İstanbul'un en köklü hastanelerinden biri olan İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi, halkın bildiği şekliyle Samatya Hastanesi 1960 yılında Balkanlar'ın en modern hastanesi olarak tüm Türkiye işçilerine sigorta hastanesi olarak hizmet veriyordu. Çocukluğumdan beri gittiğim bu hastaneye herhalde ömrümüz son bulana kadar da gideceğiz.
Bildiğim kadarıyla da 10-15 yıl önce de ISO-9000 Kalite belgeli hastane olmuştu. Birkaç kez ameliyat olduğum hastanenin hizmet ve hijyenik durumu bana mısın diyen özel hastanelerle yarışır durumdadır.
Ancak üzülerek söylemeliyim ki ya birileri bu hastaneyi kıskanıyor, ya da ileriye dönük bir rant düşüncesi içinde yok etme kirli emelleri içerisinde olmalı ki başarı grafiği doktorların omuzlarına yıkılmış kadrosuzluktan can çekişiyor. Hasta hizmet almasın doktor kaçsın düşüncesi gibi bir hâli üzülerek izliyorum.
Makine var eleman yok, doktor var hemşire yok, temizlikçi var doktora el ayak olacak sekreter ya da hastabakıcı yok.
Doktorlar alt kadro elemanı gibi terleyip duruyor. Kesinlikle abartmıyorum.
DOKTORLAR ÜZÜLSE DE SUSKUN!..
Bir zamanlar yönlendirme elemanı olarak taşerona bağlı çalıştırılan ve her merdiven başında masası bulunan işçiler bile yoklara karışmış.
Hastaya 15 dakika ayırması gereken doktor yardımcı eleman olmadığından kapıya çıkarak hasta çağırıyor, hasta kaydı yapıyor, gerekirse hasta için odadan odaya bir çekim yapmak için koşuşturuyor.
Hatta hemşirelerin yapması gerekenler asistan doktorların sırtına yüklenmiş ve hizmet bu şekilde yürütülmeye çalışılıyor.
Fedakâr, vefakâr ve suskun doktorlarımız yeter ki vatandaşın işi görülsün, hastaya çare olalım diye kendi imkânları içinde çırpınıp duruyor.
İki üç haftadır Ümraniye, Okmeydanı, Beyoğlu, Haseki, Kanuni Sultan ve Mehmet Akif Hastaneleri arasında yaptığım gözlemlerde yanında yardımcısı olmayan doktor olarak sadece Samatya (İstanbul EAH) çalışanlarını gördüm.
Bir vatandaş olarak bu farkın nereden kaynaklandığını da buradan sağır ve kör olduğuna, eğer değilse yanlı davranış içinde olduğuna inandığım Sağlık Bakanlığı yetkililerine iletmek istedim.
1960'lı yıllarda 100 doktor, 65 hemşire, 339 yardımcı sağlık personeli ve 53 diğer personel olmak üzere toplam 557 çalışan ile Balkanlar'ın en modern hastanesi olarak hizmet verdiğini öğrendiğim hastanenin bugün 38 Poliklinik bir Merkez 2 Şube olmak üzere 3 ayrı yerde hizmet vermesine rağmen kaç kişi ile hizmet verdiğini komik durumun kamuoyuna yansımaması için ifade etmeyeceğim. Hastanenin başta hemşire olmak üzere gerekli çalışanlarla donatılması için ilgili Bakanlığa ithaf olunur.
Erol Kara-İstanbul
Beylikdüzü A Mahallesi, gece köpeklere teslim
"Beylikdüzü Büyükşehir A Mahallesi sakiniyim. Bu şikâyetimi seçim öncesi ev ev kapı kapı dolaşıp vatandaşlarına "bir isteğiniz bir arzunuz, bir şikâyetiniz var mı?" diye hâl hatır soran belediye yetkililerimize iletmiştim. Allah için birkaç zaman sokaklarda görünmediler... Ama şimdilerde yeniden geceler onların olmuş durumda...
İşinden evine gece yarısı dönenler oluyor, bir eczane için gece yarısı sokağa çıkmak durumunda kalanlar oluyor. Bir hastası olup hastaneye gidenler oluyor... Özetle geceleri sokağa çıkmak veya evine dönmek durumunda olan biz mahalle sakinleri sahipsiz köpeklerden ürperiyor tedirgin oluyoruz... Hele de geçtiğimiz aylarda sokak köpeklerinin parçaladığı kadıncağız haberini okuduktan sonra hepten korkar çekinir olduk...
Bir değil beş değil on değil... En az yirmi otuz köpek bir arada ve sürü hâlinde hareket ediyorlar... Gece havlamalarının rahatsızlığına artık razı olduk; şimdi gece yarısı sokakta köpeklere yakalanırsak diye resmen korkuyoruz...
Duyduğumuza göre köpeklerin barınakları varmış ve köpekler bu barınaklardan gece sokağa salınıyormuş. "Hayvanlar rahatlasın" diye mi salınıyor bilmiyorum ama köpekler sokaklarda rahatlarken mahalle sakinlerinin aklı başından gidiyorsa bu çözüm olabilir mi?
Bu şikâyetimi ve isteğimi dile getirmeden bir iki gün önceydi... Servisle evime dönüyordum. Tabii ki servis her zaman tam kapı önünde bırakmıyor. Sokağın başında indim, evime doğru yukarıya yöneldiğimde bir baktım en az yirmi otuz köpek havlaya havlaya geliyor... Oradan geri dönüp, hızla evin arka tarafından dolandım ama o an yaşadığım korku ve panik hâlini gelin de bana sorun...
Sayın Belediyemizden ve Saygıdeğer Başkanımızdan bu konuda seçim öncesi tedbir aldığınız gibi bu sefer de bir tedbir almanızı ama bu tedbirin kalıcı olmasını rica ediyorum.
Saygılarımla..."
A Mahallesi sakini-Beylikdüzü/İstanbul