Aynen öyle! 

A -
A +

19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanması sonrası CHP, Türkiye’de kasıtlı suni kara gündem oluşturdu. Şirketler boykot edildi, sürekli düzenlenen mitinglerle halk isyana davet edildi, üniversiteli gençler sokağa döküldü, hükûmete cunta suçlaması yöneltildi, Bakan Şimşek’e büyük hakaretler yağdırıldı, Özgür Özel Türkiye’yi ABD ve İngiltere’ye şikâyet etti. Piyasalar karıştı Hisse senetlerinde sert satışlar yaşandı. Döviz cephesinde büyük talep oluştu, kurların yükselmesini önlemek için müdahale silahını kullanan Merkez Bankasının rezervleri 3 haftada 26 milyar dolar eridi. Bazı marketler fırsatı ganimet bilerek sattıkları ürünlere zam üstüne zam yaptılar. Kıymanın kilosunu 800 liraya yükseltenler oldu… CHP Genel Başkanı bu eylemlerin İmamoğlu'na olan oy kazandıracağını zannediyor görünüyor, aslında diyet borcunu ödemek için düzenlediği söyleniyor. Oysa huzur bozarak bindiği dalı kesiyor. Zira seçimlere daha 2,5 yıl kala başlatılan bu yıkıcı politikanın faturasını vatandaş ve iş dünyası ödüyor. Bunun hesabı mutlaka sandıkta sorulacak. Hayat pahalılığı artıyor, geçim zorlaşıyor, üretim daralıyor, fiyatlar yükseliyor... 

 

Yabancı yatırımcı bu havayı ustaca kendi lehine çevirdi. Ekonomik dengelerin bozulmasını fırsat bilerek hisse senedi ve tahvil pozisyonlarını azalttı, dövizini alıp gitti. Yani yangına benzin döktü. Merkez Bankasını 13 ay sonra faiz arttırmak zorunda bıraktı. %42,5 olan politika faizini %46’ya yükseltildi. Yapılan açıklamada, temel mal enflasyonu finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisanda yükselecektir. Yurtiçi talep öngörülenin üzerinde seyrediyor. Fiyat artışlarının düşürücü etkisi azaldı, denilerek “enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” vurgusu yapıldı. Banka denize düştü yılana sarıldı...

 

Şimdi ne olacak? Faiz yükseldiği için, para mevduatta kilitlenecek, borçluların sırtındaki yük artacak, hazine daha yüksek bedel ödeyerek borçlanacak, şirketlerin kredi maliyeti artacak, ürün fiyatlarını şişirecekler... Peki yüksek faiz kimin işine yarayacak? Yabancıların tahvil pozisyonu artacak. Ülkeye döviz girecek kurlar düşük kalacak. Ama fiyatlar arttığı için tüketim azalacak, ekonomi daralacak... 

 

Faiz düğmesine basılınca BİST’te yabancı yatırımcı dönecek ümidiyle yükseliş yaşandı. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi CDS’ler 370 düzeyinden 332’ye indi. Parçaları birleştirdiğimiz zaman piyasalardaki bozulmanın yabancı fonların ekmeğine yağ sürdüğünü görüyoruz. Sanki CHP’yi tahrik ederek sokağa döken onlar... Zira kazanan onlar. Merkez Bankasına istediklerini yaptırınca rahatladılar. Goldman Sachs ve JP Morgan gibi ABD’nin büyük bankaları "indirim 200 baz puanla temmuz ayında olur" diyerek noktayı koydu. Yani 2 ay süreyle yüksek faiz nemasından yararlanacaklar. Ama ortada bir gerçek var. Büyük yolsuzluklara karıştığı ya da izin verdiği ve terör örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla tutuklanan İmamoğlu'nu aklamak onu suçsuz göstermek, haksız yere hapiste yattığı algısını yaymak isterken, 99 canlı canlı şahit ve yüzlerce rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırmak ile suçlananlara yönelik eylemleri araştırıp öz eleştiri yapmaktan korkan CHP sermaye düşmanlarının ekmeğine yağ sürdü farkında değil!

 

Bunlardan ne köy olur ne kasaba. Bir kötünün yedi mahalleye zararı var demişler. Aynen öyle!

 

 

 

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.