“Ortada sadece bir canım kaldı, her şeyimi kaybettim!..”

Feridun Ağabey, bu yazıyı hangi makama göndereceğimi bilemedim. Ben sizin takdirinize bırakıyorum. Evvela kendimi size takdim edeyim. İstanbul Bahçelievler Yenibosna 29 Ekim Caddesi 24B adresinde lokanta işletmecisi olarak hayatımı idame ettirmekteyim. 2017 senesinde başlanan “Ataköy İkitelli Metro Hattı” üzerinde bulunan İhlas Yuva Durağı inşaat çalışmaları dolayısıyla beş seneden beri büyük mağduriyet yaşıyorum. İnşaatı yapan isimlerini size arz ettiğim iki müteahhit firmanın ikisi de maalesef hiçbir şekilde mağduriyetimi gidermiyor. Defalarca kendilerine yazmış olmama rağmen beni hâlâ ciddiye almıyorlar. Benim iş yerimin bütün yolları kapalı, araçla gelmek mümkün değil, dükkânıma yaya olarak gelmek bile çok zor. Müşteriler ancak patika yollardan geçerek gelebiliyor. Beş yıldan beri kazancımdan milyonlarca lira zarar ettiğimi rahatlıkla söyleyebilirim; kazanacağım paradan vazgeçtim, emin olunuz ki üç yıldır faturalarımı ödeyemez hâle geldim. Maalesef artık kiralarımı da ödeyemiyorum. Mal sahibi beni icraya verdi. Vergi Dairesi de icra yoluyla hesaplarıma haciz koydu. Esnafa biriken borçlarımdan dolayı mal tedarikinde büyük güçlükler çekmeye başladım. Önceleri 35 kişinin çalıştığı iş yerimde şu an sadece 5 kişi çalışıyor...

Belediyeye de defalarca yazıp defalarca aradım ama maalesef hiçbir neticeye ulaşamadım. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak, bir esnaf olarak, İstanbul'da yaşayan bir insan olarak, bir işveren olarak ve en nihayetinde bir baba olarak gasbedilen haklarımın bana iade edilmesini talep ediyorum. İş yerimde şu anda elektrik yok. Jeneratörle çalışmaya mecbur bırakılıyorum. Dükkânıma günlük malzeme tedarikinde bulunamaz vaziyete geldim. Mal sahibi beni buradan çıkarmak için her yolu deniyor. Beş seneden beri yavaş yavaş hemen hemen her şeyimi kaybettim; evimi, arabamı kaybetmekle kalmayıp çocuklarıma sünnette takılan altınları dahi satmak mecburiyetinde kaldım. Artık satacak hiçbir şeyim kalmadı. Ortada sadece bir canım kaldı. İflas ediyorum. Her şeyimi kaybettim....

Kaybedecek bir şeyi olmayan insan neler yapmaz, size soruyorum! O firmalar burada milyonlar kazanırken küçük bir esnaf olarak benim gücüm onlarla mücadele etmeye elbette ki yetmez. Deyim yerindeyse benim onların çocuklarının bindiği otomobillerin tekerleğini dahi alacak gücüm yok. Vaziyet bu hâldeyken dönüp bana bakmamaları, kanunlardaki boşluklardan faydalanmaları beni fazlasıyla üzmektedir. Bu haksızlığa lütfen dur diyelim. Gasbedilen haklarımın tarafıma verilmesini zararımın tazmin edilmesini istirham ediyorum. Emin olun ki, artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir esnafım, her şeyden de önemlisi de bir aile babasıyım. Gerisini yetkili mercilerin takdirlerine bırakıyorum Efendim. Saygılarımla...

          Murat Başaran

“Kamuya personel alımında mülakat kaldırılmalı”

Feridun Ağabey, kamuya personel alımında mülakat sistemi tamamen kaldırılmalıdır. Bu konuda on binlerce, belki yüz binlerce insan mağdur olmuştur. Mülakat değil liyakat esas alınmalıdır. Tabii bunu söylerken bunun nasıl olacağını da söylemek lazım:

1- KPSS ve varsa o memurluğun gerektirdiği özel sınav yeterli olmalıdır. Örneğin öğretmenlik için ÖABT, polislik, astsubaylık, subaylık, uzmanlık gibi alımlarda Fiziksel Yeterlilik Sınavı (PARKUR) kâtiplik, sekreterlik, büro memurluğu gibi alımlarda KLAVYE Kariyer memurluklarında alan sınavı. Bu örnekler çoğaltılabilir...

2- Peki terörle ilişkili kişiler nasıl tespit edilecek bu durumda? İyi bir güvenlik ve arşiv araştırmasıyla… Artık teknoloji o kadar gelişti ki kim nerede ne yapıyor anında bulmak mümkün. Ve dahi göreve başlayınca da bir yıl boyunca araştırmalar devam etmelidir.

Böylece güvenlik sorununun önüne geçilecektir.

3- Mülakat uygulaması meselesi bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Görevde Yükselme sınavlarında bile mülakat uygulanmaktadır. Hâlbuki buna gerek yoktur. Kişi zaten kamu çalışanıdır. Göreviyle ilgili sınavı yaparsın olur birer. Konunun gündeme gelmesi dileğiyle...

          Mehmet Yıldız

Zamlar, kitap yayın sektörünü de yok ediyor

Bir buçuk yıl kadar önce dolar 8-9 TL iken 500 adet A4 kâğıdı ise 17-18 TL, yani 2 dolar idi.

2022 Ekim ayı itibarıyla 2 dolar 37 TL ediyor. 500 adet A4 kâğıdı ise 90-130 TL arası fiyattan yani 5-7 dolardan satılıyor. A4 kâğıdının uluslararası fiyatı son 2 yılda 250 dolardan 325-340 dolar seviyesine yükselmiş. Bu hesaba göre 500 adet A4 kâğıdının 50-65 TL olması icap ediyor.

Sonuç, makul seviyeden yüzde 60-100 daha yukarıda olan fiyat normal bir durum değil. Bu anormal zamlar kitap yayın sektörünü de yok ediyor.

           Ali Özdemir-Em. Öğretmen