Necmettin Batırel

Türkiye hariç bugün dünya ülkelerini merkez bankaları yönetiyor. Mevcut hükümetler tribüne çıkmış korku dolu gözlerle maçı izliyor. Sürekli gol yiyorlar, galibiyet şansları sıfır. Ne kadar garip değil mi? Halkın seçtiği iktidarlar ülke ekonomisini düzeltmek için kılını kıpırdatmıyor. Onun yerine hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan bürokratlardan oluşmuş bir grup, eline kılıcı almış, sallayıp duruyor.

Türkiye 31 Mart geceyarısı 4.5G’ye geçti.. Aslında bu 4.5 değil, 4G... telefonlarda böyle yazıyor.. Bu uygulamayla cep telefonlarının sadece internete bağlanma hızı 10 kat artırıldı deniliyor, kullanıcıların çoğu bunun farkında değil...

Türkiye ekonomisi 2015’in son çeyreğinde %5.7, yılın tamamında yüzde 4 büyüyerek Hindistan ve Endonezya'dan sonra en hızlı büyüyen üçüncü ülke oldu... G20 4'üncüsü olduk. ABD'yi ve Avrupa ülkelerini geride bıraktık.

Dünyayı, para basma yetkileri elinde olan merkez bankaları şirket gibi yönetiyor... Merkez Bankalarının kuruluş yapılarına bakın ne dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız..

ABD merkez bankası FED’in kısa zaman içinde faiz artışına gideceği beklentisi dolara değer kazandırdı, küresel borsalarda hisse senetlerinden kaçış hızlandı. Ama FED genel merkezinden "Üyelerin yaptığı açıklamaları dikkate almayın.

Türkiye’de kredi kartı borcunuzu zamanında ödemezseniz tek kelimeyle duman oldunuz. Zira faiz oranları çok yüksek.. Merkez Bankasının belirlediği kredi kartına uygulanacak aylık en yüksek faiz oranı %2.02… Bunun yıllık bileşik faizi %27.1 ediyor. Eğer zamanında borcunuzu yatırmazsanız aylık ödeyeceğiniz faiz %2.01’den %2.52’ye çıkıyor, bunun yıllık faizi de %34.8 oluyor. 1 Nisan 2016’dan itibaren uygulama bu şekilde gerçekleşecek. Ne kadar enteresan değil mi ülkede yıllık enflasyon, 8.78, kredi kartı faizi bunun 3 katından da fazla..

Merkez bankaları tarafından atılan adımlar, yılın ilk altı haftasında küresel hisse senetlerinin değerinde 9 trilyon dolar erime meydana getirdi. Küresel ekonomi henüz iyileşme safhasına gelmedi.

TÜRKİYE ne zaman düze çıksa, özellikle başkent Ankara’da bir bomba patlıyor. Masum vatandaşlarımız hayatını kaybediyor. Ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine sabırlar diliyorum. Mehmetçik, doğuda terörü bitirdi, PKK’yı kazdığı çukura, toprağa gömdü. Kandil’de taş üstünde taş bırakmadı. Eksi 15 derecede dağdaki mağaralarına bile girdi, iğrenç tuzaklarını ortadan kaldırdı.

Küresel piyasaların merakla beklediği Avrupa merkez bankası tahmin edildiği gibi para musluklarını sonuna kadar açtı.

FARKINDA mısınız, Türk ekonomisinde büyük bir değişim yaşanıyor. Riskler azalıyor, iyimser beklentiler güçleniyor, piyasalarda taşlar yerine oturuyor, Türk Lirası değer kazanıyor.

YABANCI yatırımcılar Türkiye’de hisse senedi ve tahvil stoklarını arttırmayı sürdürüyor. Niye? Çünkü Türkiye’de son derece sağlam bir siyasi iktidar var. Ekonomik dengeleri sağlam..

Uluslararası Kredi Kuruluşu Fitch, yapılan kara haberlere prim vermedi daha doğrusu veremedi, Türkiye'nin 3B eksi olan kredi notu ve durağan görünümünü teyit etti.

Meclis’te muhalefet yeni Anayasa yapmaktan kaçınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, gaza bastı. Bir başkan gibi hareket etmeye başladı. Ülkeyi atağa kaldırmak için düğmeye bastı.

KÜRESEL piyasalara bahar erken mi geldi?

Finans piyasalarındaki dalgalanma derinlik kazanınca yatırımcı korktu altına koştu.

Dünya yeni bir finansal krizin eşiğinde. ABD, Avrupa ve Japonya piyasaları paraya boğdu, ancak buna rağmen büyüme hızı artacağı yerde düşüyor. Kapitalist sistem çöküyor. Sermaye ile emek arasındaki fark çok ama çok açıldı. İşçiler borç yükü altında ezildi, tüketim azaldı, maliye politikaları iflas etti. Merkez Bankalarının negatif faiz uygulamasına geçmesi resesyonun yani ekonomik durgunluğun zirveye çıktığını gösteriyor. Şirketlerin borcu son 10 yıl içinde 5 kat arttı, 24 trilyon dolara fırladı. 1.5 yıl içinde petrol fiyatlarının %74 değer kaybederek, 30 dolara düşmesi krizin en net açıklaması.. ABD ekonomisi de topun ağzında. Küresel büyümedeki yavaşlama finans sektörünü vurdu, resesyon riski arttı. Wall Street Journal’in anketine göre 12 ay içinde Amerikan ekonomisinin daralacağı ihtimali %21’e yükseldi. Uluslararası yatırım bankası JP Morgan’a göre, ABD’nin 2017 sonuna kadar resesyona girme oranı %67... 3 yıl içinde bu ihtimal %92’ye ulaşıyor. Şirket kârlarındaki anormal düşüş üzerine Tüketici güven endeksi 90.7 ile son 4 ayın en düşük seviyesine indi. FED bu yüzden faiz arttırmakta isteksiz davranıyor...

Avrupa bankacılık sistemine ilişkin endişeler piyasaları âdeta kavuruyor. İsviçre'nin ikinci büyük bankası Credit Suisse 4. Çeyrekte 7 yılın en büyük zararını açıkladı.

Çin futbol dünyasının altını üstüne getirdi. Ara transfer dönemi Avrupa için 1 Şubat’ta sona ermesine rağmen, Çin, oyuncuları ülkesine çekmeye devam ediyor.

Çin dünyanın motoru değil, en büyük problemi oldu. İşin en kötü tarafı kurtarılamayacak kadar büyük bir ülke..

Dünyanın motoru Çin teklemeye başladı. İmalat endeksi (PMI) ocak ayında 49.4 ile son 3 yılın en düşük seviyesine indi.