Muammer Erkul

Oysa her gün susuz yüreğim!..

Zurnacı Bulut'u hatırlarsınız, daha önce bahsetmiştim... Bu adamı özetlemek için "Bulut, onun adı değil de lakabı" dersem, sanırım başka söze hâcet kalmaz...

İstanbul'dan İzmir'e tel gider... ..de; tel bilmez; Geçen nedir kendinden?..

Bunun başka bir izahını bulamadım: Demek ki yapacak başka işimiz yok!.. Demek ki iki satır okuyacak kitaplarımız ve demek ki iki çift söz katacak sohbetlerimiz yok...

Canınız ne mi istiyor bugün?

İnsanların bir kısmı gıda gibidir. Bir kısmı ilaç gibidir... Bir kısmı da hastalık gibi... Gıda gibi olan insan; insanlara her zaman lazım olandır, her zaman ihtiyaç duyulandır... İnsanlar, yaşamaları için gıdaya ihtiyaç duyduklarından hayatları boyunca bundan bıkmazlar, ve de ona hep yakın olmak isterler...

Kuşunuz var mı?

Yıllardır kaç defa yazdım bunu; ama kim ciddiye aldı, bilmiyorum. Bizim işimiz tohum ekmek...

Mezara koyduğumuz annemizin başında ağlar dururuz;

Bu hafta tutturduk bir turizm, turlayıp duruyoruz... Ama ne yapalım; turizmi "patlamak" üzere olan ülkemiz ile ilgilenenler arasında bir acayip fısıldaşma almış başını gidiyor.

Venedik'i görmeyen var mı?..

Elimize bir yavrucuk geçse;

Korkmayın! Konumuz "deprem" değil... Bastığımız zeminin, o tarifsiz sarsıntıyla çalkalanışının... Veya, derin topraktaki kaynamaların üzerindeki minicik bir köpükmüşüz gibi; az sonra patlayıp sönüvereceğimizi hissetmenin akıl almaz ateşten tarifi için kalem zorlayacak da değilim...

Elinden geldiğince ikram etmeyi severmiş, dedim ya dedem için... İkram, sadece yedirip içirmekle olmaz ki. Ambarındakini ikram eder gibi; hafızandakini, aklındakini de ikram edeceksin millete,,, fakat; usûlünce...

Dedemi, eli açıklığı ile anlatır çoğu kimse.

Bahar gelir gelmez, "yapılacak iş geciktirilmez" düşüncesiyle siparişi vermişti. İki hafta sonra iki ton daha kömür yığdılar içeriye...

'Derneğimizin bir başarı öyküsünü sizlerle paylaşmak adına.' Kemal Demirel

Tekrarlamakta fayda var, dünkü gibi: Közden alınmış bir patates sende kaldıkça yanarsın; at başkasına!..

Halbuki takdir; sana atılmış, ateşten bir toptur.

İşte aynen böyle söyler, her kime sorsanız... Hatta, sen bile böyle söylersin, sorsalar. Ve dahi, ben bile böyle söylerim, sorsanız...