Elektronik, yazılım bilgisi iyi öğretmenler de yetiştirmeliyiz

Sesli Dinle
A -
A +

Elektrikle çalışan araçlara asla karşı değilim. Hatta petrolle çalışan türlerin kısa sürede üretimden kaldırılmasını temenni ediyorum. Yollardaki tüm benzinli ve motorinli araçların elektrikliye dönüştürüleceği günlerin de yakın olduğunu düşünüyorum.

 

85 milyon nüfuslu Türkiye’de 25 milyon civarı kara, deniz, hava taşıtı var. Şu anda bunların sadece binde 1'i kadarı (20-25 bin) elektrik enerjisiyle çalışmaktadır. 

 

Elektrikle çalışan arabaların tam çevreci olması için üretilen elektriğin rüzgâr, güneş ve hidroelektrik santral (baraj) ile elde edilmesi gereklidir. 

 

Türkiye’deki 25 milyon civarı taşıtın elektrikliye dönüşmesi çok büyük bir mali kaynak gerektiriyor. Tüm ülkede şu anda sadece 3-4 bin civarı şarj noktası bulunmaktadır. Bu sayı çok yetersizdir. Araçları ev ve iş yerlerinde şarj etmek de muhtemeldir. Lakin ikamet ettiğimiz konutların tesisat altyapısı aynı anda 1-2’den fazla sayıda aracın şarj edilmesine uygun değildir. 

 

Ortalama olarak 200 kW’lık bir akünün gece boyunca (10-12 saat) prize takılı kaldığını varsayalım. 20 dairelik bir konutta aynı anda 3-5 araç şarj edilmeye çalışılırsa tesisat altyapısı çöker. O mahallede bulunan dağıtım trafosu da aşırı ısınarak devre dışı kalabilir.

 

Medyada elektrikli araçlar hakkında analizler yapan sahte otoritelerin yüzde 90’ının enerji arzındaki yetersizlikten haberi bile yoktur! Devletin eğitimle ilgili birimleri meslek liselerinin otomotiv ile ilgili alanlarının ders içeriklerini de acilen güçlendirmesi lazımdır. Otomotivle ilgili bölümlerin kitap, malzeme ve öğretmen altyapısı da kötü durumdadır. Bu konuya da acilen bir çözüm getirilmelidir.

 

Özetle: Elektrikli araçları şarj etmek için gerekli enerji altyapımız (kablo, priz, sigorta, sayaç, pano, hat, trafo vb.) yeterli değildir. Bunları güçlendirmek için mesken başına en az 100-200 dolar (2-4 bin TL) kadar bir harcama yapılması lazımdır. Bu konu ihmal edilmemelidir.

 

         Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı

 

 

 

 

 

Kasım ayı servis ücretleri hakkında

 

 

 

Selamünaleyküm Feridun Ağabey... Kasım ayında okullar bir haftalık ara tatil yaptı ama servis firmaları ücreti yine tam ay üzerinden aldılar. Konuyla ilgili bilgi almak istediğimde telefona çıkan hanımefendi UKOME kararıyla bu uygulamayı yaptıklarını söyledi. Bir aylık servis ücreti 950 lira. Buna göre de bir haftalık ücret neredeyse 235 liraya tekabül ediyor, denk geliyor. Dolayısıyla hizmet verilmeden vatandaştan bu parayı nasıl alabiliyorlar? Sizin aracılığınızla yetkililerin bu konu hakkında bilgi vermelerini arzu ediyorum. Şimdiden teşekkür ediyorum.

 

          Oğuz Akpınar

 

 

 

 

 

Karaca ev aletlerine teşekkür

 

 

 

“Feridun Ağabey merhaba... Size göndermiş olduğum bu mailimle ilgili gazetemizdeki yazınızdan sonra ülkemizin güzide firmalarından Karaca’dan Emin Bey bizi aradı. Söz konusu siparişimizin ellerinde olmayan sebeplerden dolayı geciktiğini söyledi ve bugün (mailin yazıldığı geçen hafta) söz konusu ürünümüz bize teslim edildi. Konuyu gazetemizin köşesinde yazarak bu sorunumuzu çözdüğünüz için öncelikle size ve Karaca Ev Aletleri yetkililerine ve bizi bizzat arayıp ürünümüzün tesliminde yardımcı olan Emin Beye çok teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar. Saygılarımla” diyen değerli okuyucumuz Duran Türkan’a ve Emin Beyin şahsında Karaca Ev Aletleri’ne gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyoruz. F.A.

 

 

 

 

 

Allah’tan ümit kesilmez

 

 

 

Kamuda 4857 sayılı yasaya tabi olarak sürekli işçi statüsünde çalışan işçilerimiz hiç ümitsizliğe kapılmadan sürekli belirli zamanlarda isteklerini yazarak seslerinin yetkililere ulaşmasını talep ediyorlar. Sözlerinde isyan yok, hakaret yok, küskünlük kırgınlık yok… Sadece haklı taleplerini kanunda yapılacak bir düzenlemeyle elde edebileceklerine olan inançla dertlerini gündemde tutmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki: “Bizler, her ne kadar sürekli işçi pozisyonlarında olmuş olsak da üniversite mezunu olmamız hasebiyle görev yaptığımız kurumlarda atama, tayin, görevde yükselme, diplomalarımızın karşılığı olarak imza yetkimizi kullanabilmek istiyoruz. 2015 yılında hükûmetimiz ile Memur-Sen arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin (TİS) 36-1 maddesinde kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin uygun memur kadrolarına geçirilmesi maddesi yer almıştı. Bu vesileyle Kamu Kurumlarında çalışmakta olan üniversiteli işçilerin seslerini duyup yasal çalışmaların başlatılmasına ihtiyacımız var. Gereğini saygılarımla arz ederim.”

 

Biz de kendilerine bu haklı taleplerinde başarılar diliyoruz. F.A.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.