"Tamam da ben bu deneyimi nerede kazanacağım?"

Sesli Dinle
A -
A +

Merhabalar. Günümüzde pek çok gencin yaşadığı, deneyim yüzünden iş bulamama sorunu ile ilgili yazımı gazetenizde yayınlayabilirseniz çok sevinirim.

 

Düşünün, aylarca hatta yıllarca üniversite sınavlarına çalışıyor. Hayalinizdeki bölümü kazanıyorsunuz. Kiminiz şanslı, Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden birini kazanmış. Kiminiz ise, adı sanı belli olmayan bir üniversitede şansını denemeye mahkûm. Bu işin başka bir kısmı… 4 yıl kılı kırk yararak, binbir zorlukla, vize finallerle boğuşarak mezun oluyorsunuz. Hayalinizdeki mesleğe kavuşmak için sabırsızlanırken bir anda karşınıza çıkan engele bakın: EN AZ 3 YIL DENEYİM... Düşünün bir, yeni mezun olmuşsunuz. Deneyim kazanmanız lazım, ancak size deneyim kazandıracak iş yok ve dahası hangi firmadan iş ilanı baksanız aynı kavram. Deneyim, deneyim, deneyim. İş ilanlarına bakmaya devam ederken, bu kez de aileniz başlıyor. İşte iş bul, para kazan, kendini kurtar minvalinde. Bir süre duymazlıktan geliyorsunuz. Anlayışla karşılamaya da çalışıyorsunuz ama nafile. Elinizde olmayan bir sebep iş bulamamak... Aile hadi neyse de, bu kez de çevrenizdeki büyük yaşta insanlar başlıyor. Aman işte 'ailen ölürse ne yapacaksın, böyle gitmez, ekmek parası kazanman' lazım gibi kuru nasihatler veriyorlar. İyiliğini düşünüyorlar demeye çalışıyorsun. Ancak kimse olaya senin gözünden bakmıyor ki. Herkes her şeyin uzmanı olmuş maşallah. Ekranlara bazı tipler çıkıyor, işçi bulamamaktan yakınıyor. Ancak kimse de biz neden işçi bulamıyoruz diye sorgulamıyor. Önceden insanlar yabancı dil yüzünden iş bulamazdı, şimdi ise deneyim yüzünden iş bulamıyor. Bu firmaların sahiplerine yetkililerine insan kaynakları uzmanlarına ailelere kısacası tüm insanlığa soruyorum... Bir yerden işe başlayamadıktan sonra "BEN BU DENEYİMİ NEREDE KAZANACAĞIM?"

 

         Orhan Can Aslan

 

 

 

 

 

Müdür hâkim biz suçlu… Soruyor da soruyor…

 

 

 

Feridun Ağabey, 7-8 yıldır gazetenin abonesiyim. Birçok yazılarını da okuyup takip ediyor ve sorunların kaynağından halledildiğini okuyoruz. Yaşadığım bir hadiseyi de sizinle paylaşmak istedim... 12 yaşında 7. sınıfa giden bir oğlum var. Çocuk evde gayet sessiz ve sakin ama okuldan çağırıyorlar, gidiyoruz “buyurun sınıfın camını çatlatmış, yok çamdan sarkmış yok şu yok bu…” Son bir olay da öğretmene ters bir söz etmiş ama onu da öğretmen dudak okuması ile(!) anlamış. Müdür de ben deyince öğrendi o alenen anlamış. Uzatmayayım çocuğu okuldan attılar. Müdür “okula almam” diyor. İlçe millî eğitime gidiyoruz başka okula yönlendiriyor, gidiyoruz; müdür hâkim biz suçlu… Soruyor da soruyor yalan da söyleyip kıvıramıyoruz, bizi kovuyor. O da “başka kapıya” diyor. Hâlbuki dese “evladım değişiklikte hayır vardır. İnşallah burası senin için hayırlı olur” vb. Almasa da gene almasın. En azından bizim gönlümüzü alır. Bir şans tanısa ne kaybeder? Devletin eski asık yüzleri devlet bu çocukları bitirmek sokağa atmak için olmamalı. Bir şekilde çocukları kazanmanın yollarına bakmalı. Uzatmayalım sağ olsunlar başka bir okul aldı, sorun şu an çözüldü gibi. İki üç tane öğretmen çocuğa takıp her gün müdüre şikâyet ederek ne yapmak istiyorlar? Çocukta sigara kötü bir alışkanlık olsa onu da anlarım. Rehber hocasına gidiyoruz “bu yaşta bunlar normal” diyor. “Çocuk harcanacak birisi değil” diyor. İnanır mısın bir haftadır çocuk elimizde okul okul gezdik. Bu böyle olmamalı… Her konuda soruna odaklı değil çözüme odaklı olunmalı. Sade bugün değil iyiyi güzeli hak eden eğitimcisinden sağlıkçısına herkese mutluluklar diler devletimize ve milletimize Allah zeval vermesin dileklerimi iletirim. Her günümüz mutlu ve umutlu olsun.

 

         "Bir Baba"-Tekirdağ

 

 

 

 

 

 

 

Öğretmenlik yaptığımı kurum belgeleyemez mi?

 

 

 

“Hayırlı sabahlar Feridun Abi. Yaklaşık bir ay önce ücretli öğretmenlik yaptığıma dair belgelerin bulunamadığıyla alakalı bir yazı yazmıştınız. Tarafıma herhangi bir dönüş olmadı. Hizmet tespit davası açmayı düşünüyorum fakat danıştığım avukatların bazıları zaman aşımından bahsediyor. Bazıları ise net bir şey söyleyemiyor. Devlet kendi okulunda hem de iki (2) eğitim öğretim yılı (1995-1996 ve 1998-1999) sigortasız ya da ücret ödendiğine dair herhangi bir belgesiz nasıl öğretmen çalıştırdı? Bunun cevabını çok merak ediyorum? Gerek Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerinden gerekse çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinden lehime olmak üzere net bir cevap bekliyorum.”

 

         Hüseyin Bahçepınar

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.