Acaba bana o amcadan mı bulaştı?

Sesli Dinle
A -
A +
"Feridun Ağabey, gecen cuma namazında, en arka saflardan birindeydim. Orta yaşlarda bir amca ile safta yan yana denk geldim. Ama o anda fark ettim ki amca nezle olmuş durumda... Burnunu sürekli silmesine rağmen yetmiyor akmakta olan burnunu çekip duruyor... Derken arada bir de nefesi yetmediği için öksürüyor... İçimden dedim ki 'eyvah amcadan bir nezle kaparsam mahvoldum' ama yapacak bir şey yoktu. Farz kılındıktan sonra kendime müsait bir yer aradım ama o sürede nezle bana da bulaşmış. Eve gittikten sonra burnum akmaya başladı. Üç gün evde istirahat ederek zor kendimle geldim... İnsanlara buradan anons yapsanız da nezle grip gibi bulaşıcı rahatsızlık var iken böyle toplulukların arasına girmeseler” diyen İstanbul’dan Recep T. isimli okuyucumuz, öncelikle geçmiş olsun. Bu çağrınızı burada yayınlıyoruz. Ama sizin o sürede nezleden etkilenip etkilenmediğiniz konusunda uzmanların görüşü şöyle: 
 
Bir kimsenin nezle virüsünden etkilenebilmesi için virüse aşırı derecede maruz kalması, virüsün güçlü hâlde olması, virüse muhatap olan vücudun bağışıklık sisteminin zayıf olması gibi durumlar söz konusuymuş. Bunlar bir arada olduğunda virüsün bulaşma riski mümkünmüş. Böyle durumda olan kimselerin elbette ki mümkünse evinde iyileşene kadar dinlenmesi gerekir. Dışarı çıkmak durumunda kalınıyorsa da o zaman maske kullanarak kendindeki virüsün etrafa yayılmasına gücü yettiğince engel olmuş olur... Ama sizin de bağışıklık sisteminizi güçlendirecek destek almanızda yarar var... Sağlıcakla... F.A.
 

“İyi, dedim dönüp gidelim memlekete...”

Feridun Ağabey, yazın karı koca otelde çalışıyorlar. Asgari ücretten evlerine aylık -bahşişler hariç- 17 bin lira giriyor. Kışın kadının oteli kapandığından 6 ay gelirin yarısı yok. Birkaç sene önce taşındıkları ev çok bakımsız ve dökük olunca ev sahibi "Eve bakın, derleyin, toplayın. Ne verirseniz verin. Vermeseniz bile olur" demişti de 1000 liraya anlaşmışlardı. Ama bunlar evi derleyip toparlayınca, kiralar alıp başını gidince; izbelikler bile 8-10 bin lira etmeye başlayınca ev sahibinin fikri değişti. "Çıkın da çıkın..." diye tutturdu. Sonunda hanıma "iyi” dedim dönelim gidelim memlekete. Anam babam da iyice yaşlandı. Hem onlara bakar hem kiradan kurtuluruz. O zaman tek maaş bize yeter" dedim. Ev sahibinden haziranda okullar kapanana kadar izin istediler. “Çocukların okulları bitsin, gidelim" dediler... Şubatta Hatay yerle bir oldu. Anne, baba bir de ablaları yanlarına sığındı. Ev aramaya başladılar 3+1 daireler için duyabildikleri en düşük kira 14 bin lira. İki kişi bir ay çalışıyor ve aldıkları maaş ancak 1 aylık kira ediyor. Hatta 2 kişinin bir aylık emeği 1 kira etmiyor. Abi dedi "Benim artık dönebileceğim bir memleketim de yok! İnsanın dönebileceğini ümit ettiği bir yuvası olması ne güzelmiş. İnsan güven veriyormuş." Bir insanın bir aylık emeği sıradan bir evin 1 aylık kirasını ödemeye yetmiyor. Böylesi bir durumu niçin kimse garipsemiyor? Asıl bu konuda ciddi bir çözüm gerekiyor mu?..
     Ahmet H. Ç.

Kıymetli isimlere hürmet gerekmez mi?

Kıymetli Feridun Ağabey, yazıp yazmamakta çok düşündüm. Zincir marketlerin birinde kasa fişlerinin arka yüzünde adres kısmında “Ebubekir Caddesi” yazıyor ve bu fişler yerlerde sürünüyor. Kıymetli isimlere hürmet gerekmez mi? Bu konuda yanlış biliyor veya düşünüyor olabilirim ama ayaklar altında gördükçe içim sızlıyor. Siz ve TGRT’deki hocalarımız eğer uygun görürseniz sizin belirleyeceğiniz bir uyarı yazısı ile gazetede yayınlar mısınız?
     Rumuz: Osman
 

Bilgiye hakaret edenler bilgiyi idrak edemez!

Feridun Ağabey, 1968 doğumluyum. 1985 yılından beri aklımın erdiği konularda yazılar hazırlayıp yazılı medya organlarına gönderiyorum. Bugüne kadar yüzlerce yazım 40 civarı medya organında yayınlandı. 32 yıl MEB bünyesinde öğretmen, uzman öğretmen, bölüm şefi, okul müdürü olarak çalıştım. Liyakatsiz, çalışmadan maaş almayı seven, iftiracı tiplerle daha fazla yıpranmamak için 2021'de emekliliğimi istedim. 1,5 yıldır Ankara'da özel bir kolejde çalışıyorum. İyi ya da kötü 70 kitap yayınladım. Cahil, asalak, bilimden kopuk tiplerin yazılarımın altına yazdıklarının hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Sadece hakaret eden, yanlış bilgi veren sahte (takma) isimli tiplere bazen cevap yazıyorum. Bu benim yasal hakkımdır. Bir sayfa eseri olmayan dağlı tiplerin tehditleri bize işlemez.
     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.