İlim kalp gönül üzerine -2-

A -
A +
İnsan kalbi öyle tarif edilmiştir ki, yaratılışta nasıldır bilir misin? Tıpkı ayna yapılan bir metal gibidir. Öyle ki bütün bir âlem bu aynaya sığar.
“Hadi canım öyle şey mi olur” deme. Bunun nasıl mümkün olabildiğini anlamak istiyorsan internete bakman yeterlidir sanırım. Küçücük bir el telefonuyla (internet sayesinde) bütün dünyayı göremiyor musun? Ya da televizyon ekranında dünyayı izleyemiyor musun?
Ben daha ilerisini söyleyeyim dostum. Aynayı gönlün kabul et de bir gör… Gönlüne ne dünyalar ne yıldızlar ne âlemler sığdırabildiğini…
Şimdi anladın mı?
Dolayısıyla bu kalp denilen aynayı temiz tutmak veya kirletmek, karanlıklar içinde bırakmak tamamen senin gayretinle olabilecek bir durum.
Eğer burada İslamiyet’in çizdiği yol haritasını hayatına uygularsan kalp aynan da temiz olur. Bunun dışına çıkarsan kirlenir pas tutar. Zaten İslamiyet’in emir ve yasakları insanlar içindir. Tıpkı yola çıkan şoföre kaza yapmaması için konulan trafik kuralları gibidir. Uymayan kendi bilir. Bugün nice kalpler vardır ki kalp aynası artık ayna görevini yerine getiremeyecek kadar kararmıştır. Tabii ki kendi yaptıkları sebebiyle... Kalp o kadar şaşıracak hâllere sahiptir ki bunu yazıyla anlatmak mümkün değildir. İnsanların çoğu bu gerçekten habersizdir. Kalbin iki bakımdan üstünlüğü vardır. Hem ilim sebebiyle hem kudret sebebiyle. Yani şöyle… Bütün bildiğin ilim ve sanatları aslında kalp (gönül) biliyor. Eğer bilmese sen bilmiş olamazsın. O bilme kapasitesi ile sen bilmektesin. Daha açık bir şekilde söyleyecek olursak okuduğunuz, yazdığınız yazılı ve görsel iletişim alanındaki her öğrendiğiniz bilgi ve belge kalbin bilgi sınırları içindedir.
Nar tanesi gibi bir kalbin içinde bin bilgi vardır. Bu örneğe bakıp da kalbi yani gönlü öyle kapasite olarak sınırlı zannetme. Şu masmavi gökyüzü ve yeryüzündeki varlıklar ay güneş, dünya ve gezegenler onun kapasitesine göre kumsalda bir kum tanesi gibidir.
Hiçbir hız onun hızına yetişemez. Örneğin sizin en hızlı uzay aracınız ya da en donanımlı bilgisayarlarınız onun hayal gücüyle boy ölçüşemez.
          Akif İnan İzgördü
 
 
ŞİİR
 
       Kudreti gördüm...
                
Parayla ölçülmez senin değerin             
İçimde yer eden serveti gördüm.
Elinden içersem bana hayattır
Zehirin içinde şerbeti gördüm.
 
Ebedî huzuru buldum izinde
Bulutlar göç etti sanki gözünde
Zamanı geçirsem bin yıl dizinde
Sevda yollarında gurbeti gördüm.
 
Sorulan sorunun cevabı sendin
Sızlayan vicdanın hesabı sendin
Vicdansız insanın azabı sendin
Gözünün yaşında rahmeti gördüm.
 
Yolunu bilene yorgunluk olmaz
Seninle aramda kırgınlık olmaz
Kelamın su gibi durgunluk olmaz 
O şirin dilinde cenneti gördüm.
 
Kadir Fidan der ki sözlerin ilaç
Gülüşün gönlüme her dem ihtiyaç
Merhamet dalları gökteki ağaç
Sevginin özünde kudreti gördüm.
 
   Kadir Fidan-Dağların Şairi
 
 
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
BURDUR GÖLÜ: Türkiye’nin yedinci büyük gölü. Söğüt dağları ile Suludere-Yayladağ yükseklikleri arasında uzanan çöküntü havzasını işgal eden bir göldür. Oluk şeklinde bir biçimi olan Burdur Gölü'nün yüzölçümü 200 km2dir. Uzunluğu 34 km ve en geniş yeri ise 9 km’dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 854 m, en derin yeri Kapı Geçidi önlerinde 110 metredir.
Burdur Gölü'nün suyu tuzludur. Fakat tuzluluk nispeti fazla değildir (binde 24). Teşekkül tarihi oldukça eskidir. Bir kapılı havza gölü olduğundan zamanla tuz birikimi olmuştur. Bilhassa klorür nispetinin fazlalığı gölün eskiliğini gösterir. Gölde en fazla bulunan tuz sodyum sülfattır. Bu yüzden balık yaşamaz. Gölün seviyesi kış sonunda ve ilkbahar başında yükselmekte, yaz esnasında alçalmaktadır. Bu iki devre arasında seviye farkı bazı seneler bir metreyi bulmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.