Ev hanımlarına emeklilik hakkı verilecek ise...

Sesli Dinle
A -
A +
“Sayın Cumhurbaşkanım, çalışmayan ev hanımları için geçenlerde açıklamış olduğunuz emeklilik hakkı vaadinizi duyduğumda çok duygulandım. Ancak emeklilik için prim şartı olduğunu fark ettim.
 
Ev hanımlarımız 25-30 yıl boyunca herhangi bir meslek kolunda istihdam edilmeden ve böylece de devletimize mali bir yük oluşturmadan, eşinin maaşına kanaat edip vatanına ve milletine hayırlı ve ahlaklı çocuklar yetiştirerek aslında en kıymetli vazifeyi üstlenmişler ve bu uğurda gençliğini ve ömrünü vermişlerdir.
 
Bugün çalışmayan ev hanımlarımızın sayısı takdir edersiniz ki çok fazla da değildir. Ahir ömründe kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kocasının emekli maaşına muhtaç olan bu hanımannelerimizin sigorta priminin üçte ikisini ödeyebilecek durumları olmadığı için, devletimiz herhangi bir prim şartı koşmaksızın 20-30 sene evli kalarak aile yapısını muhafaza etmelerine binaen en azından evde bakım ücreti kadar bir maaş bağlar ise hem bu annelerin dualarını alır hem de aile yapısının korunması teşvik edilmiş olur. Naçizane bu önerimi kıymetli takdirlerinize sunar sevgi, saygı ve muhabbetlerimi arz ederim.”
     Celal Başar-Trabzon

Türkçe karşılığı varken niçin yabancı kelime kullanılıyor?

“Selamünaleyküm değerli Feridun Ağabey. Uzun yıllar Türkiye gazetesi okuyucusuyum. Ülkemize millî ve manevi anlamda değer katıyorsunuz. Yaptığınız gazeteciliği takdir ediyorum. Yalnız son zamanlarda gözden kaçan bir durumu size iletmek istedim. Çünkü son derece önemli ve rahatsız edici. Üstelik sizin gibi ülkemizin sorunlarını dert edinen bir gazete nasıl böyle konuda dikkatsiz davranır anlamıyorum.
 
Sorunum yozlaşma. Dilimizin yozlaşması hakkında. Ne yazık ki gazetemizde de buna hiç dikkat edilmiyor. Türkçe karşılığı varken ısrarla yabancı kelimeler kullanılıyor. Özellikle Batı dilleri. Ve günden güne bu durum çoğalıyor ve kendi öz kelimeleriniz unutuluyor. Lütfen daha fazla hassasiyet. Daha bugün gazetemi elime aldım ve yine sinir oldum. İşte size çok rahatsız olduğum kelimelerden bazıları: (Fokus-fokuslanmak=odak-odaklanmak, reaksiyon=tepki, tepki vermek, adaptasyon=uyarlama) Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler. Lütfen ama lütfen yazarlarınız ve gazeteyi düzenleyen arkadaşlar bu konulara çok dikkat etsin. Bu tür uydurukça kelimeleri görünce inanın gazeteden soğuyorum. Lütfen TDK’nın bulduğu Türkçe kelimelerini kullanın. Güzel dilimiz yetim kalmasın. Millî ve manevi hassasiyeti yüksek olan bu gazetede bu tür uydurukça kelimeler çok can sıkıcı inanın. Size çalışmalarınızda başarılar dilerim. Kolay gelsin. Yazım biraz uzun oldu kusura bakmayın Efendim. Kalın sağlıcakla...”
     Bayram Çakır
Ev hanımlarına emeklilik hakkı verilecek ise...
Bayraklı Belediyesinin atık bedeli alması
 
“Feridun Ağabey, İzmir Bayraklı’da ikamet ediyorum. Ekte de gönderdiğim su faturasında da gördüğünüz üzere asıl su faturamız 118,80 lira olmasına rağmen ÇTV, büyükşehre ve ilçe belediyesine ödediğimiz 3 adet katı atık bedeli ile fatura 241 liraya çıkıyor. Kullandığımız su ikiye katlıyor. Çoğu şehrimizde bu uygulama yok. Olan illerde de bu bedeli belediyelerin açıkçası keyfî fiyatlandırdığını düşünüyoruz. Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza sizin aracılığınızla seslenmek istiyorum: Belediyelerin eğer bu bedeli alması mecburi ise bu uygulama neden her şehirde yok? Değilse o zaman bizim belediyemizde neden böyle bir uygulama var? Senelerdir bu bedeli niçin ödüyoruz? Atık bedeli ödediğimiz hâlde niçin İzmir atık sorunu yaşıyor?”
     Rumuz: Vatandaş-İzmir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.