Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

“Babam vefat edene kadar annemlere gidip geliyorduk. Arada bir cep harçlığı bırakıyorduk. İhtiyaç isterse elimizden geldiğince yardım ediyorduk. En azından diğer kardeşlerim ne kadar ilgileniyor bilmiyordum ama ben ilgileniyordum... Ne zaman ki babam vefat edince annem yalnız kaldı. Annemi ne yapacaktık? Annem tek başına kalamazdı. Ama annemi hangi birimiz yanımıza alacaktık. Gel gör ki kendi evimize annemiz bir türlü sığmıyordu. Benim eşim de dâhil herkes bir telaşa kapılmıştı. Ya annemizi evimize getirmek istersek... Bu stres bu sıkıntı hepimizin suratına yansıyordu. Anneme durumu nasıl açıklardık. Şu babam nasıl da çıkıp gitmişti aradan...

 

Derken aylar geçtikçe acı gerçek dağ gibi çıktı karşımıza... Söz döndü dolaştı kardeşler arasında karar vermeye geldi. Hepimiz üçer ay alsak yanımıza dedik. Birimizin eşi kusura akmasın kimse ben bakamam dedi. Bunun üzerine bizim eşlerimiz de 'o bakmazsa biz niye bakacağız?' demeye başladı... Sonuçta anneme en doğrusu bir huzurevinde yer bulmaktı... Ama bunu nasıl söyleyecektik annemize... Yanına vardığımda ben daha konuşmadan annem bir yerden söz etti. Orası çok iyiymiş dedi. Bir huzurevi adresini söylüyordu. 'Ama anne olmaz' filan dedim mecburen. 'Yavrum insan yükü ağır olur' dedi. 'Kimseye yük olmak istemem' dedi. Ah annem burada da bizi yine kurtardı. Ve sanki biz istediğimiz için değil de o istediği için onu alıp huzurevine yerleştirdik. 'Her zaman gelirim anne' dedim, ayrılırken elini öpüp... O da beni öpüp kokladı. 'Allah acınızı göstermesin yavrum' dedi sırtımı sıvazladı... Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?”

     Rumuz: “Çare”

Feridun Ağabey, bir okuyucunuz ve bir vatandaş olarak devletimizin bu zor dönemde aldığı tedbirlere ilave anlamında ben de tasarruf tedbirleri adına birkaç öneri getirmek istiyorum. Sesim olup yayınlarsanız sevinirim:

 

Değerli milletvekillerimizin vekillik dönemi bitene kadar şu anki maaşlar sabitlensin. Mevcut partilerimize krizden çıkana kadar hazine yardımı kesilsin. Tüm makam araçlarına ayda en fazla 3 depo yakıt kotası koyulsun. Tüm spor kulüplerinden vergiler, afsız ve indirimsiz olarak alınsın. Her yeni sporcu sözleşmesine %25 vergi konulsun. Tüm belediye konserleri ve belediyelerin yaptıkları icraatları halka anlatmak adına yaptırdıkları; özel gün ve haftalar için astıkları kutlama içerikli afişler iptal edilsin.

     İsimsiz

 

“Feridun Ağabey, Artvin’de araştırmacı-gazeteci olarak bildiğimiz Tolga Gül Bey güzel bir yazı kaleme almış. Yazısında Şavşat Belediyesinin hayata geçirmeye çalıştığı HES veya yenilenebilir enerji projesi. Tebrik ediyorum. Ben de çevreye uyumlu sürdürülebilir kaynaklar acilen değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Şavşat özelinde de Belediye Başkanlığının yapmış olduğu proje güzel ve doğru. Ancak yanlış olan ise Şavşat’ta ve diğer ilçelerde çevreye uyumlu HES projelerini kendi partisinden belediye yaptığında destek verirken başka partinin belediyesi yaptığında karşı çıkmak ve iptal ettirmek için gayret göstermektir. Siyaseten ikiyüzlü olmaya gerek yok! Dolayısıyla Şavşat Belediyesinin yaptığı bu güzel projeye karşı çıkacaklar mı çıkmayacaklar mı? Samimiyet burada belli olacak. Proje doğru faydalı ise projeyi hangi partinin hangi belediyenin yaptırdığı önemli değil bence.

 

Artvin Belediyesi de geçen günlerde doğru bir karar alarak 60 yaş üstü, gazi ve şehit yakınlarının ücretsiz faydalanması için şehir içi dolmuş hattına ilaveten otobüs hattı koydu. Bu kararı da doğru ve alkışlıyoruz. Ancak bu hizmeti önceki dönem belediye başkanı yaptığında diğer partililer ağır eleştiri getirmişti. Şimdi kendi belediye başkanları seçilince ilk icraatları o otobüsleri kaldırmak oldu. Rakip siyasi partinin belediye başkanı yapınca yanlış, kendi siyasi parti belediye başkanı yapınca doğru mu oluyor? Maksat halkımızın bu güzel hizmetlerden faydalanması değil mi? Doğruya doğru yanlışa yanlış. Belediyelerin özel idarelerin bütçesine ek kaynak sunacak HES projeleri yapması geç kalınmış bir durumdur.

 

Net söylüyorum, doğru olan, iyi olan, güzel olan kim tarafından yapılırsa yapılsın takdir etmek gerekir. Yanlış olan hatalı olan da yine kim tarafından olursa olsun dile getirilip yanlış yapıldığı dile getirilmeli ve eleştirilmelidir.

     Yüksel Kantar-Artvin