Mahalleli pencerelerini açamaz hâle gelmiş

“Feridun Ağabey, Sakarya'da yolları asfaltlanmayan mahalle sakinleri yakın bir tarihte çamur olimpiyatlarına aday olacaklarını söylüyorlar. Sakarya Adapazarı'nda yakın tarihte öğretime başlayacak olan iki okulun, mevcut kolejin ve yakında başlanacak olan konut, rezidanslar ve iş merkezi içerikli büyük konut projesi ile proje beldelerden biri olacak olan Tepekum Mahallesi’nin çamurlu, tozlu sokaklarını belediye görmezlikten mi geliyor? Buralar hâlen kırsal havası mı yaşayacak? 2020 yılında sadece iki büyük caddesi asfaltlanan Tepekum Mahallesi’nde yıllardır asfaltlanma bekleyen bir cadde ve bir sokak devamlı dilekçe verilmesine rağmen asfalt yüzü görmüş değil. Sakarya Belediyesince Tepekum Mahallesi için geçen kış söz verilmişti. Yazın yapılacak denilmişti. Cadde ve sokaklar yaz bitti ama hâlen asfaltlanma bekliyor. Kumtepe Mahallesi Türbe Caddesi’nde kışın bataklıktan yazın toz topraktan yürünmüyor. Mahalleli toz topraktan pencereleri açamaz hâle gelmiş durumda. Daha vahimi hem Yenigün ve Tepekum Mahallelerinde asfaltlama çalışması yapılacağı gerekçesi ile iş makineleri ile kazılan yollar, asfaltlama da olmayınca hepten kullanılamaz hâle gelmiş durumda. Sizin aracılığınızla Tepekum Mahallesi’ndeki vatandaşların bu istediğini Sakarya Büyükşehir Belediyemize iletmek istiyoruz. Gösterecekleri ilgi için de şimdiden teşekkür ederiz... Saygılarımızla.”

 

 

“Tereyağı damarları tıkar, aman ha dediler. Yumurta kolesterol sakın ha dediler. Kırmızı et değil tavuk, tavuk değil balık dediler. Meyve şekerlidir dikkat dediler. Kaşar olmaz, yağsız beyaz peynir dediler. Mısırözü değil zeytinyağı dediler. Beyaz un berbattır ekmek yemeyin, çavdar yiyin dediler. O değil bu dediler. Sonra değiştiler. Tereyağı geç, iç yağ hatta kuyruk yağı vücut için harikadır dediler. Eski kaşara kim hayır der dediler. Eti alabilirsen şahane, tavuğu kıstırırsan harika dediler. Balıkta ağır metaller olabilir yerken seç dediler. Beyaz un aklandı dediler. Yumurta beraat etti dediler. Peynire, süte dayanın acımayın dediler. Şeker beyninizin yakıtı, çikolataya özgürlük dediler.

Şimdi de 10 bin adım kuralı koymuşlardı, artık şart değil... demişler. Yeni adım sayısını yaklaşık 3.867 olarak açıklamışlar. Uzman bunlar. Uzman ne demek? Yanılgısını bile kurallaştıran uyanıklar mı? Bunca yıl her seferinde fazladan attığım 6.133’er adımın, eskittiğim ayakkabılarımın, yemediğim yumurtaların, sıcak ekmeğin üzerine sürmediğim tereyağın, pidenin içine eritmediğim kaşarın, ekmek diye yediğim suntaların, yemediğim çikolataların hesabını kim verecek?

Sağlıklı beslenme uzmanı diye bir diyetisyene gittim. Çekmecesinden bir liste çıkardı, 102 kiloluk bana “burada yazanları uygulayın” dedi. Benden sonra 50 kiloluk bir kız girdi, aynı kâğıtla çıktı içeriden!.. Uzmansınız he mi?”

 

 

Büyükçekmece’ye yakınlarımı ziyarete geldiğimde en müsait yer olarak salı pazarı içerisine aracımı park ediyorum. Burası akşamları çok karanlık ve ürkütücü. Belediyemize telefonla aydınlatılması talebinde bulundum olumsuz mesaj geldi. Yaklaşık 200-300 metrelik uzunluktaki bu yere oranın sakinleri de araçlarını park ediyor faydalanıyorlar. Yol tarafına değil duvar tarafından her iki başa 2 adet projektör taksanız aydınlanmış olur bu çok zor bir şey olmasa gerek. Büyükçekmece Belediye Başkanlığına arz ederim. Saygılarımla.”

 

 

“Feridun Ağabey, Sinop’taki Alaaddin Camii içerisinde çocuklar için etkinlikler düzenleniyor. Geçtiğimiz yıllarda da çocukları camiye teşvik etmek için cami içine bir çocuk parkı kurulmuştu. Amaç olarak da gelecek nesillerimizin cami merkezli bir hayatı yaşayabilmesi örnek gösteriliyordu. Şimdi de çocuğum vesilesiyle gittiğimde gördüm ki caminin içine birkaç tane izci çadırı kurmuşlar... Doğrusu çocukları ibadethaneye alıştırmak düşüncesiyle yapılan bu tür düşünceler için ilgilileri tebrik ediyorum. Ancak bir konuya bir öğrenci velisi olarak dikkat çekmek istiyorum. Caminin içi ibadet yeridir. Çocukları ibadet yerine alıştırmak için ibadet dışındaki bir etkinliği ibadet yerine almak çocuğun gönlünde ibadetin yerini de yanlış anlamasına sebep olabilir. Cami avlusuna kamp çadırı kurulabilir, oyun alanı açılabilir. Ama bu tür etkinliklerin cami içine namaz kılınan bölüme yapılması aksine çocukların gönlünde “ibadet yeri” ile “oyun yeri” arasındaki farkı algılayamamasına sebep olabilir. Bir öğrenci velisi olarak duygu ve düşüncemi sizin aracılığınızla dile getirmek istedim. Saygılarımla.”