Osmaniye’de hayırsever bir işverenden iş istiyoruz

Sesli Dinle
A -
A +
11 Ocak 2023 Çarşamba

“Feridun Ağabey, öncelikle saygı ve selamlarımı sunuyorum. Abi sorunlarımız hâlâ devam ediyor. Henüz bir iş bulunamadı eşime. Çocuğum da bir haftadır hasta. Devlet hastanesine götürdük, eve geldiğimizde tekrar fenalaştı. Akşam acile özele götürmek durumunda kaldık. Elimizde avucumuzda ne varsa oraya verdik. Size bu mektubu yazdığımda ateşi hâlen 40 dereceydi ve düşüremiyoruz. Ne yapacağımızı kime ne diyeceğimizi bilemiyoruz. O kadar da para vermemize rağmen çocuğun sağlık durumunda hiçbir değişme olmadı...
 
Kusura bakmayın Ağabey, sürekli yazıyorum ama inanın bir iki haftada tekrar başa döndük. Çaresizliğimiz hâlen devam ediyor. Bizim de böyle bir imtihanımız varmış. Rabbimden gelen her şeye şükürler olsun. Ama biz sizin aracılığınızla sebeplere yapışmak adına bir kere daha yazıyoruz. Bir iş bulma konusunda bizim sesimiz olur musun?” diyen iletişim bilgisi bizde olan Ener Doğan isimli okuyucumuza ve muhtaç olan ailesine babanın mesleği olan aşçılık üzerine Osmaniye ilinde iş verecek bir hayırsever iş yeri veya kurum bulunur mu? F.A.

“Aman dayı, ben nasıl götüreyim koca koliyi?”

Okumaya hazır, okumaya layık ve okumaya istekli kişiler okutulmalıdır. İnsanlar derece derece olmazsa sosyal dengede de sıkıntı olmaz mı? Örnek olarak herkes doktor olsa birbirine iş gördürecek adam bulunur mu? Herkes öğretmen olsa olur mu? Bu duruma kafa yorulmadan sosyal dokunun dengesi gözetilmeden herkes illa üniversiteye yönlendirmeye kalkışılırsa hem çocuklar hayal kırıklığına uğrayıp hem aileler hüsrana uğramaz mı? Hem memlekette iş gücü kaybı yaşanmaz mı? Eğitimin kalitesi düşünce eğitimcinin de düşüyor. Eğitileni yani talebeyi düşünmeyelim bile… Üniversiteli kıymetli olmalı parmakla gösterilmeli ki değeri anlaşılsın… Ara yerde tıp açılmaz. Nice gencin “okutuyoruz” diye uyduruk şekilde oyalanıp zamanları çalınmamış olsa inanın çoğunluğu başka mesleklerde emek vererek zamanla atalarımızın söylediği gibi bir baltaya sap olurlar oyalanacak şey bulurlardı. Çalışan sistemi kurcalamamak lazımdı. Şimdi birçok merdiven altı denilecek derecede uyduruk okullardan diploma alan nice çocuklarımız ileride çırak bile olamayacak!..
 
Demem o ki, 500 üniversite değil 30 tane olsun mezun olanlar tam mezun olsun. Okuyan okumayan belli olsun. 500 tane olmuş ama çoğunda okul okul değil hoca hoca değil... Sanayiler Suriyeli çocuk işçi dolu. Her biri 10-11 yaşında. Bu çocuklar mesleğe veriliyor. Boyu ufacık ama önce çay dolduruyor, yerleri süpürüyor, sonra yavaş yavaş işe alışıyor, 500-600 civarlarında haftalık alıyorlar. Mobilya tekstil ayakkabı tesisat her işte varlar. Yanlış anlaşılmasın eleştirmiyorum, aksine tebrik ve takdir ediyorum. Zira hem üretime katkıları oluyor hem de aile bütçesine… Benim etrafımda birçok akraba eş dost çocuğu var, çoğu asosyal, hayatı sanal zannediyor… Hatta geçenlerde kardeşime birkaç koli eşya götürdüm. Yeğenim 17 yaşında. Koli ağır diye alıp dairelerine götürmedi. “Aman dayı ben nasıl götüreyim koca koliyi?” dedi. Ama onun yarısı kadar elemanlar o kolilerin iki kat ağırını kaldırır da götürür de ama çocuk bir şey görmemiş. Bu durumu kardeşime espri olarak söylediğimde kardeşim de “Abi çocuk o koliyi nasıl kaldırsın?” dedi. Yarın bu çocuk evlenecek. 10 kiloluk koliyi kaldıramayan biri evliliğin yükünü nasıl kaldıracak? Kısaca yeğenden örnek verdim ama toplumun çoğu böyle… Çocuklarımızı "kutsuyoruz" resmen (Allah korusun). Çocuklar hayatı internet sosyal medya sanıyor, sonra hayatta zorluklarla karşılaşınca baş edemiyorlar.Akrabam var 30 küsur yaşına geldi, hâlâ okuyup iyi bir yere atanacağım diye çalışıyor, ömründe hiç para kazanmadı bu arkadaş, evlense evlenemiyor. Çocuklarınız illa okuyacak diye bir kural yok. Sanata verin, mesleğe verin, çocukların akıbetini kurtarın. Selametle...     
 
Fahrettin Osmanlı

Üniversite mezunu işçilerin derdi henüz çözülmedi

“Sayın Milletvekillerime; Kamuda 4857 sayılı yasaya tabi olarak sürekli işçi statüsünde çalışmaktayım. Bizler, her ne kadar sürekli işçi pozisyonlarında olmuş olsak da üniversite mezunu olmamız hasebiyle görev yaptığımız kurumlarda atama, tayin, görevde yükselme, diplomalarımızın karşılığı olarak imza yetkimizi kullanabilmek istiyoruz. 2015 yılında Hükûmetimiz ile Memur-Sen arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin (TİS) 36-1 maddesinde kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin uygun memur kadrolarına geçirilmesi maddesi yer almıştı. Bu vesileyle kamu kurumlarında çalışmakta olan Üniversiteli İşçilerin seslerini duyarak yasal çalışmaların başlatılması için sizin desteklerinize ihtiyacımız var.Gereğini saygılarımla arz ederim.”     Emine Karaer
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.