Emre'ciğim, çünkü onların böyle bir sorunu yok!..

Sesli Dinle
A -
A +
“Feridun Ağabey, ailem beni çok seviyor. Maddi olarak her istediğimi yerine getirmek için çırpınıyor. Bunu anlıyorum. Ben de onları seviyorum aslında. Ama hiç anlaşamıyoruz. Bir araya geldiğimde bana o kadar bariyer koyuyorlar ki çıldırıyorum. Her şeyi kendileri biliyor. Benim bildiklerimi ise ya kabul etmiyorlar ya yok sayıyorlar. On dakika bile bir arada oturamıyorum” diyen Emre isimli genç okuyucumuz, keşke bunları siz değil de ailenizden ya anneniz ya babanız yazsaydı. Yani “çocuğumuzla niye anlaşamıyoruz? Diye dert yansalardı. Bunu niçin söyledim? Çünkü onların böyle bir sorunu yok. Bütün sorun da işte buradan başlıyor. Anne babalar çocuklarının kendilerini anlamasını hak olarak görüyor ve istiyorlar ama kendileri lütfedip de çocuklarını anlamak gibi bir bakış açısını akıllarına bile getirmiyorlar. Nasıl olsa ellerinde “ana baba” olmanın verdiği üstünlük(!) ve hatta “sahiplik” sertifikası var, ne isterlerse öyle olmak durumunda... “Benim dediğim gibi olacak” kolaycılığı ve biraz da “bencilliği” hadi biraz daha gerçekçi olalım “cahilliği” sebebiyle çocuklarıyla iletişime geçmek gibi bir gerçeği teğet geçiyorlar. Sonra genelde kulaktan duyma çevrenin kendilerine empoze ettiği veya şuuraltı uygulanan mobbing (mahalle baskısı) sebebiyle söylenen klasik laf “bizim çocuk çok aksi”, “Bizim çocuk başına buyruk oldu”, “Bizim çocuk yoldan çıktı” türü özünde kendilerine ait olmayan etrafın yaftaladığı duygu ve düşünceleri kendi çocuklarına yakıştırıverirler...
Ah Emre'ciğim aslında o dedi bu dedi ne dedi kim dedi gibi söylenenleri bir yana bırakıp da anne baba kendi çocuğunu kendisinden dinlemek için bir gayret gösterse var ya... Bir örnek vermek gerekirse çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmak durumunda olan anne babalar bir bilseler sesi açılmış da olsa volümü çevirdikçe cızır cızır öten radyodan istenen melodiyi duyabilirler biliyor musun? Bunun için iki şansları var... Birincisi ya frekans numarasını bilip nokta atışı yapmak. Ya da sağa sola çevire çevire o frekansa gelmeyi denemek... Anlaşamayan insanlar arasındaki bağırıp çağırmayı, öfkelenmeyi ben frekansı bulunmadan önceki radyo cızırtısına benzetiyorum. Aslında herkesin çok rahat anlaşabileceği ve konuşabileceği bir kanalı vardır... Yeter ki o frekans bulunabilsin... Sana tavsiyem kendi doğrularının takibinde olmakla birlikte anne babanla bir arada olduğunda şimdilik kendi doğrularını bilgisayar dosyası gibi zihninde bir dosyaya kapatıp açmamak... Anne babanla beraberken onların frekansında olmak. Kendine kaldığında zaten zihninde dosyan duruyor kaybolmadı... Bunu annen baban yaş itibarıyla başaramayabilir ama sen başarabilirsin... F.A.
 
 
Yazı üzerine minik bir yazı
 
 “Bir toplum yazıya, fikre saygısı olduğu sürece yükselir. Geri toplumlar söz ile iş görür. Şifahi kültürlerin hâkim olduğu toplumlar ne acı bir gerçektir ki 1000 yıldır bilimde, teknolojide yoktur. 6,5 milyonluk İsrail'in yıllık bilimsel makale sayısı 57 Müslüman ülkenin üretiminden daha çoktur. Yine 6,5 milyonluk İsrail yılda 165 milyar dolarlık ihracat yapmaktadır. İslam ülkelerinin bilimde, fende, sanatta, felsefede 1000 yıldır kayda değer bir eseri de yoktur. Eser ortaya koymak isteyenler de çeşitli entrikalarla sindirilip ezilmektedir. 85 milyonluk Türkiye'de evinde 1000 civarı kitap olan 100 bin aile bile yoktur. Geri toplumlardaki bilgi düşmanlığı yüzünden uygar dünya ile olan refah yarışında her geçen gün mesafe açılıyor.
Danimarka, Finlandiya, İsveç, Belçika gibi ülkelerde insanların yıllık geliri 60-70 bin dolar seviyesine yükselmiştir. Bizde bu rakam 6-7 kat daha düşüktür. Fakirlik çukurundan çıkabilmek için kaliteli üniversitelere ve mesleki-teknik liselere önem vermemiz icap ediyor.
1982 yılından beri teknik eğitimin içindeyim. Okullarımızın yüzde 90'ı 50 sene öncesinin bilgilerini aktarıyor hâlâ. Biz geleceği yakalamak istiyorsak kesinlikle bu adresin dışındaki bütün adresler bizim için yanlış adres olacaktır...  
     Ali Özdemir- Eğitimci Yazar
 
 
Gazetemizin 53. Kuruluş Yıldönümünü Tebrik
 
“Gazetemiz Türkiye’nin 53. Kuruluş Yıldönümünü yürekten tebrik ediyorum. Daha nice yıllar aynı sorumluluk bilinci ve aynı güzellikte okuyucusuna ve tüm milletimize verdiği ulvî görevini devam ettirmesini niyaz ediyorum.
Başta Mücahit Ören Bey kardeşimizi ve bütün Türkiye mensuplarını yürekten kutluyorum. Cennetmekân Enver Ören banimize ve ahirete irtihal eden ölmüşlerimize Cenab-ı Allah’tan sonsuz rahmet ve mağfiretler niyaz ediyorum…
Ayrıca ülkemizde ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarımızın gözü, kulağı, sesi olmayı sürdürmeye devam etmesini diliyorum. Ülkemiz ve insanlarımız için dertlerin bittiği bir hayat ve güzellikler temenni ediyorum. Sağlıcakla kalınız. (41 yıldır Okmeydanı Talat Paşa Mahallesinde ara vermeden, boşluk bırakmayan adres değiştirmeyen Türkiye gazetesi abonesi)
     Hüseyin Akarçeşme-Kömürcü/İTO Mevzuat Komisyonu Başkanı-Gezginler Kulübü-BJK  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.