“Feridun Ağabey, yazılarınızı takip eden birisi olarak sorunumu yazıyorum. Efendim 30 yıl fabrikada çalışarak bir daire aldım. Aldığımız dairede kiracı oturuyordu. Kiracı emlakçıya “Yeni mülk sahibi evi aldığında ben çıkacağım” demiş. Biz de bu arada çıkacak olduğunu sandığımız kiracıya yardımcı olmak istedik. Bunun için benim hâlen kirada oturduğum daireyi satın alan arkadaşın da kiraya vereceğini, oraya kiraya geçebileceğini söyledik. “İstersen buraya taşın” dedik. Kabul etmedi. Şimdi ben evi aldım, tapusunu iskânı tamam ama kiracı “evden çıkmam” diyor. Hatta taşınma masrafı olarak 15.000 lira para vermeye de razı olduk, yine kabul etmiyor. Benim kirada oturduğum evi satın alan arkadaş da ben çıkacağım diye orayı daha ben çıkmadan kiraya vermiş 7.000 liraya. O kiracı da düğün yapmak için benim evi boşaltmamı bekliyor. Yani ben kirada kaldığım evi boşaltıp satın aldığım evime geçeceğim. Ama hukuk sisteminde bir türlü bu kördüğüm olmuş durumu çözemiyoruz. Bu nasıl bir şey Ağabey, insanları birbirine mi kırdıracaklar?
Ben evi almışım. Alalı 2 ay olmuş. Ben kiradaki evden çıkıp aldığım eve giremiyorum. Benim evi boşaltacağım diye kiraya tutan yeni kiracı da ben evden çıkamadığım için eve gelemiyor. Düğün yapacaklar ama ev dolu...
Eskiden oranın kirası 1.800 idi. Şimdi çıksa 6-7 bin lira. Hâliyle çıkmak istemiyor. Madem bu kiraları bu kadar uçurdunuz bir güncelleyin ki insanlar birbirine düşmesin. Devlet aklı daha iyidir. Daha iyisini yol gösterir. Bu anlamda soruyorum. Ben bu durumda ne yapmalıyım? Yasal süreç en az bir buçuk iki sene sürer diyorlar. Avukata gitsek 30 bin lira istiyor. Kiracı taşınma masrafı diye 50 bin lira istiyor. Bu nasıl bir şey. Ben devletimin güvencesinde, çalışıp didinerek yırtınarak aldığım bu evime giremeyeceksem ben kime gidip de derdimi anlatacağım? Gerçekten bir tuhaf durumda kaldık inanın! Yetkililerimiz hukuk adamlarımız bunları görmüyor mu? Tamam artık pahalılığa da alıştık mı desem oralara hiç girmeyeceğim ama sizden ricam bu yazımı ilgili mercilerin devletimizin yetkili kurum ve kuruluşlarının dikkate almasını ve benim bu mağduriyetimi gidererek beni, binbir zahmetle emek vererek aldığım evime bir an önce kavuşturmalarını diliyorum. Basit düşününce bir adam bir evi almış, içindeki kiracının çıkması için müracaat edildiğinde bir dava iki yıl mı sürer Ağabey? Bu yaştan sonra aldığım evim yüzünden mahkemeleri yol mu edeceğim? Ben emlakçı değilim. Alım satım yapan biri değilim. Çalışıp didinip biriktirdiğim paramla ev almışım ama mağdur durumdayım. Ne olur sesimi yetkililere iletin. Saygılarımla”
Ömer Murat- Kapaklı- Tekirdağ
***
AÇÜ’ye sahip çıkmak gerek
Üniversite demek bacasız sanayi demek. Bir yerleşime kurulan üniversite o yerleşime hem akademik anlamda olumlu katkı sunar hem iç göçü önler hem o yerleşime ekonomik anlamda katkı sağlar. Velhasıl o yerleşime sosyoekonomik ve kültürel alanda pozitif getirisi olur. Bu anlamda kurulan üniversiteye o yerleşimde ikamet eden her bir ferdin ve özellikle kurum kuruluş ve STK’ların sahip çıkması elzemdir. Özellikle sanayisi olmayan Artvin’de, AÇÜ kuruluşundan bugüne kadar gerek inşaat ve yapılaşma aşamasında gerekse eğitim kadrosunun oluşturulmasında gerekse barınma sorununun çözülmesinde çok büyük badireler atlattı ve sıkıntılar çekti. Buna bizatihi ben şahit oldum. Buna üniversiteye ulaşım sağlanmasında ilgili taraflardan tam destek alamamasını da ekleyebiliriz.
Ama sevinmemiz gereken, her türlü engellemelere rağmen AÇÜ emin adımlarla yoluna devam ediyor ve edecek. Artvin’i bir bütün olarak düşündüğümüzde, her kurumun birbiri ile koordineli ve eş güdüm içerisinde hareket edip yöneticilerin inisiyatif alıp birbirini desteklenmesi beklenmektedir. Benim ilimizde gözlemim, eğitim kurumlarındaki bazı yönetici ve STK yöneticilerinin, birbirinin rakibi gibi hareket ediyor olmalarıdır ki bu üzülerek şahit olduğum bir durumdur. Eğitim kurum ve kuruluşlar birbirinin rakibi değil birbirinin tamamlayıcısı olmalı. Sonuç olarak, Yüksek Öğretim Kurumu bölüm ve program açarken Gençlik ve Spor Bakanlığı ile koordineli bir şekilde yurt kapasitesini artırmalı. Veya barınma yani yurt hizmetleri KYK’dan alınıp direkt YÖK’e bağlanmalıdır.
Yüksel Kantar – Artvin