Müslüman erkek ve kadının, şartları bulununca, zekât vermeleri farzdır.
Şerîf Cemâleddîn Nükrakâr hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 706 (m. 1306) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. Haleb’deki Esediyye Medresesi’nde ders okuttu. Şam ve Kâhire’de bulundu ve buralarda insanlara ilim ve ahlâk öğretti. 776 (m. 1374) senesinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Zekât vermek İslamın beş şartından biri olup, hicretin ikinci senesinde ramazan ayında farz oldu. (Mükellef) olan, yani âkıl, bâliğ olan ve hür olan Müslüman erkek ve kadının, şartları bulununca, zekât vermeleri farzdır. Zekât vermek, malı Müslüman fakîre temlîk etmekle olur. Yanî, malı fakîrin eline vermek lâzımdır. Zekâtın farzı birdir. Her Müslümanın tam mülkü olan nisap miktarındaki (Zekât malı)nın, belli zamanda, belli miktarını, zekât niyeti ile ayırıp, emredilen Müslümanlara vermektir. Fakîr ve âkıl olan yetîme velîsi yemek yedirse, zekât yerine geçmez. Yemeği yetîmin eline verse veyâ velîsi bu yetîmi giydirse zekât olur. Âkıl olmayan fakîr yetîmle birlikte yemek yeseler zekât vermiş olur. Tam mülk, helal yoldan gelip, kullanması mümkün ve helal olan öz malı demektir. Vakıf malı, kimsenin mülkü değildir. Gasp, sirkat, rüşvet, kumar ve fâsid olarak satın aldığı mal gibi, harâm malı kendi helal malı ile veyâ çeşitli kimselerden aldığı harâm malları birbirleri ile karıştırmamış ise, bu harâm mallar, mülkü olmaz. Kullanması, nafaka yapması helal olmaz. Bunlarla câmi ve başka hayırlar yapamaz. Bunların zekâtını vermesi farz olmaz. Yanî, zekât nisâbının hesâbına katılmazlar. Sâhipleri veyâ vârisleri belli ise, kendilerine geri vermesi farzdır. Belli değil ise, hepsini sadaka olarak fakîrlere dağıtır ise de, sonra sâhibi çıkıp, tazmînini isterse, tazmîn eder. Sâhiplerini buluncaya kadar dayanamayıp bozulacak malı, kendi kullanıp, sonra tazmîn etmesi, yanî benzerini, benzeri yoksa kıymetini ödemesi câiz olur.
Ticâret şirketinde ortak olanın, hissesi nisap miktarı ise, kendi hissesinin zekâtını hesap ederek vermesi lâzımdır.
Din adamlarının, evkaftan alacakları erzâkı, teslîm almadan önce satmaları câiz değildir. Çünkü bunlar, hak edilmiş ücret iseler de, hak edilen mal, kabzedilmeden önce mülk olmaz. Düşmandan alınan ganîmet, dâr-ül-islâma getirilince, askerin hakkı olur. Fakat taksîm edilmeden önce, mülk olmaz. Maaş, ücret ele geçmeden önce, bunlar nisap hesâbına katılmaz. Yanî zekâtları verilmez.
Vehbi Tülek'in önceki yazıları...