samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Havalimanı camisine lazerli levha ne güzel olur

Sesli Dinle
A -
A +
Havalimanı camisine lazerli levha ne güzel olur
“Feridun Ağabey, öncelikle İstanbul Havalimanı’mız için devletimize ve emeği geçen kurum ve kuruluşlarımıza gerçekten teşekkür ediyorum... Bu vesileyle yeni havalimanına yapılan cami içini de gezip gördüm inanın modern müştemilata ağzım açık kaldı... Lavabolar, abdesthaneler caminin girişi ve ayakkabılıklar sonra da gök kubbeyi alıp da yere indirmişsin gibi muhteşem dizayn ile modern kubbeli bir cami... Ağzım açık kaldı ama bir yandan da gururlandım... Sonra düşündüm böyle güzel bir caminin ibadethane olduğunu simgeleyen, belgeleyen o güzelim levhalar bu modern kubbe ve yapılanmada nasıl yer alabilirdi ki?
 
Çünkü ne kadar modern olursa olsun cami içinde levha yok. Bizim geleneğimizde camilerimizde Allahü tealanın, Sevgili Peygamberimizin ve dört halifenin ismi şeriflerinin bulunduğu levhalar asılırdı... Mescitlerde bile en azından Allah’ın ve Resûlullah efendimizin ismi şerifinin bulunduğu levhalar asılırdı. Bu camide hiçbir levha yok” diyen İstanbul’dan Hasan Dinç isimli okuyucumuz, elbette ki geleneklerimizde cami ve mescitlere, bulunması güzel bir gelenek hâline gelen cami takımı ve mihrap yazılarından başka caminin bulunduğu çevrenin kültür ve maddi seviyesine göre hüsnühat levhaları da asılıyordu. Özellikle, selatin ismi verilen büyük camilerde yazı ve tezhip sanatı bakımından önemli eserler yer almıştı. Söz konusu camide mimari özelliğine göre herhangi bir levha olması düşünülmemiş ancak mevcut mimari yapıya aynı mübarek isimlerin levhaları lazer ile yansıtılabilir. Modern mimari yapıya uygun çok da şık durur... Bu hassasiyeti ilgili kurum ve kuruluşlarımızın dikkate alması dileğiyle sizlere de duygu ve düşünceleriniz için teşekkür ediyoruz.” F.A.
***

Metaverse çılgınlığı gerçeği yutmaya hazırlanıyor

“Aile bağlarınızı biraz daha bozmak ister misiniz? Gerçek dünyadan koparak sanal âleme hapsolmak ister misiniz? Dijital kölelik sistemine hoş geldiniz! Uzaktan eğitim sistemi ile yüz yüze eğitime bir dönem ara verilmişti. Stanford Üniversitesinden iki akademisyen J. C. ve T. M. yüz yüze eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin son bulacağını daha 2016 senesinde dile getirmiş, ancak bu iş için küresel bir bahaneye ihtiyaç duyduklarını söylemişlerdi. O küresel bahane aradıkları fırsat olacak ve istedikleri sistemi zihinlere yerleştirmeye çalışacaklardı.
 
Aslında uzaktan eğitim, yüz yüze eğitim ile dijital eğitimin arasında bir hibrit dönem olarak yaşandı. Sonrasında ise eğitim sisteminin Metaverse platformuna taşınması planlanıyor. Artırılmış gerçeklik adı verilen (VR) gözlükler ile giriş yapılan Metaverse platformunda eğitimin yanı sıra, iş, toplantı, gezi, alışveriş, sinema, konser ve benzeri etkinlikler, arkadaşlarla bir araya gelme, sohbet gibi insanın gündelik hayatta yapabileceği her şey dijital ortama taşınıyor. İnsanlar kendi elleriyle veriler girerek alternatif bir dünyanın tasarlanmasına yardımcı oluyorlar. Sanal âlemde hac, umre planlanıyor. Sanal âlemde eğitim kalıcı hâle getirilmeye çalışılıyor. Bu, okuyan her insanın kabul edebileceği bir sistem değil. Ne yapacaklar peki? Dışarı çıkma! Sağlığın tehdit altında! Güvenliğin tehdit altında! İklim tehdit altında! Sen en iyisi gir evine, her ihtiyacını dijital dünya üzerinden hallet diyecekler.
 
Sanal gerçeklik de ne demek? Sanal ise yapaydır, hakikisi değil sahtesidir. Gerçekliğin sanalı olur mu? Yaratılan her ne varsa sahtesini yaparak bak biz de yapabiliyoruz demeye getiriyorlar. Ama yaptıkları şeyler sanal, kendi dedikleri gibi yapay, sahte ve uyduruk oluyor. Sistem ellerinde olduğunda seni dijitale hapsederler. Sonra enerjini, fişini çektiklerinde verilerinle birlikte dünyan başına yıkılır! Ne diyeyim, ancak bu hatırlatmayı yapabilirim gerçek hayatı, doğal olanı, bırakıp sahte hayata sanal dünyaya yönelenlere...
Serhat Arvas
***

Türkiye Hastanesi Başhekimliğine teşekkür

“Yıllardır Türkiye Hastanesi ve daha önceleri Fatih Atikali’de bulunan İhlas Polikliniğinin hastasıyım. Geçenlerde yakınımdaki bir hastaneye gittim ilk doktor diğerine diğeri de diğerine gönderdi. Ultrason MR derken son gittiğim doktor ameliyat olmam gerektiğini belirtti. Türkiye Hastanesine gittim. Ayrı branşlarda iki doktora muayene oldum, tahlilleri gösterdim. Ameliyata gerek olmadığını ifade ettiler. Hem riskli bir ameliyattan hem de masraftan kurtuldum. Böyle güvenli bir hastanenin ve doktorların olması kuvve-i maneviyemi (manevi kuvvetimi) arttırdı. Türkiye Hastanesine doktorlarına emeği geçenlere ve tüm personeline teşekkürlerimi arz ederim. Muhabbetlerimle.
Musa İshakoğlu
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.