Ahmet Demirbaş

"Dünya peşinde koşan, açgözlü olur, hep yokluk içinde kıvranır, işleri zorlaşır, nasibinden de fazla bir şeye kavuşamaz..."

Üçüncü Mustafa Han bir cami yaptırıyordu. O civarda "Laleli Baba" namında bir zatın yaşadığını öğrenir ve sohbetinden istifade etmek ister...

Güzelliği dillere destan Hifa Hatun adında bir kadın vardı. Bir gün, Resulullah efendimizden Cennete götürecek ibadetin ne olduğunu sordu!..

Zengin bir adam yemek yiyordu. Tam bu sırada bir fakir gelip ondan yiyecek istedi. Cimrilik ederek o fakire bir şey vermeden geri çevirdi...

Sırrı Sekati hazretleri bir gün talebelerine "30 yıl önce dediğim bir ‘elhamdülillah' yüzünden, her gün tövbe istiğfar ediyorum!" deyince çok şaşırırlar!..

"Arab'ın Acem'e, Acem'in Arab'a, sarı ırkın siyah ırka, siyah ırkın da sarı ırka üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvâ iledir..."

Bir gün İsa aleyhisselam bir gençle karşılaşıyor. Delikanlı dertlidir. Şöyle diyor: "Olmayacağını biliyorum ama ben Padişahın kızına sevdalandım!"

Hazreti Osmân, henüz iman etmemişti. Onun, kehânet ilmini bilen, başka ilimlerden de haberi olan bir teyzesi vardı... Bir gün onu ziyarete gider!..

"Timur Han; savaşlardan arta kalan zamanını âlimlerden ders almakla geçiren bir hükümdar... Üç yüz kişiyle on bin kişilik bir orduyu yenen bir stratejisttir..."

Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Yukarıda birilerinin gezdiği anlaşılıyordu!

Sultan l. Ahmed Han bir gün rüyasında, Macaristan Kralı ile mücadele ederken sırtüstü yere düştüğünü, kralın da üstüne çıktığını görür...

İki Çeçen gelir ve Şeyh Şâmil'in annesine Rusların yaptığı zulmü anlatır. Kadıncağız, oğlundan Ruslarla bir anlaşma yapmasını ister...

Bir genç, içinde sekizyüz altın olan bir torba bulur. Altınların sahibi bir tüccardır ve "Torbayı bulana yüz altın vereceğim" diye ilan eder...

"Ya Ali, benim atıma bin, kılıcımı al, Amr bin Abdud'un önüne yiğitçe, cesaretle var! Onun heybetinden, uzun boyundan endişe etme!"

Sultanın çocuklarının sokakta uygunsuz oyunlar oynadıklarını gören bir âlim, bastonla hafifçe vurur. Çocuklar gidip babalarına şikâyet eder!..

Evliya zatlardan biri, Şeytan'ı insan kılığında görür. Zayıflamış ve benzi solmuş, gözü yaşlı ve kamburu çıkmış, perişan bir hâldedir!

Ebû Kılâbe hazretleri, rüyasında bir kabristan gördü. Kabirler yarıldı, içerisindeki ölüler çıkıp oturdular. Önlerinde nurdan tabaklar vardı...

Kanuni Sultan Süleyman Han, Avrupa seferine çıkmıştı. Ordu, ağır ağır ilerliyordu. Belgrat yakınlarındaki bir manastırın yakınında mola verildi!..

II. Abdülhamid Hân 3 yıl Selanik'te tutulduktan sonra, Balkan Savaşları başlayınca 1912'de İstanbul'a getirilir ve Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilir...

Hızır aleyhisselam buyurur ki: "Sende kibir var. Yazdığın yazıların altına ‘Şeyh Zekeriya Ensari' diye yazıyorsun. Şeyhlik kim sen kim!"