Bu balonları kim pazarlıyor?

A -
A +

Kaç zamandır edebiyat dünyasından tuhaf masallar dinliyoruz.

 

Eylem Tok diye bir yazar var/dı. Romancı, hikâyeci, senarist, yönetmen diye sunuldu.

 

Haberlerde "iktisat ve psikoloji" mezunu olduğu yazıldı.

 

Londra Kitap Fuarı'na Türk edebiyatını temsil eden tek kadın yazar diye takdim edildi.

 

Lüks araçla insan öldüren oğlunu alıp yurt dışına kaçırınca ve medya olayın üzerine gidince balonu patladı. Hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.

 

Sonra bu 'tanınmış yazar'ın liseyi anca bitirdiği, estetik cerrahı eşini sekreterliğini yaparken nikâh masasına oturttuğu, ilk kitabını esasında kendisinin yazmadığı, adını yayınevi sahibiyle kurduğu ilişkiler, editör ve PR marifetiyle çok satanlar arasına yazdırdığı, sonraki kitaplarını bastırıp matbaacılara parasını ödemediği ortaya çıktı...

 

     ***

 

Azra Kohen diye bir yazar var/dı...

 

Haberlerde Türkiye'de radyo televizyon; Avrupa'da tarım, davranış bilimleri, yardım ekonomisi eğitim aldığı yazıldı. Küresel sermaye yayınlarınca en iyi yazar seçildi. Ayşe Arman'a verdiği röportajda "dünyada en çok kendini sevdiğini" söyledi.

 

"Filistinli annelerin çocuklarını İsrail'in bombardıman yapacağı yere götürüp videosunu çektiği" şeklinde akla ziyan ifadeler kullanınca balonu patladı.

 

'Tanınmış yazar'ın okul yıllığına isminin Azra değil Özge, kızlık soyadını Sarızeybek değil Sarı yazdığı belirlendi.

 

İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümüne başladığına ve bitirdiğine dair diploma kayıtlarına rastlanmadı. Boğaziçi Üniversitesi yetkilileri şimdiye kadar Azra Kohen isimli bir öğrencilerinin bulunmadığını bildirdi. Devam ettiğini söylediği Kanada Ottawa Üniversitesinde "Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi" diye bir bölüm internet sitesinde bulunmuyor. Liverpool Üniversitesi'nde davranış bilimleri okuduğu da şaibeli.

 

Ama Yahudileri Filistin'e taşıyan siyonistlerden Albert Kohen'in oğlu ünlü gazeteci Sami Kohen'in gelini olduğu gerçek... Eşi Sadok Kohen'in ünlü bir bahisçi olduğu da...

 

     ***

 

Aşkım Kapışmak diye bir yazar var/dı.

 

Kişisel gelişim yazarı, müzisyen, davranış bilimleri uzmanı, beden dili uzmanı, yaşam koçu, oyuncu, senarist... Hatta röportajında anlatmasına göre kariyer basamağında kaportacılık bile var.

 

Biraz Google'a baktığınızda çıkmadığı televizyon kanalı ve YouTube hesabı kalmadığını, ünlü panellerde konuşmacı olduğunu görüyorsunuz.

 

Baba şiddeti sebebiyle intihara bile teşebbüs etmiş 'yazar' ilginç isminin ekmeğini yiyenlerden.

 

"İlk zamanlar adım için çağırıyorlardı beni. Kimmiş bu adam diye merak ediyorlardı. Kitabımı kimse okumuyordu" demişliği var.

 

Söylediğine göre "Aşkım" gerçek ismiymiş, anneannesi koymuş. Güya nüfus memuru "Kapışmaz" olan soyadlarını da "Kapışmak" diye yanlışlıkla yazmış!

 

Kendisini "davranış bilimleri uzmanı" diye tanıtıyordu. Fakat mezun olduğunu söylediği üniversiteyi YÖK tanımıyor. Kimse tanımıyor!

 

Kapışmak, geçen hafta 1 milyar dolarlık kripto vurgunu operasyonunda gözaltına alınınca sıfatlarına yenisini ekledi...

 

     ***

 

Edebiyat ve yayıncılık camiasında işin suyu uzun zaman evvel çıktı.

 

Edebî bir derinliği olmayan, Türkçeyi dahi bilmeyen isimler, editör marifetiyle eserler ortaya koyuyor; âlây-ı vâlâ ile okurun önüne konuyor.

 

Medyada ise bunların her zaman gönüllü PR'cıları oluyor. Maalesef...

 

Kanaatimce Türkiye’deki kültür sanat basınının PR dünyasıyla profesyonelliğe sığmayacak şekilde sıkı fıkı olması buna yol açıyor.

 

Tabii, “şişirme” yazarlar, eninde sonunda bir yerde patlıyor!

 

Örneklerde olduğu gibi...

 

 

Çözen Kazanır

 

 

Bizim millet bilgi yarışmalarını sever.

 

Oyuncu Kenan İmirzalıoğlu Atv'de "Milyoner"i sunuyor.

 

Oyuncu Kemal Uçar TRT'de "Lingo Türkiye" ile izleyici karşısına çıkıyor.

 

Alper Ateş'in 360 Tv'de sunduğu "Ben Bilirim" artık ekran klasiklerinden. Aynı kanalda Asuman Krause’nin "Aileler Yarışıyor"unu da es geçmek mümkün değil.

 

Ali İhsan Varol'un hazırlayıp sunduğu "Kelime Oyunu" bir süredir Tv2'de İbrahim Selim'e emanet.

 

Bugünden itibaren Alper Altun da TGRT Haber'de hafta içi her akşam sunacağı "Çözen Kazanır" ile bilgi yarışmalarına farklı bir soluk getirecek. Program diğerlerinden farklı. Stüdyoda seyirci yok. Yarışmacılar izleyiciler. Ve katılımcı sınırlaması bulunmuyor. Dünyanın neresinden olursanız olun... Evinizde koltukta, parkta bankta, kafede, otobüste, dağda, ovada internetin çektiği her yerden katılabiliyorsunuz. Yarışmanın bu yönüyle büyük fark atmasını bekliyorum. Çünkü konvansiyonel medya ile internetin gücünü buluşturuyor. Seyirciyi dâhil ediyor. Haber kanallarında uzun süredir bir sığlık var. Aynı konuklarla aynı konular temcit pilavı gibi çevriliyor. Çözen Kazanır, dizilerin sezon finali yaptığı ortamda haberlerden sıkılanlar için iyi bir adres olabilir. Ödüller şimdilik mütevazı. İzlendikçe çıta yükselecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 3 Haziran 2024 09:24

Bazı yarışmalardaki(!) yarışmacıların ve sunucunun ruh hali çok kötü. Soruyu bilememenin verdiği üzüntü, yarışmacının zavallı hali ve sunucunun alaylı gülüşü, içinde insanlık olanların vicdanını rahatsız ediyor. İnsanlık onuru çok önemli...