“Madem sordun anlatalım!..”

A -
A +
“Nasıl olduysa hâlimiz esnaf komşumuz terzi babanın zeki kalfasının dikkatini çekmiş...”
 
 
İş yerimizin karşısında küçük bir mescidimiz vardır. Şartlarımız uygun olduğu zamanlarda bu mescide cemaatle namaz kılmak üzere gidiyoruz. Ama bazı zamanlarda gerek vakit uyduramadığımızdan gerek imamet uygun olmadığından cemaate yetişemiyoruz ya da dikkat çekmeyecek şekilde uygun vakit kolluyoruz.
Ne var ki ikindi ve yatsı vakitlerinde Asrı Sânî üzere namaz kıldığımız için cemaatten sonraya kalıyorduk. -Tabii bu konuda Osman Ünlü Hocamın yazılarına bakabilirsiniz.-
Nasıl olduysa esnaf komşumuz terzi babanın kalfasının dikkatini çekmiş bu… Zeki çocuk… İkindi ve yatsıda cemaat çıkarken gelmelerimizin bir değil iki değil hep böyle olduğunu fark ederek dikkat kesilmiş.
Bir gün karşılaştığımızda dedi ki:
-Size bir şey soracağım.
-Buyur sor kardeşim.
-Siz ikindi ve yatsı namazlarında hep geç kalıyorsunuz. Bu bir tesadüfe benzemiyor? Bilmediğim bir şey mi var?
Dedim ki:
-Madem sordun anlatalım kardeşim. Buyur gel otur bakalım.
Gerçekten merak eden ve dinini öğrenmek isteyen bir insanmış ki hiç ikiletmeden gelip oturdu.
Kendisine İmam-ı Azam hazretlerinin Asrı Sânî içtihadını, onun talebeleri olan İmam-ı Yusuf ile İmam-ı Muhammed hazretlerinin Asrı Evvel içtihatlarını ve fetvanın İmam-ı Azam hazretlerine göre oluşunu; temkin vaktiyle ilgili olarak kitaplarımızda bahsettiği gibi naklettikten sonra bir de Namaz Kitabı hediye ettik.
İlgimize ve anlattıklarımıza sevindi. Çok memnun oldu. Sonra ikindi ve yatsı namazlarını o da Asrı Sânî’de kılmaya başladı.
Sonra muhabbetimiz koyulaştı samimiyetimiz arttı. Konuştukça gördük ki Cennetmekân bazı Osmanlı sultanları hakkında da yanlış bilgilerle doluydu. Kendisine Osmanlı Sultanlarının dinimize yaptığı hizmeti anlatarak onlar hakkında da kitaplarımızda yazılanları okumasını tavsiye ettik.
Hangi kitabı aldıysa çölde kalmış susuz kimse gibi okuyup hayatına uyguluyordu… Öyle oldu ki her konuda tam bir itikat üzere hareket eder oldu.
Nasip meselesi böyle bir şey işte… O merak o dikkat ve o soruyla kendine açılan kapıdan içeri girerek deryaya kavuştu… Allahü teâlâ kendisine iki cihan saadeti versin.
Rabbim bizi ne şerefli hizmete memur kıldı, Rabbim bizlere bu eserleri ulaştıran her seviyedeki herkesten razı olsun…
         Taha Ufuk Acar-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.