samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Teknofest gençliği ile geleceğe ümitle bakıyoruz

Sesli Dinle
A -
A +

Sayın Cumhurbaşkanım, müracaatımın gereğinin ancak sizin emirlerinizle yerine getirileceğine inancım sebebiyle size arz ediyorum. CİMER’e daha önce yaptığım müracaatların tecrübesiyle de sesimi bir kez de gazetem vesilesiyle dile getirme ihtiyacı hissettim.

 

1-Gülhane Parkı içindeki “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” her Müslüman-Türk evladının mutlaka görmesi tavsiye edilecek muhteşem bir yer. En azından İstanbul ve çevre illerdeki okulların bu konuda teşvik edilmesi, gerekirse bunun için Millî Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarına tahsisat ayrılması emri verilmesini arz ederim. İslam âlimlerinin bilime katkılarının örnekleriyle görüleceği, medeniyetin gerçek mimarlarının tanınacağı bu müzenin günlük ziyaretçi sayısı takip edilmeli ve azami sayıya çıkarılmalıdır. Yapılan müze ziyaretlerinden istifade edilebilmesi için mutlaka rehber hizmeti verilmelidir, yoksa sergilenen eserler ne olduğu bilinmeyen objeler olarak görülecek ve fayda oluşmayacaktır. Müzenin rehber sayısı yetersizdir, artırılmalıdır.

 

2-Rahmetli Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocanın büyük emeklerle kurduğu müzenin önüne defnedilmesi büyük bir vefa örneği olmuş. Onun ömrünü vakfettiği bilim tarihi çalışmalarını devam ettirecek bilim adamlarının yetişmesi için üniversiteler teşvik edilmelidir. Bilim Tarihi bölümü şu anda sadece 2 üniversitede var ve maalesef çok az öğrencisi var.

 

Teknofest gençliği ile atiye ümitle bakıyoruz. İnşallah vereceğiniz destekle yapılacak bilim tarihi çalışmalarıyla da mazimize de sahip çıkmış oluruz. Saygılarımla...

     Elvan Küçük- İstanbul
 

Öğrencilere ev ödevi vermek

“Feridun Ağabey, çocuğumun ödev derdi bir anne olarak beni yiyip bitiriyor. Ona ödev yaptıramadığım için ayrı üzülüyorum. Ödevini yapmadığı için öğretmenleri tarafından sürekli ikaz edildiği için ayrı üzülüyorum. Kendim ödev yapmaya çalışsam öğrencilik yıllarım çok geride kaldı. Konuları anlamıyorum. Hem de benim yaptığım ödevin çocuğuma ne faydası var. Bu çocuğu okula eve gelip ödev yapması için mi gönderiyoruz? Bu nasıl bir yöntem! Çocuklar derste bir şey öğrenemiyorlar mı da eve ödev gönderiyorlar?” diyen “Anne” rumuzlu okuyucumuz yerden göğe kadar haklısınız. Ancak haklı olmanız bu acı gerçeği değiştirmedi, değiştirmiyor. Bu konu gelen giden hemen tüm eğitim bakanlıklarının, hemen tüm müfettişlerin ve eğitimcilerin kafa yorduğu; bütün öğrencilerin şikâyet ettiği, bütün velilerin dert yandığı bir durum ama bütün bu insanlar bütün bu çocuklar ev ödevi konusunu bir türlü rayına oturtamıyor. Tamamen kaldırılması mümkün olmasa bile gerektiğinde olsa bari diyemiyorlar...
Bu ev ödevinin hiçbir işe yaramadığını söyleyen sayısız eğitimciler var. Ama ev ödevinin çocuğu eğitime katma konusunda mecbur olduğunu savunanlar var. Bu sebeple hatırımıza -gerçi eğitim için özel olarak söylenmemiş olsa da- çaresizliğimizi anlatan Ziya Paşa’nın terkib-i bendini söylemek geliyor:
“Halletmediler bu lûgazın sırrını kimse,/Bin kâfile geçti hükemâdan, fuzalâdan.” Yani “Bu bilmecenin sırrını hiç kimse çözemedi,/Bu dünyadan binlerce faziletli ve bilgin geçti de.” F.A.
 

Eğitim, denetim ve müeyyide lazım...

“Kötü asansör sistemlerini açıklayan yazım yüzlerce "sahte" asansör firmasını ve teknik elemanı çok rahatsız etti. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşayan, imla bilmez, diplomasız, sonradan görme, kendini elektrikçi sanan kimi tipler e-Posta, SMS, medya, telefon aracılığıyla hakaret ve tehditler yağdırdılar. Beni cahillikle itham eden bu tipleri engelledim. Ciddi, dürüst, kurumsal, teknik verilere uygun çalışan az sayıdaki asansör firmalarını kenarda tutuyorum. Ülkemizdeki asansörlerin büyük çoğunluğunun rastgele çalıştığını söyleyebilirim.
Demokrasi sadece seçim ve oy kullanma değildir. Gerçek demokrasilerde eğitim, üretim, tüketim, üniversite, adliye, ticaret alanlarında da şeffaflık, hukuk, adalet, liyakat, demokrasi vardır. Eğer bu konulara gereken önem verilmezse her iş uydur-kaydır yürümeye başlar. Hata yapan kişiler ceza almayacaklarını, affedileceklerini, paçayı çabucak kurtaracaklarını bilirlerse kendilerini geliştirip düzeltmeye yanaşmazlar. Ben 40 yıldır elektrikçilik, 34 yıldır elektrik teknik öğretmenliği yapıyorum. Şimdiye kadar hiçbir devlet kurumu benim mesleki bilgimi denetlemedi/ölçmedi/sınava tabi tutmadı. Gelişmiş AB ülkelerinde öğretmenler her 4-5 yılda bir mesleki-bilimsel sınava tabidir. Yetersiz olanlar zorunlu olarak kursa yollanır ya da meslekten çıkarılır. 
32 yıl MEB bünyesinde çalıştım. Çok kızan olacak ama yazayım, yaklaşık 1 milyon öğretmen ciddi bir mesleki sınava tabi tutulsa yüzde 90’ının eğitimin geldiği noktada yetersiz kaldığı görülür. Eğitim, hele ki mesleki-teknik eğitim niteliksiz olduğundan asansör kazalarında, yollarda, inşaatlarda suçsuz insanlarımız ölmeye devam edecektir. Eğitim, denetim, müeyyide...
     Ali Özdemir/Elektrik Teknik Öğretmeni-Yazar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.