Kendisi söylememiş miydi; “İçeride muhalefet olabiliriz ama, sınırlarımızın dışına çıkınca Türkiye partisiyiz” diye.
Hatta, “Başka ülkelere gitmeden önce bize devletin ihtiyaç duyduğu noktalarda bilgi verilirse üstümüze düşeni yaparız” tavrını takdir etmemiş miydik?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, CHP’ye bilgilendirme yapılması için talimat vermemiş miydi, bakanlarla toplantılar yapmamışlar mıydı?
Ne oldu şimdi?
CHP yine eski tas, eski hamam.
***
“Normalleşme” sürecine, parti içinden gelen baskı ve kumpaslar sonucu veda eden CHP’nin geçici Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Parlamentosundaki Sosyalistler ve Demokratlar toplantısında halef ve selefleri gibi yargı üzerinden Türkiye’yi şikâyet etti.
Biliyorsunuz, başta Beykoz ve CHP kongresi olmak üzere, mevcut soruşturmaların bir çoğu CHP’lilerin şikâyetleri üzerine başlatıldı ama Özgür Özel bunu hususi olarak gizleyip, aslında yargının işini yapmasının önüne geçmeye çalıştı.
Türkiye’deki çabaları yetmedi, bir de Avrupa Parlamentosundan yardım istedi.
Şu bölüme özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
Diyor ki Özgür Bey;
İktidara geldikten sonra, ışık hızıyla Kopenhag kriterlerini hayata geçirip Avrupa Birliği üyeliğini elde etme stratejimiz var. Ama o güne kadar; Erdoğan ile ilkesiz bir al-ver pazarlığı ilişkisi kurmak yerine, Türkiye ile müzakereleri; demokrasi ve özgürlükler hassasiyeti zemininde sürdürmenin önemini vurgulamak istiyorum.
Özgür Özel, konuşmasında ABD, Rusya ve Ukrayna üzerinden Avrupa’nın sıkışmışlığına da dikkat çektiğine göre, bu cümlenin izahı “Biz gelene kadar sabredin. İstediğiniz her şeyi yapacağız. Ama o güne kadar dişinizi sıkın, Erdoğan’a istediğini vermeyin, direnin” olsa gerek.
***
İsrail’in Gazze’de 1,5 senedir yaptığı soykırıma arka çıkarak, sözde savunduğu bütün değerleri çöpe atmış ikiyüzlü Avrupa’da hâlâ ‘demokratik, barışçı, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı…” cümleleri kurabilen CHP Genel Başkanı, dikkat ettim İsrail’in katliamına tek cümle laf etmemiş.
Avrupa’ya “Artık şu PKK’nın üzerinden desteğinizi çekin” de dememiş.
Ne yapmış?
Terörle mücadeleyi durdurmamızı istedikleri için rest çektiğimiz, ancak terör örgütü ‘silahları bırakıp, kendilerini feshettikten sonra’ müzakerelerine devam edebileceğimiz maddeleri ışık hızıyla hayata geçireceklerini söylemiş…
Ayrıca, terör destekçiliği, yolsuzluk, ihalelerde usulsüzlük, rüşvet gibi suçlardan partisine ve partililerine soruşturma açılıyor diye de şikâyet etmiş.
***
Peki o esnada Avrupalılar ne yapmış derseniz; işin güzel tarafı bu…
Onlar dergilerinin kapaklarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafını en başa koyup, “Dünyanın geleceğini şekillendiren dört liderden biri” diye bahsetmiş...
Birçoğunun ordusu bile bulunmayan Avrupa Birliği ülkeleri ABD’siz dımdızlak ortada kalmanın şokuyla kara kara ne yapacağını düşünürken, Erdoğan’ın yıllardır savunmaya yaptığı yatırımlar Avrupa medyasında sayfalar dolusu övgü konusu olmuş…
Hatta Yunan bile “ABD’nin Avrupa’daki boşluğunu Türkiye doldurabilir. Hiçbir dünya lideri Erdoğan kadar kartını iyi oynayamadı. Yunanistan, Türkiye ile iyi geçinmeli” demiş…
Fransız gazeteleri “Türkiye, zayıflayan AB için artık vazgeçilmez ortak” analizlerine imza atmış…
Türk şirketi Baykar’ın üst üste yabancı havacılık şirketlerini satın alması şaşkınlıkla izlenirken, ABD medyası Baykar’ın Akıncı’sı için “Osmanlıyı diriltme hayallerine güç veriyor” endişesini dile getirmiş…
Bizim ana muhalefet lideri de gitmiş Avrupa’da Türkiye’yi şikâyet ederek, yanağının okşanmasını bekliyor.
Hey Allah’ım! Hoş, Şam’ın düştüğü gün “Esad’la görüşülmeli” diyenden ne bekleyeceksin!
CHP bu… Avrupa aşkı malum…
Kendileri Avrupa’nın ülkemizdeki uydusudur, hatta bekçisidir desek abartmış olmayız… Bunu da gizlemezler zaten.
Dolayısıyla -Türkiye’de atarlanmalarına, efelenmelerine, ağızlarını doldurup konuşmalarına bakmayın- bunlar, efendilerinin yanına gidince mutlaka yamulur.
Özgür Özel de aynı yolun yolcusudur…
**********
Gördün mü kaosu?
Beşinci kol faaliyetlerinin en yoğun olduğu ülkelerden biriyiz.
Gördük işte özellikle 2012’den bu tarafa ülkemizde ve etrafımızda neler yaptıklarını…
Bir tarafta birileri bin türlü tuzak hazırlarken, öbür tarafta birilerinin vazifesi de buna örtü olmak.
Onların işi buysa, bizimki de o tuzaklarını ortaya döküp, hesaplarını bozmak.
18 ARALIK 2024 TÜRKİYE GAZETESİ MANŞETİ
Gezi’den bu tarafa böyle pek çok hizmetimiz olmuştur ülkemize ve milletimize.
Gene Sharp’ın teorilerinin Gezi’de madde madde nasıl uygulandığını manşetlere taşıyınca toplum uyanmıştı aslında meseleye.
Bunun gibi daha neler, neler…
Bu süreçte elbette KKTC, Suriye, Irak gibi komşularımızda, bizi doğrudan ilgilendiren konularda neler olup bittiğiyle ilgili de pek çok habere imza atıyoruz.
Her haberde de açık kaynağı belirtmek mümkün olmuyor.
Bilen bilir, kendini ‘ombudsman’ ilan eden bir gazeteci-yazar var...
Geçenlerde muhabirimiz Yılmaz Bilgen’in yaptığı haberleri sıralamış, “Türkiye gazetesinin kaos avcısı muhabiri” başlıklı bir analiz çıkarmış.
Niye bilginin kimden alındığı yazılmıyormuş gibi laf salatası ile süslemiş yazısını.
Karın ağrısı nedir bilmem ama, bu yazıyı da öyle kötü bir zamanda yayınladı ki, bizim cevap vermemize bile gerek kalmadı.
Zira eleştirdiği ‘kaos’ haberlerinden biri Suriye’de, Lazkiye-Tartus bölgesinde Baasçı Esad artıklarının,
İran’ın desteğiyle yeni bir Sünni katliamına ve kaosa hazırlandığıydı.
Yılmaz Bilgen tıpkı Halep operasyonunun başlayacağını iki hafta öncesinden gazetemizde yazdığı gibi,
Suriye’de Esadçıların katliama hazırlandıklarını da çok önceden manşetimize taşımıştı.
Yücel koç abi yazılarınızı çok beğeniyor ve her yazınızı dikkatle takip ediyorum saygılarımla allahuteala yar ve yardımcınız olsun
Çok güzel yazmışsın, Yücel bey. Gazetedeki yazılarınızı soluksuz okuyorum.