İnanıyoruz ki İTOPYA bu sorunu da çözer

Sesli Dinle
A -
A +

İnanıyoruz ki İTOPYA bu sorunu da çözer

 

“Sevgili Feridun Ağabey İTOPYA Beylikdüzü şubesinden 2021 yılı şubat ayında parasını verip ekte size kopyasını da gönderdiğim ERA2022000017874 no.lu 05.02.2022 tarihli faturada görüleceği gibi toplama bir bilgisayar aldık. Bu teknik bir şey elbette ama aldıktan 3 ay sonra bilgisayar problem çıkarmaya başladı. Bilgisayarı aldığımız yere İTOPYA’ya götürdük. Sağ olsunlar 3 hafta sonra bizi arayıp parçalarının değiştiğini söyleyip bilgisayarımızı teslim ettiler. Ne gariptir ki bir ay sonra yine bozuldu ve tekrar götürmek zorunda kaldık. Yine ilgilendiler ve iki hafta sonra bizi arayıp söz konusu sorunu yazılım ile düzelttiklerini söyleyip bilgisayarı teslim ettiler. Ama maalesef bilgisayar 3. defa tekrar sorun çıkardı. Bunun üzerine yaklaşık bir ay önce yine İTOPYA Beylikdüzü Şubesine gidip sorunu da anlatarak bilgisayarımı sorununu çözülmesi için tekrar onlara teslim ettim. Bir ayın sonunda firma şöyle bir öneride bulundu: Ekran kartının değişmesi gerektiğini ama mevcut ekran kartının ellerinde olmadığını ama düşük modeliyle değiştirebileceklerini söylediler. Kendilerine sorunu çözmek bakımından öneri getirdikleri için teşekkür ediyorum ama sizin aracılığınızla İTOPYA Genel Müdürlüğüne sesimi duyurmak istiyorum. Acaba durumu şubenizden öğrenip benim bilgisayarıma uygun ekran kartını İTOPYA Beylikdüzü Şubesine ulaştırmış olsanız ben de bir an önce bilgisayarıma kavuşsam mümkün müdür? Bir müşteriniz olarak beni sevindireceğinize olan güvenim tamdır. Çünkü önceki iletişimlerimde gerçekten hep memnun kaldım… Bir ekran kartı umarım fazla sorun olmaz. Saygılarımla.”

 

      A. Türker-Beylikdüzü

 

 

 

 

 

Tek istekleri bakın neymiş?

 

 

 

Belki yüzlerce okuyucumuz aşağıdaki aynı metni bize kopyala yapıştır yöntemiyle göndermiş durumda. Kim bilir daha kimlere de gönderdiler… İsterdik ki herkes arzu ettiği konuyu kendine göre ve kendi üslubuyla kendine ait cümlelerle dile getirseydi ama ne enteresan ki teknolojinin verdiği kolaylık herkesi aynı zamanda tembelleştirmekte. Böylece herkes aynı metni kopyala yapıştır yaparak göndermiş. Biz de hâliyle “arkadaşlar demek istiyor ki” diyerek gönderilen ortak bir metni sizinle paylaşıyoruz.

 

“Aile hekimliği ücret yönetmeliği ile A sınıfı aile hekimliği kavramında hekim başı 10 saat olmak üzere aile sağlığı merkezinde gruplandırma üzerinden (Acil tıp teknisyeni, tıbbi sekreter, ebe hemşire ve temizlik personeli) çalıştırma zorunluluğu bulunmakta. Ve bunların statüsünü Sağlık Bakanlığı belirlemekte... Bunlar 'hemşire, ATT (Acil tıp teknisyeni) veya tıbbi sekreter olabilir' deniliyor. Aile hekimleri bu elemanları kendileri bularak istihdam ediyorlar fakat istihdam ettikleri bu insanları başta ücret hakları olmak üzere izin tazminat vs. mali özlük ve idari haklarını çoğu zaman vermeden çalıştırmaktalar. Hatta yaptırılan fazla mesai ücretlerini vermeden çoğu zaman da normal mesai ücretlerini asgari ücret altından vererek çalıştırmaktalar. Çoğu sağlıkçı arkadaşımız bu şartlara itiraz edecek olduğunda işten çıkarılma işsiz kalma tehlikesi altında itiraz edemeden çalıştırılmaktadır. Aile hekimliği gruplandırma personellerinin iş ve çalışma haklarının güvence altına alınması hekimler adına değil belirlenecek toplu bir sözleşme ile bakanlığa bağlanması mağduriyetin giderilmesi açısından çok önem arz eden bir noktadır.

 

Bakanlığımız tarafından hekimlere bırakılan bu istihdam kolu çok sayıda mağduriyete sebep olmaktadır ve insanların hem şahsi hem de mesleki onurunu zedelemektedir. Hekimler tarafından sigorta ettirilen ve maaşları yatırılan bu sağlık çalışanları hiçbir haktan faydalanamamakta ve hatta hastaya uygulama yaptığında olabilecek herhangi bir olaya karşı da savunmasız ve korunmasız durumdadırlar. Tek isteğimiz Sağlık Bakanlığının bizleri de kendi personeli olarak tanıması haklarımızı gözetmesi ve bizlerin istihdamını hekim inisiyatifine bırakmamasıdır.”

 

          Hak arayan sağlık çalışanları

 

 

 

 

 

Üniversiteli işçiler de aynı

 

 

 

Onlar da aynı şekilde yüzlerce kimse olarak mail gönderiyorlar. Ama hiç birisi lütfedip de kendine göre fikrini yazmak gereği duymuyor. E hâliyle böyle yazılınca da mailler spam sayılıp okunma bile yapılmıyor. İşte hiç değiştirilmemiş kopyalanıp yapıştırılmış gelen maillerden bir tanesi: “Kamuda 4857 sayılı yasaya tabi olarak sürekli işçi statüsünde çalışmaktayım. Bizler, her ne kadar sürekli işçi pozisyonlarında olmuş olsak da üniversite mezunu olmamız hasebiyle görev yaptığımız kurumlarda atama, tayin, görevde yükselme, diplomalarımızın karşılığı olarak imza yetkimizi kullanabilmek istiyoruz. 2015 yılında hükûmetimiz ile Memur-Sen arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin (TİS) 36-1 maddesinde kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin uygun memur kadrolarına geçirilmesi maddesi yer almıştı. Bu vesileyle Kamu Kurumlarında çalışmakta olan üniversiteli işçilerin seslerini duyarak yasal çalışmaların başlatılması için sizin talimatınıza ihtiyacımız var. Gereğini saygılarımla arz ederim.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.