En iyi kararı kendiniz verirsiniz

A -
A +
 
 
Bize mail yazarak evliliğiyle ilgili sorunlarından bahseden ve nasıl bir yol izlemesi gerektiğini soran birçok okuyucumuz oluyor. Bu konuda ara ara bilgi paylaşımında bulunsak da genel anlamda fikir vermesi açısından bir okuyucumuza verdiğimiz cevabı isim vermeden paylaşalım istedik…
Değerli okuyucularımız karı koca arasında bizim veya herhangi bir kimsenin “şöyle yapmanız iyi olur” gibi fikir vermesi uygun değildir çünkü çok sağlıklı olmaz.
Çünkü özellikle de evliliklerde en iyi kararı kişinin kendisi verir. Vermelidir. Çünkü hiç kimse bir kimseyi kendi eşi kadar tanıyamaz. Özel hâllerini durumlarını bilemez. 
Bu açıdan biz bir iletişim çerçevesi içinde sorunuzu  cevaplandıracak ve kararı yine size bırakacağız…
Yazdıklarınızdan anlaşılan, şartlar gereği yine ilk eşinizle uyum sağlayabiliyorsunuz.
Bu, iletişimde bir artı değerdir.
Eşinizi seviyor olmanız da çok ama çok önemli bir artı değerdir.
Onun siz evde yokmuş gibi davranması, yine anlattığınıza göre önceden de var olan bir durumdur. Yani size tavır olarak yapılan özel bir tutum değildir. Bu da iletişimde artı bir değerdir.
"Asla düzelmez" fikri ise bir ön yargıdır. “Niyet okuyuculuğu”dur. İletişimde kabul edilemez.  
Hiç belli olmaz… Zaten sizin “ne zaman düzelir” gibi bir bekleme sorunu yapmanız da iletişim yanlışıdır.
Evlilikleri deneme yanılma gibi değerlendirmeyip “elinde olanı iyileştirmek” yöntemi de aile içi iletişimde en geçerli genel yöntemdir.
Yine iletişimde genel bir kural vardır:
Karşınızdakini kendi istediğiniz gibi yapmaya çalışmak sizi hem yorar hem çoğunda sonuç alınamaz. Hem buna gerek de yoktur.
Aksine karşınızdakini olduğu gibi kabul etmek onun artıları ile kendi artılarınızı bir araya getirip o yönden iletişim kurmaya çalışmak hem sizi yormaz, hem sorun büyük ölçüde ortadan kalkar. Aynanın karanlık yüzüne değil aydınlık yüzüne bakmak gibi...
Sürekli bu konuya odaklanmanız da bir iletişim yanlışıdır. Sizi strese sokar bunalıma iter.
Oysa siz şu anda evlisiniz bir yuvanız var. 
Mutluluk dileklerimizle…
 
 
Birbirimizi yalnız bırakmayalım...
 
Feridun Ağabey, herkes iki kişi bir araya gelince ekonomi konuşur siyaset konuşur oldu. Yahu bırakın bunlar, bugün kriz olur yarın düzelir. Oysa insanlar bu  stresli modern şehir hayatında eve gitmeyi, eş dost akraba ziyaret etmeyi unuttu veya unutturuldu. 
Bir tas çorba kültürü bir aşure kültürü bunlar birbirini besleyen insanı insana bağlayan kültürümüzdü.
Ama bugün insanlar merhametini iyiliğini nefretini twetter ve sanal ortama taşıdı. Söyleyeceği iyi kötü ne varsa söyleyip vicdanını rahatlatıp hayatına  devam ediyor (etmiyor hayatta zaten yok)
Oysa komşuluk kontrol kültürüdür demiştik...
Şimdi insanlar dertleriyle sorunlarıyla baş başa kaldığı için... Birer ikişer içinden çıkamayan bunalımlarda bir başına kalıyor. Duyuyoruz arada sırada evlerden villalardan metruklardan cenazeleri çıkıyor...
Bunun parasızlıkla da alakası yok... Maddiyatla da alakası ok... Yaşlılıkla da alakası yok... Yalnızlıkla da alakası yok... 
Bu hayattan muhacir, eşyadan öksüz yaşamanın verdiği sonuçlar... Komşuluk kültürümüzü, eş dost akraba ziyaret kültürümüzü unutmayalım.
         Hüseyin Turgut-Konya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.