"Okulların açıldığı gün çocuğun beslenme çantasına bir ıslak mendil almak istedim. Marketten içeri girdim. Bir tane küçük ıslak mendil bulamadım. Eczacıbaşı firmasının 3 al 2 öde diye bir kampanya ile üç tane küçük ıslak mendili bir arada sattığı mendiller haricinde mendil bulamadım. Çıldırdım resmen...
Market çalışanları bunların tek tek satılmadığını üçü bir arada satıldığını söylediler. Bir mendil ihtiyacım olduğu halde bana iki tane daha fazladan sattılar. Almasam o an için alacak yer yoktu. Mecburen aldım. O firmaya da o markete de iyi şeyler söylemedim... Çok satacaksan sat ama az almak isteyene de şans tanı. Tüketici bu kadar da taciz edilmez ki?
Bu vesileyle de başta Bakanlık yetkililerine sesleniyorum. Marketleri bu açıdan hiç denetliyor musunuz arkadaş? İnsanlara alternatif sunmayan üretim firmalarını denetliyor musunuz? Bir firma çok kazanacak diye bir müşteriyi ihtiyacından fazla ürün almaya yönlendirmek her şeyden önce milli israf olmuyor mu? 'Parasını ver de ne yaparsan yap' mantığına hangi insan hangi bütçe hangi devlet izin verir?
Bu uygulamayı firma yapıyorsa firmaya, market başka ürün getirmeyerek yapıyorsa markete buradan çağrıda bulunuyorum: Yapmayın! Bu ülke insanına çok harcamayı değil çok üretmeyi öğretin. Bu ülke insanını siz kazanacaksınız diye tüketim çılgını yapmayın. Olmak istemeyeni de çıldırtmayın!"
Bülent Yurteri-İstanbul
Bizi birbirimizden ayıramazsınız!
"Feridun Ağabey ne olur bunları yazın! Biz dört oğlan bir kız beş kardeşiz. Babam Bolulu, annem Diyarbakırlıdır. Babam devlet memuru olarak gittiği Diyarbakır'da nasip olmuş annemle evlenmişler. Hem de aileleri arasında hiç sorun yaşamamışlar. Kız kardeşim de teyzemin oğluyla evli. Nur topu gibi iki tane de yeğenimiz var. Şimdi anamlar da biz de İstanbul'dayız. Ne canım anam Kürt diye, ne canım babam Türk diye ne de biricik eniştemiz Kürt diye aklımıza bir şey gelmedi. Bu millete niye bu fitneyi soktular? Biz birbirimizle can olmuşuz, kan olmuşuz daha nasıl birlik olunur? Allah rızası için yalvarıyorum. Bırakın fitne çıkarmak isteyenler çıkarmaya çalışsın. Siz onlara kanmayın. İnanmayın. Buradan haykırıyorum. Bizi birbirimizden ayıramazsınız! Hele bir akraba olun da görün. Ben Kürt teyzelerimden mi vazgeçerim be! Kürt dayılarımdan mı? Öte yandan Türk amcalarımdan mı vazgeçerim, Türk halalarımdan mı? Biri geçende rahmetli olan dedemlerden mi? Her iki ırkın kanını taşıyan ama dinimizin emrettiği gibi Allah'ın razı olduğu kul olmaktan başka hiçbir şeyin hiçbir önemi olmadığını bilen ve inanan kardeşiniz olarak kendini diğerinden ayrı tutmaya meyleden kardeşlerime sesleniyorum: Vallahi de bu ülke insanına fitne salıyorlar billahi de... İnanmayın. Halkın arasında mümin kardeşliği var. Rızaen lillah kardeşlik var. Bu kardeşliğin bozulmasına izin vermeyin. Yalvarıyorum Feridun Ağabey bu çağırımı köşenizde yayınlayın."
İsmet Tercan-İstanbul
Sağlık Bakanımıza teşekkür
Okullar açıldı. Öğrencilerimizle ilgili haberler gündemde yer almaya başladı. Bunlardan biri ve bizce de en önemlisi sevgili çocuklarımızın beslenmeleri, daha doğrusu doğru ve sağlıklı beslenmeleriydi. Sağlık Bakanlığı bu konuda da radikal kararlarla okul kantinlerinde öğrencilerimizin sağlıklı beslenmesini riske eden yiyecek ve içecekler yerine doğal ve sağlıklı yiyecekler satılmasına vesile oldu. İşte Sayın Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu'na gelen okuyucu teşekkürü; "Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu'na sizin köşeniz aracılığıyla teşekkür etmek istiyorum Feridun Ağabey. Okul kantinlerinde öğrencilere doğal ve sağlıklı yiyecekler satılmasını sağladıkları için. Artık benim çocuğum öyle abur cubur yemeyecek. Süt içecek, peynir yiyecek. Domates, salatalık gibi sebze ve elma armut gibi meyve yiyecek... Bundan önce çocuğumuzu hazır yiyeceklerden almaması için ne kadar tembih etsek de kantinde satılan abur cuburlardan kurtaramıyorduk. Sağlık Bakanımızın bu kararını tebrik ediyorum. Kendisine bu köşeden bir anne olarak teşekkürlerimi iletiyorum. Saygılarımla."
Semra Sultan Tuzcu-İzmir