Biz bunu Gezi ile anlattık…
Aylan bebeklerle anlattık…
Suriyeli çocukları öldürmekten, kadınlara tecavüz etmekten, gençleri diri diri toplu mezara gömmekten zevk alan İran ve Esad teröristleriyle anlattık…
Mezhepçi katliama destek için Hatay Samandağ’dan giden Mihraç Ural gibi teröristlerle anlattık.
İran istihbaratının içimizdeki aparatlarına dikkat çekerek anlattık…
İsrail casuslarının sinir uçlarımızla nasıl oynadığını göstererek anlattık...
Siviller bombalanırken Esad’a desteğe koşan CHP ve ‘Saadet’çilerle anlattık…
Çok yazdık, çok söyledik ama, bu kadarını anlatamamıştık…
Sağ olsun CHP’de kümelenen siyasal Alevicilik ‘bizim diyemeyeceğimiz’ netlikte maskeyi indiriverdi bir anda.
***
Şunca sene “Bunların asıl karın ağrısı, gelen Suriyelilerin Sünni olmasıdır. Nusayri olsalardı gıkları çıkmazdı. Değil üç, 10 milyon Suriyeli Nusayri gelseydi (nüfusları bu kadar yok ama farzımuhal) tam aksine memnun olurlardı. Hatta Türk vatandaşlığına alınmaları için en çok bunlar hükûmete baskı yapardı" diyebildik mi mesela?
Demedik…
“Bunların asıl amacı, Suriyeli Sünnileri, kurtuldukları katillerin eline tekrar yollamak. Burada İran ve Esad’ın uç gücü gibi davranıyorlar. İstiyorlar ki Esad ve İran tarafından katledilsinler. Ne kadar Sünni ölürse bunlar o kadar memnun olurlar. Çocukmuş, kadınmış, umurlarında olmaz… Hatta bu sapkınlar bundan zevk alır, ‘oh’ çekerler. Fırsat bulsalar aynısını Türkiye’de de yapmak isterler mi” gibi bir cümleyi hiç kurduk mu?
Onu da söylemedik.
Kafalarının arkasını bilmediğimizden değil…
Birlik ve beraberliğimiz için bu kadar hassas bir konuda; bu kadar açık, bu kadar net, bu kadar uç cümleler kurmayı toplum adına tehlikeli gördüğümüz için bağıra çağıra “İşte bunlar budur” demeyi mahzurlu gördük.
Peki onlar ne yaptı?
Fütursuz bir şekilde, binbir yalanla propagandalar üreterek dört koldan Suriyelilere saldırmaya devam ettiler.
***
Geçmişte güvenli bölge için sınır ötesi harekât düzenleyen Türk askerini dahi hedef alanlar…
Hatta Mehmetçiğimize destek veren sanatçılara bile ağza alınmayacak hakaretler yağdıranlar…
Şimdi “Suriye’de Nusayriler katlediliyor. TSK desteğiyle koridor açılsın, bütün Nusayriler Türkiye’ye gelsin” diyor.
Demek ki neymiş…
CHP’nin asıl derdi Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesi değil, hangi mezhepten olduklarıyla ilgiliymiş…
“Halep Sünni İslam kentidir. Esad’ın, Rusya’nın himayesine teslim edilemez” diyen merhum Deniz Baykal’ın CHP’si, bir kaset operasyonuyla bakın nerelere gelmiş!
***
Şunu belirteyim, zannedilmesin ki Suriyeli Alevi, Nusayri ya da Dürzi sivillerin öldürülmesine, zulmedilmesine rıza gösteririz.
“Onlar bunu yaptı, şimdi onlara da aynısı yapılsın” asla ama asla demeyiz.
Öyle bir şeyin olmasına ne milletimiz, ne devletimiz müsaade eder.
Suriye’deki yeni yönetimde de bu hassasiyet açıkça görülüyor zaten.
Ama fitnenin başını çekenler yine aynı tipler…
Gazete olarak Tarsus ve Lazkiye’de silahlı Esad artıklarının katliama hazırlandıklarını tâ 12 Aralık 2024’ten bu yana aralıklarla gündeme getirmiştik.
Nitekim Lazkiye’de o silahlar üç ay sonra ortaya çıktı, isyancı Nusayri grupların kendilerine destek vermeyen sivilleri katlettiğini bölge halkı anlattı.
***
Biz bu işin etnik ve mezhep farklılıkları üzerinden Türkiye’ye taşınmak isteneceğine, bu sebeple Hatay’a dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekmiştik.
Bunun da CHP’nin öncülüğünde nasıl sahneye konulduğunu gördünüz.
***
Dera’da Dürzilerin, Lazkiye’de Nusayrilerin, Ayn-el Arab’da PKK-YPG’lilerin, küresel müdahaleyi gerektirecek ayaklanma planladığını yazmıştık…
Dediğimiz oldu, bu gruplar Şam’la çatıştı…
ABD ve Rusya fırsattan istifade konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’na getirip uluslararası müdahalenin yolunu açmaya çalıştı.
Beklemediğimiz tek şey; Hatay’a provokasyona giden CHP’li milletvekillerinin ‘Suriye’ye uluslararası müdahale çağrısı’ oldu.
Vay be!
“Nusayriler katlediliyor”, “Nusayri Suriyeliler Türkiye’ye gelsin”den sonra, bu defa da “Suriye’ye uluslararası müdahale edilsin” çağrısı, öyle mi?
‘İş birlikçilik’ nedir derseniz, işte tam da budur.
CHP’ye de bu tarif tam oturur.
Suriye’de daha önce de hatırlarsanız Türkiye’ye yönelik küresel çetenin El-Kaide ve DEAŞ destekçiliği iftirası kampanyasının aparatı olmuşlardı.
MİT tırı ihaneti de o işin parçasıydı.
Yıllarca FETÖ ve HDP (DEM) ile birlikte bunun taşeronluğunu yaptı CHP.
Suriye’nin yeni döneminde de vazifeleri bu belli ki…
İran dinî lideri Hamaney, Suriye’yi karıştıran ayaklanma çağrısına yarın öbür gün CHP’yi de katsa yeridir…
Verdikleri hizmetle Hamaney’in övgüsünü hak ediyorlar çünkü.
İsrail’den ne alacaklarını ise bilemem…
Yücel Koç'un önceki yazıları...
Mutlaka bir gun bir ömer çıkar bir selahattin çıkar bir yavuz çıkar mutlaka Allah tek taliptir.mevlam neyler neylerse guzel eyler yaşasın zalimler için cehennem
Teşekkür ediyorum. Bilgilendim.
son yıllarda okudugum en içerıkli makale köşe yazısı bravo yucel bey tam adrese gitmiş suriyeli gıtsın dıyenler okuyun lutfen.selamlar
Aklına diline kuvvet Yücel bey. Az bile söylemişsin. o cenah kapkaradır. beyaz bir hücreleri dahi yoktur.
Eline koluna sağlık abicim. Yine çok güzel yazmışsınız.
son yıllarda okudugum en içerıkli makale köşe yazısı bravo yucel bey tam adrese gitmiş suriyeli gıtsın dıyenler okuyun lutfen.selamlar mersınden.