Sinop’tan değerli anne okuyucumuza, gençler arasında arkadaşlık arzusu daha çok ergenlik döneminde görülmeye başlar. Gencin yaşıtlarıyla sağlıklı bir arkadaşlık kurmaya çalışması kişinin kendi yaşına uygun davranışlar kazanmasına ve kişiliğini geliştirmesine yardımcı olur. Arkadaşı olan kişi kendisinin beğenildiğini bilir. Çünkü tercih edilmiştir. Bunun mutluluğunu yaşar. Bu duygu gençlere öz güven kazandırır. Bu bakımdan çocukların arkadaş edinmesine engel olmak onun içine kapanmasına da sebep olmak demektir. Arkadaşlık genel anlamıyla topluma açılmak için ilk adımdır. Ancak karşıt cinslerin arkadaşlığı, arkadaşlıkta farklı bir boyuttur. Bu arkadaşlıklar bazen aile içinde zıtlaşmalara ve huzursuzluklara sebep olabilmektedir. Aile içi bu çatışma bazen çocuğun arkadaşından kopmasına sebep olsa da bazen de aileye rest çekecek hâlde tepki vermesine sebep olabilmektedir. Hatta evi terk edeceği, bırakıp gideceği konusunda ailesini tehdit edenler bile olmaktadır. İşte bu tür zıtlaşmaların sorunun çözümü olmadığını bilmek gerekir. Burada yapılması gereken ailelerin kendi çocuklarına olan güveni kurmalarıdır. Çocuğun da ailesinin kendisine güveni olduğunu hissetmesidir. Bu karşılıklı güven sağlandığında sorunlar çok daha kolay aşılabilecektir.
Psikolojik Danışman Erdinç Üstündağ
“İlahi adalet bekliyorum”
Hocam hatırlarsınız birkaç yıl önce eşimin yaptıklarını size anlatmıştım, bu köşede yayınlamıştınız. Artık “eski eşim” diyeyim. Hani bana “mutfak masrafını çok yapma bak boşarım ha” diyordu ya. Beni erkek kardeşinin hanımı “boşa” dedi diye boşadı. Cami hocasını çağırdım “ayrılmak istemiyorum, eşimle konuş ikna et” diye... Hocaya beni şikâyet ederken tek dediği “ben işten gelince ayağa kalkmıyor” oldu başka bir şey yok. Hoca, “bunlar evliliği bitirmek için incir çekirdeğini doldurmayan şeyler, bunlar çözülemeyecek şeyler değil” dedi ama nafile, beni döve döve sokağa attı boşadı. Sonra o erkek kardeşinin hanımı (eltim) beni boşattıran yuvamı yıktıran kadının evli komşusunu da boşattırıp bu ikisinin arasını yapmış ve hemen evlendirdiler. Hocam bana yapılan çok zoruma gidiyor, eski kocamın yaptıkları. Beni ayakta uyutmuşlar. Beni boşadı gitti iki çocuklu kadını aldı. Nişan düğün çeyiz eşya altın sosyal medya resimler gırla gidiyor. Allah canımı alaydı da onları öyle evlendireydi, görüp de kahrolmasaydım. Bir de elimde değil merak ediyorum neden benim yuvamı yıkan yıktıranların da aynı şey başlarına gelmiyor? Ben Rabbimin sevdiği kul değil miyim? Rabbimden ilahi adalet bekliyorum.”
Rumuz: “İlahi adalet”
Lütfen biraz dürüst olun
Feridun Ağabey, hayırlı günler. Bunca yazılanları bunca söylenilenleri ortada olan gözle görülen olayları görmüyorlar mı? Kaç kişimiz öldü, kaç kişi yaralandı, bunları vicdanları kabul ediyor mu? İnanın ben 70 yaşındayım, sağlık ocağımız çok yakın fakat ilaç almaya muayene olmaya yalnız gidemiyorum. Okul yakın torunumu okula götüremiyorum. Marketin önünde köpek besliyorlar, yollar pislik içinde, ikinci site ile aramızda bir yol var inanın pislikten kaldırımlardan geçemiyoruz. Geçenlerde başıma bir şey daha geldi. Tedavi gördüğüm eski bir hastanenin dinlenme salonunda iki tane kart köpeği yatıyor, oturacak yer bulamadım. Korkudan dışarıda bir saat bekledim film için. Bir saat sonra diğer bir binada onkoloji doktoruna gittim, kapıda bir genç, baktım kucağında fino tipi bir köpek annesini bekliyor. Düşünün burası doktorun muayene kapısı, bu hastalar burada tedavi görüyor güya. Lütfen tedavimi görüyoruz yoksa mikrop mu kapıyoruz? İnsanlarımızın nerede kaldı medeniliği, nerede kaldı çağdaşlığımız? Bu hastanenin güvenlik görevlileri yok mu? Bunları niye hastaneye sokuyorlar? Köpeklerin hastanede işi ne? Bütün ilgililerin kulakları çınlasın, lütfen bunlara bir çözüm bulun. Hayvanları biz de seviyoruz ama hayvanları seviyoruz diye insanları horlamaya kimsenin hakkı yok. Biraz dürüst olun...
Emekli vatandaş
