Yapay zekâ meselesi millî güvenlik tehlikesi

A -
A +

Son Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde ilk defa yapay zekâya yer verildi.

 

Sadece askerî alanda değil, ekonomide, ilimde ve toplumlar üzerinde büyük etkiler oluşturacağına, insanlık tarihinde yeni bir merhaleye geçilebileceğine dikkat çekildi.

 

Bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz robotlar çağına giriyoruz.

 

Şimdiden pek çok mesleğin sonu göründü.

 

Mesela yazılımcılık çağın mesleği zannediliyor ama, yapay zekâ, ne istiyorsanız çok kısa sürede kodlayıp, işinizi halledecek.

 

Muayeneyi, ameliyatı robotlar yapacak; hem de dünyanın her yerinde aynı seviyede!

 

Böylece doktor iyi miydi, kötü müydü; yanlış teşhis mi koydu diye bir dert olmayacak, insan hatası sona erecek.

 

Mühendislerin işini sıfır hatayla yapay zekâ yapacak, hem de çok kısa sürede.

 

Borsa, muhasebe gibi yine pek çok alanda işlerin büyük kısmını yapay zekâ üstlenecek.

 

Kısaca, yapay zekâdan en fazla etkilenenler, ‘beyaz yakalılar’ olacak.

 

***

 

Otomobil teknolojisindeki değişim de gelecekte olacakların işaretlerini veriyor.

 

Otonom araçlar, insanı sadece yolcu koltuğunda oturtacak. Hata yapma riski olan insanoğlunun araç kullanması mümkün olmayacak.

 

Askerî teknolojiler de hızla değişiyor… Lazer silahlar, insansız hava, kara, deniz araçları, robot askerler.

 

Gelecekte ‘Terminatör’ler savaşacak.

 

Toplumlar da dönüşecek elbet… Hem de hızla… Hatta başladı bile bu değişim.

 

Daha şimdiden sosyal medya üzerinden yapay zekânın kullanıldığı bot hesaplarla toplumların nasıl angaje edildiğini, oluşturulan akımlarla insanların nasıl dejenere edildiklerini izliyoruz.

 

Bunlar henüz fragman!

 

***

 

Teknoloji iyi bir şey midir?

 

Ha-vet!

 

Kimin yönettiğine ve kullandığına göre değişir bunun cevabı.

 

Bilgisayar, internet, akıllı telefonlar kimin için, ne sonuç doğurduysa, önümüzdeki süreçte bu etki muazzam seviyede katlanarak artacak!

 

Bu süreçten kaçış yok…

 

Milletler, devletler, toplumlar, aileler, bireyler bu teknolojinin getireceği olumsuzluklara karşı ne kadar tedbir alabilir, aynı zamanda bu teknolojiyi ne kadar faydalı kullanabilirse o ölçüde netice alacak.

 

Şahsi fikrimi merak ediyorsanız; gelecek adına çok ümitli değilim.

 

Sebebi, bu gücü elinde tutanlar.

 

İşte Gazze.

 

At arabasında yaralı taşıyan masum insanların, çadıra sığınan kadınların, bebeklerin üzerine son teknoloji silahlarla bomba yağdıranların dünyaya hâkim olduğu ‘kapkaranlık’ bir çağdayız işte.

 

“Benim teknolojik gücüm var; istediğimi yaparım, istediğim medeniyeti, toplumları yok ederim” zihniyetinin hâkim olduğu, bu güçten çekinenlerin sesinin çıkmadığı bir dünya karanlık bir tünele girmiştir aslında.

 

***

 

Yapay zekâ muazzam bir nimet gibi görünse de, bu teknolojiye hâkim olanların yarın neler yapabileceğini kestirmek mümkün mü?

 

Basit bir örnek; artık suikastlarda tetikçiye gerek kalmayacak, sinek kadar küçük silahlı robot, gösterdiğiniz hedefi yok edecek.

 

Böylece, ‘silah icat oldu, mertlik bozuldu’ lafı da tarihe karışacak, hedefler ‘kimvurdu’ya gidecek.

 

Tespitlerimi karamsar bulduysanız biraz daha içinizi karartayım…

 

 

 

***

 

 

Dünyada neler değişecek?

 

 

18 Şubat 2018 tarihli makalemde yazmıştım…

 

Bugünlerde yeniden hatırlamakta yarar var.

 

***

 

Antonio Garcia Martinez…

 

Gözümüzü ayıramadığımız Facebook’un üretim müdürüydü...

 

Kuzey Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nin dâhi çocuklarındandı…

 

Yıllarca teknolojinin kalbinde çalıştı…

 

2017’de ani bir kararla Silikon Vadisi’ni terk etti...

 

Seattle açıklarındaki Orcas adasında aldığı küçük bir arazide inzivaya çekildi.

 

Arsasını, kendi kendisine yetebilecek şekilde tasarladı.

 

Barınaklar, temiz su, tarımsal ürünler, hatta mühimmat stokladı...

 

Ve dünyanın başına gelecekleri beklemeye başladı.

 

            ***

 

‘Medeniyetin çöküşü’ riskine karşı kendince tedbir alan eski Facebook yöneticisi ile BBC röportaj yaptı.

 

Soru şuydu: “Bizim farkında olmadığımız bir şey mi biliyorsun? Söyle de biz de başımızın çaresine bakalım…”

 

Dedi ki: “Dünyanın çok kısa bir süre içerisinde neye benzeyeceğini gördüm ve bu bana yetti.”

 

Sonra devam etti;

  • Gelecek 30 yıl içerisinde dünya nüfusunun yarısı işsiz olacak. İşler çirkinleşebilir. Medeniyet tamamen çökebilir. O yüzden ben buradayım.

          ***

 

Martinez, işler kötü giderse yüzerek bile Kanada’ya kaçabileceği bir ada seçmişti.

 

Silikon Vadisi’nde geliştirilen yapay zekâ ve robot teknolojilerinin sanılandan çok daha kısa bir sürede küresel ekonomik dengeleri altüst edeceğini düşünüyordu.

 

Ve dünyayı şöyle uyarıyordu;

  • Ben gelecekten geliyorum. Daha yeni San Francisco adlı zaman makinesinden çıktım. Dünyanın gelecek 5-10 yıl içinde neye benzeyeceğini gördüm. Şu an size inanılmaz gibi gelen şeyler çok yakında gerçek olacak. Siyaset ve teknoloji arasında ciddi bir yarış söz konusu. Teknoloji şu an açık ara önde gidiyor. Çok sayıda insan gelecekte işini kaybedecek. Bu durumun önüne geçecek sosyal politikalara dair hiçbir çalışma yok.

            ***

 

Martinez, Silikon Vadisi’nden inzivaya çekilen tek yönetici değil.

 

Gelecekten korkan pek çok teknoloji uzmanı, medeniyetten uzak bir hayatı seçti.

 

Fakat teknolojiyi elinde tutanlar durmuyor.

 

İşin nereye vardığını, 2018’de Davos’tan, Cumhurbaşkanı’mızın eski danışmanlarından iş adamı Cüneyd Zapsu paylaştı.

 

O sene Davos’ta konuşulanları ise ‘ürkütücü’ olarak ifade etti Zapsu…

 

Homo Sapiens’in yazarı İsrailli Profesör Yuval Harari’nin anlattıklarını aktardı.

 

Söyledikleri özetle şöyleydi;

  • Çok değil, 15-20 sene sonra insanlar bambaşka bir cins hâline gelecek. Yani şu an yaşayanlar son normal insan nesli… Bizden sonraki insanlar bağımsız olarak yaşayamayacak. Ülkeleri değil, ‘insanlığı’ küçük bir elit grup idare edecek. Bağımsız düşüncelerini kaybetmiş bir insanlıktan bahsediyoruz. Yeni çağ başlıyor. Datanın, verinin sahibi çok küçük bir grup dünyayı yönetecek, geri kalan ise idare edilen olacak.

  • Bizler hâlâ cep telefonumuzun ‘hack’lenmesinden, kişisel verilerimizin başkalarının eline geçmesinden korkuyoruz. Artık bu geride kaldı. Artık beyinlerimiz ‘hack’lenmeye başladı. Beyin dalgaları, biyometrik sensörlerle elektrik akımına çevrilerek analiz ediliyor. Sizin ne düşüneceğinizi, birini gördüğünüzde ne tepki vereceğinizi, ne düşündüğünüzü anlamaya başladılar. Daha korkunç olan, bundan kurtulma şansınız yok. Siz teknoloji kullanmasanız bile etrafınızdaki insanlar kullanacak ve oradan da takip edilebileceksiniz. Veriler ışık hızıyla gidiyor.

  • İnsanlar bundan sonra da yaşayacak ama, tabii hayat olmayacak. Ne yapacağımıza, ne yiyip ne içeceğimize bile bu teknolojinin sahipleri yön verecek.

  • Şu an yaşayan insanlar, son bağımsız insan topluluğu olacak. Bundan sonra bizim çocuklarımız bağımsız olmayacak. Onları, bu yeni insan çağına yetiştirmemiz, dinî telkinler vermemiz lazım.

            ***

 

Ve İsrailli Profesör Harari’den bir başka önemli bilgi…

  • Şu anda İsrail hükûmeti Batı Şeria’da her canlıyı (sadece insan değil) dünya tarihinde görülmedik şekilde 24 saat kontrol altında tutuyor. İsrail dışında bu işin önemini anlayıp kontrolüne çalışan bir tek Çin var. Batı hâlâ kafasını insan haklarına yoruyor ama şirketlerin ne yaptığına kimse bakmıyor.

            ***

 

İşte altı sene önceki Davos’ta Harari’nin anlattıkları, Martinez’in uyarıları ve bugün dünyanın geldiği nokta.

 

Yapay zekâ, MGK bildirisindeki gibi insanlık tarihinde yeni bir eşik olacak, hayat yeniden şekillenecek; buna ayak uydurmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

 

Lakin, bu yeni merhalenin yol açacağı tehditlere tedbir almak, hayati mecburiyet.

 

Devletimiz olacakların farkında, bütün mesele ivedilikle aksiyon almakta.

 

Tedbir dediysek, bu sadece teknolojide onları yakalamak değil… Çin’in yaptığı gibi, iç işgale kapıları kapatmak da en az bunun kadar mühim.

 

Çağın gerisinde kalanların, teknolojiye hâkim güçlerin boyunduruğu altında yaşayanların sonunu görmek istiyorsanız işte Irak, işte Suriye, işte Gazze.

 

Hâlen 10. yıl marşı okutarak memleket kurtaracağını zannedenlere…

 

Ülkemizi küresel güçlerin hegemonyasından kurtaracak yeni bir anayasaya ‘ne gerek var’ diyenlere de ders olması dileğiyle.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.