Atanamayan uzman çavuşlar: “Biz de bu vatanın öz evlatlarıyız”

Sesli Dinle
A -
A +

Feridun Ağabey, bizler Atanamayan Uzmanlar Derneği (ATAUZDER) mensubu uzman çavuşlarız. Bizler devletin birçok operasyonunda görev almışız. Vatan savunurken bize kahraman diyen değerli medyamız şimdilerde derdimizi dile getirmek istediğimizde sesimize ses vermiyor...

Bizler, 3269 Sayılı Kanun ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde Uzman Çavuş olarak görev yapmış, ailevi, sağlık ve mesleki nedenler sonucunda kendi isteğiyle sözleşme feshi yaparak mesleğinden ayrılan, 657 Sayılı Kanun’un ve 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği atanmak isteyen kahraman eski uzman çavuşlarız.
 
Kanunumuz var fakat kanundaki bazı hükümler nedeniyle atamalar referans ve inisiyatif ile yapılmaktadır. Bu uygulamada ise; referansı olmayan binlerce Eski Uzman Çavuş kamu kurumlarına atanamıyor, hak kaybına uğruyor. Ayrıca bu kanun nedeniyle yaşanan mağduriyet yıllardır sürmektedir. Biz ilk değiliz, son da olmayacağız. Çünkü her yıl binlerce Uzman Çavuş çeşitli nedenlerle mesleğinden ayrılmaktadır. Şu an için 20 bine yakın uzman çavuşumuzun sorunlarının çözümü için, kamuya referans veya inisiyatif olmadan, devlet aracılığıyla atama istiyoruz!
 
Bizi görmezden gelmeyin lütfen! Ben görevi bıraktıktan sonra inşaatlarda çalıştım. Sokakta simit satan, kâğıt toplayan silah arkadaşlarım var. Bizler devletin eğittiği profesyonel kimseleriz. Tecrübeli insanlarız. Askerî disiplin terbiyesi almışız. Buralarda değil devletin kamu kurumlarında görev almayı ve hakkın yerini bulmasını arzu ediyoruz. Binlerce ailenin bu nedenle yuvası dağıldı. Daha fazla yuvalar dağılmasın ve çocukların geleceği kararmasın! İvedi olarak oluşan mağduriyetin giderilmesi ve adaletli atama yapılması önem arz etmektedir… Saygılarımla...
     Ahmet Can-ATAUZDER Sakarya İl Başkanı
 

Okul Aile Birliğine para verilmesi üzerine...

Bu konuda çok sataşmaya maruz kalacağımı biliyorum. 1989 yılından 2021 yılına kadar Edirne, Tokat, Manisa, Bolu, Artvin, Lefkoşa, Zonguldak illerindeki okullarda öğretmen, atölye şefi, bölüm şefi, müdür olarak çalıştım… 
 
İdareci olmadan, yalnızca öğretmenlik yaparken okul aile birliklerinde yapılan icraattan uzak idim. Sadece, okul idarecileri zaman zaman yapılan harcamalarla ilgili çeşitli evrakları imza etmemizi ister ve ben de incele(ye)meden imza ederdim… 
 
İdareci olunca, okul aile birliği ile ilgili tüm kayıt-kuyut, takip, harcama evrakları önüme konuldu. Bu belgelerin takibini çoğu zaman bizzat kendim yaptım, bazen de bir müdür yardımcısına görev verdim. MEB bünyesindeyken okuldaki hukuk dışı işlemleri kamuoyuna iletmemiz, yazmamız, yayınlamamız yasak idi. Bunu yapanlara en ağır yaptırımlar (sürgün, görevden alma, ceza verme, yıldırma/mobbing vb.) uygulanıyordu… Şu an bu görevlerimden uzak emekli olmuş bir kimse olarak bu konudaki kişisel fikrimi dile getirmek istiyorum. Evladınızın öğrenim gördüğü okulda oluşturulmuş olan Okul Aile Birliği adlı yapıya makbuzlu ya da makbuzsuz asla para vermeyin. Temizlik fırçası, paspas, kalem, silgi, kâğıt, defter, deterjan, boya vb. gibi malzemeleri vermenizde bir sakınca yoktur. Ancak vereceğiniz paraların %99’unun keyif, debdebe, itibar, gösteriş, reklam, cafcaf, boş projeler vb. için saçılacağını söyleyebilirim. Bu konuda başıma gelenleri yer, isim, tarih vererek anlatabilirim. Ancak görgü tanıklarının çoğu memuriyetleri zarar görecekleri için hadiseleri inkâr eder. Daha fazla detaya girmeden "çare" ne diyen olursa kişisel fikrimi söyleyebilirim. Kalitenin artması için "devleti küçültme" derim ama devlete yapışarak yaşamaya alışan kitleler buna da "hayır" diyecektir.
     Ali Özdemir-Emekli Öğretmen

Önce anneniz kadar anne olun...

İstanbul’dan yazan “aile içinde de olsam sanki annem babam yokmuş gibi büyüdüm. Babam işten başını alamazdı, annem 'ben anlamam senin okulundan' derdi. Hiçbir veli toplantıma katılan olmadı. Hiçbir ödevimi soracak velim olmadı. Hayatımı kendi başıma kazanmaya çalıştım...” diye çocukluğundan dert yanan iki çocuk annesi okuyucumuz: “Annem gibi değil özlediğim anne gibi olmak için ne yapmalıyım” diyor...
 
Değerli okuyucumuz, anlattığınıza göre ne kadar olumsuz gözle baksanız da sizin okuyup hayatını kazanmanızda evlenip ev bark sahibi olmanızda anne babanızın rolünü nasıl yok sayabilirsiniz? Çocuğun eğitimine ve büyütülmesine sadece veli toplantılarına gelerek mi katkı sağlanır? Birçok eli öpülesi anne, soğuk odada sobanın gürül gürül yanması gibi ses çıkarmayabilir ama bir kalorifer gibi odayı sessizce ısıtır da farkında olunmaz... Bizce siz, ideal anne olmadan önce çocuğunu her türlü zorluğa rağmen hayata hazırlayabilen o biricik anneniz kadar olun... Sonra özlediğiniz anne olmaya çalışırsınız. Böyle anneler bir şanstır, annenizin kıymetini bilin... F.A.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.