Feridun Ağabey, günümüzde ev sahipleri ile kiracılar arasında başlayan sorunlar artık birbirlerini öldürmeyle sonuçlanabilecek kadar korkunç boyut aldı. Buna karşı da alınan tedbirler henüz sorunun çözümüne olumlu bir katkı sunabilmiş değil. Geçen gün okuduğum bir kitapta anlatım gereği bulunduğu bir Avrupa ülkesinde kiracılık sistemiyle ilgili şu bilgiyi veriyordu: “Burada konu dışına çıkarak, bu ülkede kira anlaşmalarının toplu sözleşme şeklinde, ev sahipleriyle kiracılar sendikası arasında uzun pazarlıklar yapılarak imzalandığı bilgisini ekleyeyim. Toplu sözleşmelerde kira artışları, bahçe bakımı, park sorunu, kapıcı konusu, tamiratlar, sigortalar, duvar kâğıtlarının değişmesi, kira artışları, taşınır ve taşınmaz eşyaların bakımı, onarımı ve değişimi gibi akla hayale gelmeyen pek çok konu tartışılır ve karara bağlanır. Kiracı ve kiralayan arasındaki bütün hukukî konular bağlı bulundukları sendikalar arasında görüşülerek karara bağlanır. Bu tür konular mahkemeleri ilgilendirmez.
İsveç'te sigorta sistemi çok iyi işlediğinden kimse evini, hatta bir odasını bile boş bırakmaz. Yazın tatile giderken bile hem ev boş kalmasın hem de tatil masrafları azalsın diye, evlerini kiraya veren çoktur. Hatta bir keresinde biz de üç ay yaz tatili sırasında evimizi kiraya vermiştik. Dönüşte de her şeyi yerli yerinde bulduk. Aksi takdirde, zararları evi kiraya veren şirket ödeyecek, kiralayan kişinin de bir daha bu ülkede ev kiralaması zorlaşacaktı. Şimdi bu sisteme bir de ev sahibi ve kiracıların birbirleriyle ilgili puan verme sistemi getirilmiş. Alınan puan ile ev sahibi de kiracı da ev sahibini veya kiracısını bu puanlamalara göre kolayca seçebiliyor...”
Bilmem ülkemizde bu sistem çok mu hayal? Saygılarımla...
Osman Yıldırım
Şanlıurfa Valiliği ve Belediye Başkanlığına
Daha önce Şanlıurfa Haliliye’deki adresimizin yanında depremden zarar görmüş binanın yıkımı ile ilgili korkularımızı yazmıştım. Çok şükür kazasız hasarsız bir şekilde yıkım işlemi tamamlandı. Başta Şanlıurfa Valiliği Belediye Başkanlığı ve ilgili kurumlara gösterdikleri hassasiyetlerinden dolayı teşekkürlerimi arz ederim. Saygılarımla
Musa İshakoglu
Çocuğu babasıyla korkutmak çözüm mü?
İstanbul’dan Ayşe H. İsimli okuyucumuza, çocuğunuzu babasıyla korkutmanız sizi belirli bir süre rahatlatabilir ama çocuk büyüdükçe otoritenin sürdürülebilmesi için aile içinde eşler olarak çocuğun karşısında birbirinizle ilgili hata ve kusur dile getiren olmamalısınız. Çocuklarının yanında eşi tarafından aşağılanan, terslenen, yaptığı insani bir hata veya hataları yüzüne vurulan anne veya babayı ileride çocuk otorite olarak görmez. Kendi geleneksel kültürümüzün yaşandığı dönemlerde ailelerde babanın değil söz ile ikaz etmesi, bir bakışı bile çocuklar için ölçü olurdu. Bunun sebebi babanın ailedeki yeriydi. Bu yeri çocuklara öğreten de anneydi. Annenin baba hakkında tutum ve davranışıydı. Günümüzde değer yargıları, aile oluşumu, toplum normları çok büyük değişiklikler yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Bu süreçte eşler hiç olmazsa çocuklarının yanında birbirleriyle polemik yaşamazsa, birbirine gerekli saygıyı gösterirse; sorunlarını baş başa kaldıkları bir zamanda çözmeye çalışırlarsa evde çocukların kendilerine gösterecekleri saygı ve söz dinlemesi de kendiliğinden oluşacaktır. Korkutmak uzun vadeli çözüm değildir. Örnek kişilik ve rol model olarak çocuğun karşısına çıkmak gerekir. F.A.
Mescit mi toplantı odası mı?
“Gördüğüm bir manzaraya fena hâlde üzüldüm. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Mescidi ve Medresesi'ne sandalyeler konup mihrabına da flama asılmış... Mescit ve medresenin girişinde bir tarafında ayakkabıcı, diğer yanında cemiyet, müze vb. sivil toplum kuruluşları faaliyet gösteriyor. Bu konunun takipçisi olacaklarına inandığımız tarihimizin ve kültürümüzün yaşaması için gayret gösteren değerli yöneticilerimize bu mescidin hâlini haber verir misiniz?”
İsmi mahfuz
