Sadık Söztutan

Sadece kâğıt üstündeki derbiyi, Fırat Aydınus’un daha 12. dakikada çaldığı bir düdük gerçek derbiye çevirdi. Larin - Rossi mücadelesinden penaltı çıkardı tecrübeli hakem.

Önder Karaveli Hocam, lütfen kusura bakmayın, isminizi unutmamak için not alarak başladım maça… Beşiktaşlıların bile aşina olmadığı bir teknik adamla çıkmıştı takım sahaya…

Altay, Valencia, Mert Hakan sakat; Zajc, Novak, İrfan Can cezalı; Sosa ise Pereira’dan vetolu… Elde var, sakatlıktan dönen Luiz Gustavo… Crespo ile birlikte ön liberoda… Lüks mü? Risk mi? Eh, ligin dibindeki Rizespor maçı için kadro değerlendirmesi yapacak zaman değildi.

&gt2; Eski bir Süper Lig topçusuna sordum, “Maça çıkarken eski başkanın vefat haberi futbolcuyu nasıl etkiler?” Cevabı, “Babası bile ölse, çime ayak basınca unutur, doksan dakikalığına.”

&gt2; Vitor Pereira teknik ve hücumcu bir takımla çıktı derbiye… Haftalardır yüzüne bakmadığı Mesut, Sosa, son haftalarda hatırladığı Mert Hakan, Zajc, hepsi sahadaydı.

&gt2; Yedi parçaya bölünen Yugoslavya’nın Kosova’dan sonraki en zayıf ülkesi Karadağ, maça golle başladı. Burak’ın kaptırdığı ve Merih’in geç kaldığı pozisyonda tecrübeli Beciraj ağları buldu. Golü erken yememiz teselli gibi geldi bana. Önümüzde tamir için 86 dakika vardı.

İlk yarıya bakarsak… Fenerbahçe’de dört futbolcu arkadaşlarından farklı olarak tepelerinde spot ışıklarıyla başladı maça… İrfan Can, Zajc, Mert Hakan ve Kim Minjea göz kamaştırıyordu.

¥ Uzun aradan sonra lebalep tribünler önüne çıkınca futbolcu da kendini “parçalıyor” tabii... Hele gençler; Halil, Kerem, Morutan...

Galatasaray gibi başladı ilk yirmi dakikaya ev sahibi… Her atağı organize ve gol kokuyordu. Yedlin ve Van Aanholt “bile” çok iyiydiler. Cimbom’un bu bölümde gol bulamaması, Kerem’in “deli dolu” futbolu ve tabii Erol Bulut savunmasının başarısıydı.

Kadro zengini bir takım için eksik oyuncudan bahsetmek abes olabilir, ama direkt oynayan üç futbolcusu yoksa makinenin dişlilerinde problem oluyor. Altay, Kim ve Osayi Samuel’den bahsediyorum.

Fatih Terim herhalde Moskova Belediye Başkanı'ndan daha iyi tanıyordur Moskova'yı... Bu şehrin bütün takımlarıyla oynadı ne de olsa... CSKA, Spartak, Dinamo, Lokomotiv şu bu...

Gervinho, ilk dakikada Djaniny’nin soldan kaleye paralel kestiği topu önündeki Novak’a rağmen kaleye vurmak yerine altı pasa çıkarsaydı, bomboş Bakasetas maçı golle başlatacaktı. İlk kırılma anıydı bu. Dönen top, Mesut’un pasıyla oluşan küçük karambol sonrasında Rossi’nin plasesiyle Fenerbahçe adına perdeyi açtı.

Nasıldı o söz; gemlerinden kaçırdığımız atı, kuyruğundan çevirmeye çalıştığımız maça çıktık Riga’da…

&gt2; 3-0’lık Olimpiakos yenilgisi Fenerbahçe’ye yaramış desem, ayıp olur mu? Pereira’nın o hezimetten beş farklı oyuncu ile çıktığı, Miguel Crespo ve Serdar Dursun’a ilk kez on birde forma verdiği maçın ilk yarısı Fenerbahçe’nin “göz açtırmayan” futbolu ile geçti.

Boye ve Marcao ile "sağlamlaşmış" Galatasaray, ilk on dakika sahaya ve maça alışıncaya kadar, kendi birinci bölgesinde telaşla topları rakibe attı.

¥ İlk yarıda müthiş bir maç oynadı Fenerbahçe, güney sınırımızda… Temposu yüksek, fazla mesai yapan futbolcusu çok, hızlı geçişler, gollük ataklar ve daha ilk yarıda bulunan iki gol…

l Fenerbahçe, sezonda oynayacağı 38 maçın en kolayına çıkarken hiç şüphesiz averaj artırma hayali kuruyordu. Taraftar da tribünlere “gol şov” izlemek için gelmişti.

¥ İlk devre bittiğinde notlarıma baktım; tembel öğrencinin sınav kâğıdı gibi, bomboş… Koskoca 45 dakika uçup gitmişti, iki pozisyonla… Kaleyi bulan tek Kerem şutu. Bir de Alanya’nın atağında Nelsson’un ters vuruşunu Muslera’nın çelmesi… Bu…

l Şampiyonlar Ligi havası gerçekten bambaşka… Takımların sahaya çıkışından şampiyona marşına… Bu haftanın maçlarındaki en önemli hakemin düdüğü ile teraziye çıktık.

l Ligin en tecrübeli ve en yorgun takımı Trabzonspor, gayet dengeli başladı maça... İsabetli paslarla rakip kaleye gidiyor, karşı atakları özellikle Vitor Hugo’nun kritik müdahaleleriyle savuşturuyordu.