“Cesaret, akıldan gelirse cesarettir!”

A -
A +

Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî (rahmetullahi aleyh) buyurmuşlar ki:

 

Bildiklerini anlat ama akıl vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir. Bilgisizlikten gelirse cehalettir...

 

"Sessizlik; sözü çok olmayanın değil, boş lafta gözü olmayanın işidir..."

 

Bir gün dört ahmak İsfehan’da seyr ve tenzihle meşgul idiler. Birdenbire bir minarenin yakınına eriştiler ki yüksekliğiyle Elvend dağı gibi görünüyordu. Onların içinden biri sordu ki:

 

-Benim aklım hayrettedir ki, bu minareyi nasıl yapmışlardır. İhtimal ki, peri işi olsa gerek.

 

İkincisi dedi:

 

-Senin galiba aklın yok. Eski dülgerler uzun boylu imişler. Zira ayakta durarak inşa ederlerdi. Elleri minarenin tepesine kadar erişirdi.

 

Üçüncüsü dedi ki:

 

-Sen, akıldan bir nasibe malik değilsin. Bu minareyi yer üzerinde upuzun yapmışlar. Sonra kuruyunca onu kaldırıp dikmişlerdir.

 

Dördüncüsü dedi ki:

 

-Sizin her üçünüz ahmak görünüyorsunuz. Ben size bu hâlin hakikatini aşikâr edeyim. Siz hiç kurumuş kuyu gördünüz mü?

 

Dediler, “evet gördük.” Dedi ki: “Bu minare işte kurumuş kuyudur. O kuyuyu yerden yukarı kaldırmışlar buraya ma’kusen dikmişlerdir.

 

Arkadaşları:

 

-Tahsin ettiler onu. Akıl ve idrakinin ziyadeliği ile methettiler.

 

"Herkes kendi aklını kemâlde bilir. Kendi idrakine muvafık rey verir. Her ne kadar onun reyi başkalarının reyine muhalif de olsa eğer yeryüzünden akıl yok olsa kendine ihtimâl vermez hiç kimse ben cahilim diye..."

 

“Alim ile sohbet etmek lal ü mercan, incidir,/Cahil ile sohbet etmek günde bin can incitir.”

 

     Havva Arvas

 

 

ŞİİR

 

 

     Kabuk

 

Sızlar hâlâ derinden,

 

Gurur duy eserinden,

 

Söktüğün kalp yerinden,

 

Gitti sonsuz diyara.

 

 

 

Vefan bu kadar mıydı?

 

Ettiğin 'kader' miydi?

 

Dert miydi, keder miydi?

 

Yaktığım her sigara. 

 

 

 

Niceler geldi geçti,

 

Hepsi bir yara açtı,

 

Duvaktan kefen biçti,

 

Kendine bu fukara.

 

 

 

Ağlasam yaş gelmiyor,

 

Elimden iş gelmiyor,

 

Gelen hiç hoş gelmiyor,

 

Anladım bahtım kara.

 

 

 

Gıyabî yan bahtına,

 

Yerleş kabir tahtına,

 

Dindiğinde fırtına,

 

Ayrışır akla kara.

 

     Mustafa Özkahraman

 

 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)

 

 

Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Bir hadis-i şerif var, Peygamberimiz 'aleyhissalatü vesselam' buyuruyorlar ki: (Müminin verdiği mal kendisinindir. Aldığı değil.) Çünkü bilin ki, herkes kabirde bir hiçtir. Herkes vefat ettiği zaman, bir kefenle toprağa gömülecektir, fakat onun ismi ve cismi bir hiç olacak, dünyada kazandıklarının hepsi dünyada kalacaktır. Ahirete önceden gönderdiklerinin hepsi onun olacaktır. Peki, bu ömrü bu hiç için harcayan bir insanın değeri nedir? Hiçtir! Eğer ahireti için harcamışsa, onun değeri nedir? O gün başlayacaktır. Yani vefat ettiği gün, gerçek hayat başlayacaktır."

 

 

 

Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.