğu halde, Türkiye'de altı ay danışmanlık yapmış gibi ücret almıştır. Yeter ki vicdanlar rahatsız olmasın.
Bu yasa dışı, vicdanın ve mantığın almadığı işlerin çok büyük bir çoğunluğunu ne yazık ki ne hazindir ki bir kısım profesör, bir kısım dekan, bir kısım rektörler yapmıştır. İnşallah üniversitelerimizde o günler geride kalmıştır.
Asst. Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım