Anlamayanlara daha açık dilden…

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçen haftaki Meclis konuşmasında yaptığı “Teröristbaşı, -tecridi kaldırılırsa- gelsin DEM grubunda terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” çıkışı, parti yöneticilerinin de dikkat çektiği üzere, siyasette tarihî dönüm noktası oldu.

 

Tepkilerden anladığım, bundan en çok Kandil, DEM ve CHP’nin rahatsız olduğu...

 

“Öcalan adım atmak için bazı ülkelerden garantörlük” istiyor gibi ipe sapa gelmez iddiaları Kandil’le bağlantılı DEM kaynaklarının fondaş medyalarına sızdırdığı anlaşılıyor.

 

Devlet Beyin hiç beklenmedik biçimde attığı çalım Kandil’de ve Kandil’in ipini elinde tutanlarda öyle bir hazımsızlığa yol açtı ki, akabinde alçak TUSAŞ saldırısı geldi.

 

Eş zamanlı olarak muhalif kalemşorlar da devreye girdi, Cumhur İttifakı ortakları arasında fitne çıkarma gayretine girişti.

 

Oysa geçen pazar yazımda dikkat çektiğim üzere, bir devlet aklı stratejisi yürütülüyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Hükûmet olarak laf ola beri gele anlayışımız yok. Bin düşünüyor, bir söylüyoruz. İttifak ve iktidar olarak adım atmadan önce her şeyi en ince detayına kadar hesaplıyoruz” sözleriyle bunun işaretlerini veriyordu.

 

Ve dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha açık ifadelerle Bahçeli’ye verdiği destek, tam da beklediğimiz şekilde oldu.

 

AK Parti Grubu’nda, bu defa Sayın Bahçeli’nin ismini de zikrederek “Elini değil, gövdesini taşın altına koydu” övgüsünde bulunan Cumhurbaşkanı, ittifak ortağı Milliyetçi Hareket Partisi liderinin üstlendiği zor göreve ve tarihî önemine dikkat çekti.

 

Erdoğan, “Devlet Bey; tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle, daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta, anlayabilenler için, mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için; vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı'nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, önümüze açılan tarihî fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır” dedi.

 

Cumhurbaşkanının geçen haftaki sözlerini ve mesajlarını dikkate almayıp, Devlet Beyin çıkışına yorum yapmaktan kaçındığı tezviratında bulunanlar umarım bu defa ikna olmuştur.

 

Özellikle de Cumhurbaşkanımızın Kazan ziyaretine eşlik eden, benim de içinde yer aldığım meslektaşlarıma “Uçakta gazeteci yokmuş” zevzekliğiyle sataşan CHP Genel Başkanı ve avanesi, seyahatte olan biteni anlattığım yazıyı okusaydı gerçeğin hiç de öyle olmadığını anlardı zaten.

 

“Peki Cumhurbaşkanı, açık açık Devlet Beyin ismini zikrederek bu tonda ve açıklıkta yorum yapmak için niye bir hafta bekledi?” diye soracak olursanız…

 

Böylesine hassas bir konunun stratejisini nasıl yürütecekleri, neyi ne kadar söyleyecekleri kendi bilecekleri şey…

 

Geçen hafta söyledikleri de çok şey anlatıyordu ama anlamak isteyene!

 

Gazeteciler olarak biz doğrudan sorsak bile, buna cevap verip vermemek, muhataplarının belirleyeceği bir konu...

 

Gazeteci sorusunu sorar, o kadar… İstediği cevabı zorla alamaz.

 

Cevap alamıyorsa izlenimlerini yazar…

 

Tam da bizim geçen hafta yaptığımız gibi.

 

Peki, okuyucularımızla paylaştığımız izlenimlerimizde bir yanılgımız var mı?

 

Cumhurbaşkanı ‘anlamayanlara’ dün bunun cevabını da daha açık biçimde verdi.

 

Fonlu soytarılar bize gazetecilik öğretecekmiş…

 

Yürüyün işinize.