"Bu sabah da namaza kalkmıştı ama kahvaltıda birbirimize şaşkınlığımızı söylüyorduk..."
O sabah güneş doğmaya beş on dakika kala kapı zili çaldı. Eşim yataktan fırlayıp kapının otomatiğini açarak bu sabahın köründeki sürpriz misafiri beklemeye başlamış. Kapı merceğinden baktığında sakallı bir ihtiyarın merdivenlerden yukarı çıktığını görmüş. Galiba bir yanlışlık olmuştu. Ama zil sesine uyanmışken de güneş doğmadan sabah namazını da kılmıştık.
Kahvaltıda dedi ki eşim; "Sakallı adam zil çaldı. Ama iyi de oldu. Henüz güneş doğmamıştı ve sabah namazını eda ettim."
Dedim ki:
"Sen sabah uyanamıyordun zaten, iyi olmuş."
İyi olmuştu ama ertesi sabah yine enteresan bir şey oldu... Ertesi sabah yine aynı saatte güneş doğmaya on dakika falan kala kapının zili çaldı. Beyim yine yataktan fırladı. Yine aynı sakallı ihtiyarın merdivenden çıkmakta olduğunu görüyor.
O sabah da namaza kalkmıştık ama kahvaltıda birbirimize şaşkınlığımızı söylüyorduk... Asıl şaşkınlığı bir sonraki gün yaşayacaktık. Çünkü aynı sabah vakti aynı şekilde kapının zili yine çaldı... E bu kadarına da pes artık...
Yine zil çaldı. Yine kapı merceğinden bak... Yine aynı ihtiyar... Merdivenden yukarı ağır ağır çıkıyor...
Ben "Hızır'dır bu" diyordum. Beyim de "ne alakası var" diyemiyor tasdik eder gibi susuyordu. Şu var ki üst üste sabah namazına kaldırılma olayını "manevi bir işaret" saymıştık. Artık eşim de "ne olursa olsun sabah vakti kalkacağım" diyordu. Ben de kendisine "istersen kalkma, ihtiyar gelip seni kaldırıyor" diyordum.
Ertesi gün mesele anlaşılmıştı... Meğer bizim üçüncü kattaki komşumuzun babası köyden oğlunun yanına misafir gelmişti. Adamcağız üçüncü katın zilinin numarasını ezbere bilecek yaşta değil. Sabah site camiine gidip namaz kıldıktan sonra eve döndüğünde ne bilsin, üçüncü katın ziline basıyorum diye "Daire 3" yazan bizim zile basıyor. Biz de dış kapıyı açtığımızdan apartmana giriyor. Hiç sıkıntı yok... Asansöre binmediği için merdivenlerden yukarı çıkıyor. Biz de bu misafir ihtiyarı tanımadığımız için, üst üste aynı saatte zil çalma işini "manevi bir işaret" saydık.
Ama iyi de oldu... Onun misafir kaldığı dönemde de dairemizin zilini çalmasına hiç dokunmadık... Çünkü bizi doğal olarak namaza kaldırıyordu... Aradan yıllar geçti... Kendisi de nice sonra komşumuz olan oğlu da rahmetli oldular. Mekânları cennet olsun.
A.D. - İstanbul