Türkiye hariç bugün dünya ülkelerini merkez bankaları yönetiyor. Mevcut hükümetler tribüne çıkmış korku dolu gözlerle maçı izliyor. Sürekli gol yiyorlar, galibiyet şansları sıfır. Ne kadar garip değil mi? Halkın seçtiği iktidarlar ülke ekonomisini düzeltmek için kılını kıpırdatmıyor. Onun yerine hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan bürokratlardan oluşmuş bir grup, eline kılıcı almış, sallayıp duruyor.
2008 ekonomik krizinin üzerinden 8 sene geçti. Gelir pastası küçüldü, insanlar servet satarak hayatlarını idame ettirdiler. Tüketim azaldı, işsizlik arttı, ülkelerin borçları büyüdü. Merkez Bankaları faizi sıfıra indirdiler, ekonomik canlanma görülmeyince, negatif faize geçtiler. Yine sonuç yok. Taşlar tepeden yuvarlanıyor, önüne konan engeller işe yaramıyor. Binmişler alamete, gidiyorlar kıyamete.. Dışarıdaki yangın bizi de ister istemez etkiliyor. Peki biz ne yapıyoruz? Oturmuş film izliyoruz. Oysa bizim kaybedecek bir dakikamız bile yok. Bizim merkez bankamız arkasındaki bürokrat uzman ordusuyla ülkeyi ekonomik açıdan batırmak için ne lazımsa yapıyor. İkişer diplomalı beyaz yakalılar, her şeyin en iyisini bildiklerini zannediyor, eserleri ortada.. Yüksek faize izin vererek, Türkiye'nin hızlı büyümesini frenliyorlar. İşin esası şu: Ne gerekçeyle olursa olsun, bu uygulama faiz lobisinin ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramıyor...
Merkez Bankası bir ülkenin para politikasını belirleyemez, belirleyememeli. Asli görevi paranın istikrarını sağlamak olan kurum, faizleri yüksek tutarak tüm dengeleri bozuyor. Ülkenin siyasi ve ekonomik yönetimi bütünüyle siyasi iktidarın elindedir. Bir başka kurumla paylaşamaz. İktidar, enflasyona yol açan kararları hayata geçirirse, halk geçim sıkıntısı çeker, yeni seçimde onu iktidardan indirir. Bir defa öncelikle şu merkez bankası sıfatını değiştirmek lazım.. Bankanın merkezi mi olur! Banka, adı üstünde parayla para kazanan kuruluştur. Önünde ister merkez olsun, ister ziraat, ister vakıf.. Ne koyarsanız koyun, fark etmez. Bankanın kuruluş yapısına bakın gerçeği göreceksiniz. Yarısı hazineye, diğer yarısı özel sektörle tüzel kişilere ait. Şimdi siz böyle bir kuruluşa diyorsunuz ki: “Hükümetin öngördüğü büyüme hızını arttıracak programa uygun kararlar al..." Alır mı? Almaz.. Almıyor zaten. Sayın Cumhurbaşkanımız, 1 sene önce "Yüksek faiz vatana ihanettir", dedi. Merkez Bankası hiç üstüne alınmadı, bildiğini okudu. Sonuç ortada: 2015 yılını 13.8 milyar lira kârla tamamladı. Bu bankanın asli görevi ortaklarına para kazandırmaktııırrrr..
Hükümet bu problemi kökünden çözmek için acilen merkez bankasının yapısını değiştirecek kanuni düzenlemeye gitmelidir. Onun yerini var olan Para Politikası Kurulu almalıdır. Yasada büyük harflerle şu ibare yer almalıdır:
BU KURULUN ASLİ GÖREVİ MEVCUT HÜKÜMETİN PARA POLİTİKASINA UYGUN HAREKET ETMEKTİR."
Siyasi sorumluluğu olmayan bir kurum, aynen Anayasa Mahkemesi gibi halkın seçtiği iktidarın elini kolunu bağlıyor. Buna asla izin verilemez!..