Korku korkuyu bastırır mı?

A -
A +

“Çavuşum evli ve iki çocuk babasıydı. Çok çalışkandı ama heyecanlanınca kekeliyordu...”

 

 

 

Dünkü hatıramı anlatmaya devam ediyorum... Komutan dedi ki bizlere: “Sizi tebrik ederim hayatınızın en güzel tam siperini yaptınız, yerde taş mı var, diken mi var diye bakmadınız. Evet, ne oldu diye merak ediyorsunuz? Elimdeki içinde barut olmayan hakikisine çok benzeyen sahte bomba idi. Ben hakiki bombayla aranızda dolaşacak kadar tecrübesiz ve tedbirsiz bir subay değilim. Bu arada şunu unutmayın çekilen pim tekrar yerine takılmaz. Ben unutamayacağınız bir uygulama yaptım. Size ne kadar korkmayın desem de endişeli olduğunuzu biliyordum. Bilerek kalbinizdeki korkuyu boşalttım. Korku korkuyu bastırır. Şimdi aslanlar gibi gelecek ve öğrendiğiniz gibi bombalarınızı atacaksınız..."

 

Bölük komutanımız insan psikolojisinden anlayan mükemmel bir subaydı. O gün onun bu tiyatrosu sayesinde korkumuzu yenip güle oynaya bomba atışımızı yaptık. Subaylık hayatımda onun “korku korkuyu bastırır” prensibini hiç unutmadan tatbik ettim. Hatta bir kekeme çavuşun bu vesile ile tedavi olmasına bakın nasıl vesile oldum.

 

Gerçi benim burada yaptığım hareketin hiçbir ilmî temeli yok. Her deneyenin aynı sonucu alabileceğini iddia edip vebale de giremem. Bugün çok şükür bu konuda ilmî metotlarla kekemelikten kurtulma imkânı sunan yerler var. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Bağcılar Belediyesi bu hizmeti ücretsiz veren bir merkez kurmuştu. İnsanların böyle bir dertten kurtulmasına vesile olmak gerçekten çok büyük bir hizmet. Gelelim benim bu konudaki hatırama.

 

Sene 1985. Yer Keşan. Ben hayatının baharında genç bir teğmenim. Gaziantepli Ali, benim muhabere çavuşumdu. Uzun boylu, hafif kilolu aslan gibi bir çocuktu. Evli ve iki çocuk sahibiydi. Çok çalışkandı ama bir özrü vardı. Heyecanlanınca kekeliyordu. Onun bu hâline üzülüyordum. Neşeli olduğum bir gün bana bir şey söylemek için yanıma geldi. Kekelemekten bir türlü derdini anlatamıyordu. İçimden plan yaptım çok kızmış rolü oynadım.

 

“Ali Çavuş sen niye kekeliyorsun bakayım!” dedim.

 

“Komutanım çocukluktan beri ben heyecanlanınca kilitleniyorum, kekeliyorum” dedi. Bir şeyler söylemem lazımdı. Bir çözüm bulmalıydım... DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.