Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya'da dünyaya seslendi! "Türkiye bir an önce AB'deki sandalyesine oturmalı"
4. Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyaya seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok" dedi. İsrail'e tepki gösteren Erdoğan, "Katliamlara sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır." ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye'nin bir an önce Avrupa Birliği'ndeki sandalyesine oturması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu'nda açıklamalarda bulundu.
"Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e tepki gösterdi.
"İsrail'in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Filistin halkının işgal karşısındaki mücadelesini kimse terörizm yaftası vurarak karalayamaz." dedi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği ile ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye tam üyelik alarak bir an önce Avrupa Birliği'ndeki sandalyesine oturmalıdır. Avrupa Birliği'nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün burada çatışmaların yerine diyaloğu, kutuplaşmanın yerine ortak aklı tercih ettiğimizi hep birlikte dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Antalya'dan tüm dünyaya verdiğimiz dostluk mesajı, Antalya Diplomasi Forumu'nu muadillerine göre farklı bir yere koyuyor. Küresel diplomasinin kalbi 3 gün boyunca Antalya'da atacak. Foruma yapacağınız değerli katkılar için her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde uluslararası toplumun daha adil politikalar üretmesi konusunda yetersiz kalmasına şahit oluyoruz. Diplomasinin insani girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor.
Biz sorunların uzağında konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal güçleri, haçlı seferleri, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizden hiç eksik olmadı. Büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı coğrafya yine burasıydı. Bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun yine bizim yakın çevremizde cereyan ediyor. Biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz, aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. Daha nice asırlar boyunca yine burada olacağız.
"BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK"
Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, kan, gözyaşının değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Elbette bunun kolay olmadığını biliyoruz. Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız. Biz her zaman zoru seçtik. Bugün de zor olanın tarafındayız. Ukrayna, Sudan, Libya, Somali gibi dostluğumuz olan ülkelerde nasıl barış için mücadele ediyorsak, Afrika ve Asya'da da arabuluculuk gibi sorumluluk üstleniyoruz. Komşularımıza iyi ilişkiler geliştirerek ülkemizin etrafında bir barış kuşağı oluşturma çabasındayız. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil, üstündekilerle, yani insanlarla ilgileniyoruz.
"İSRAİL'İN KATLİAMLARINA SESSİZ KALMAK BU SUÇA ORTAK OLMAKTIR"
Küresel vicdan ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında Filistin'deki zulüm geliyor. İsrail, 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak Filistin halkına karşı soykırım uyguluyor. Buna karşı sesimizi yükseltmek bizim sadece kardeşlik değil, aynı zamanda insanlık vazifemizdir. Hepimiz bir kalp taşıyoruz. İsrail'in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır. İsrail terör devletidir, başka bir ismi olamaz. İsrail hükümeti Filistin halkını topraklarından söküp atmaya çalışmaktadır. İşlediği her suç hukuk önünde cevapsız kalan İsrail, her seferinde biraz daha pervasızlaşmaktadır. İsrail işgal karşısında meşru direniş haklarını kullanan Filistinli kardeşlerimize terörist diyerek işlediği katliamları meşrulaştırma peşindedir. Filistin halkının işgal karşısındaki mücadelesini kimse terörizm yaftası vurarak karalayamaz.
"BİZ SURİYE'DE İSTİKRARSIZLIĞIN YÜKÜNÜ EN FAZLA ÇEKEN ÜLKELERDEN BİRİYİZ"
Türk milleti bugün de Filistinli kardeşleriyle dayanışma içindedir. Saldırıların başladığı günden bu yana 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Gazze'ye gönderdik. Bundan sonra da Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Orta Doğu'da barış ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümünde mümkündür. Uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha sorumluluk üstlenmeye, Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum. İsrail özellikle Lübnan'a ve Suriye'ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını tehdit eden sorunlu bir ülkeye dönüşüyor. Türkiye'nin tutumu gayet nettir. Biz komşumuz Suriye'de 14 yıl süren çatışma ve istikrarsızlığın yükünü en fazla çeken ülkelerden biriyiz. 8 Aralık devrimiyle sadece Suriye'de değil tüm bölgede kalıcı istikrara yönelik yakalanan fırsatın heba olmasına izin veremeyiz.
"BÖLGEDEKİ TÜM AKTÖRLERLE DİYALOG HALİNDEYİZ"
Soğuk kanlılığımızı, sabrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı, sükunetimiz kimseyi yanlış heveslere sürüklememelidir. Biz kendi vatandaşlarımız için istediğimiz kadar bölgedeki herkes için barış istiyoruz, refah ve güvenlik istiyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda Sayın Trump ve Sayın Putin olmak üzere bölgedeki tüm aktörlerle anlayış birliği ve diyalog halindeyiz. Biz, Avrupa ülkesi olduğumuz kadar bir Asya ve Afrika ülkesiyiz. Bu 3 kıtanın tüm halklarıyla aramızdaki bağları daha da ileri taşımanın mücadelesini veriyoruz. Asya'nın küresel siyaset konumuna paralel olarak yeniden Asya açılımımızla Asya ülkeleriyle siyasi temasları artırıyoruz. Afrika ortaklık politikamızla kazan-kazan yaklaşımıyla iş birliklerimiz genişliyor.
"TÜRKİYE BİR AN ÖNCE AVRUPA BİRLİĞİ'NDEKİ SANDALYESİNE OTURMALIDIR"
NATO, Türk dış politikasının ve ülkemizin güvenliğinin yapı taşlarından biridir. Türkiye savunma sanayisiyle Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır. Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden uzaklaştığına dair söylentilerin bizim nazarımızda yeri yoktur. Bugün kimi Avrupa ülkeleri Avrupa Birliği'ne hayat veren stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Türkiye tam üyelik alarak bir an önce Avrupa Birliği'ndeki sandalyesine oturmalıdır. Avrupa Birliği'nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz."