“Teşekkür” yerine “manyak mısın?” diyen genç!

Sesli Dinle
A -
A +

"Feridun Ağabey, geçtiğimiz günlerde bir alışveriş mağazasında elinde üç dört adet mandalina bulunan bir delikanlı sıra bekleyecekken bir kalem ürün sebebiyle beklemesin diye 'sen buyur geç' diye sıramı verdim. 'Sağ ol' diyerek sıraya geçti. Sonra da 'siz gençsiniz izin verirsen o mandalinaların ücretini ben ödeyeyim, size ikramım olsun içimden geldi' dedim. Gencin verdiği cevap 'manyak mısın abi?' oldu. Yani 'sağ ol gerek yok' demek istedi. Beden diliyle teşekkür ettiğini de belirtti… 'Ben zaten para bozduracağım' diye de ekledi. Sordum ailesinin yanında kalıyormuş ve askere gidecekmiş. Orada bu tertemiz pırıl pırıl o gencin 'teşekkür ederim' ifadesini kullanmamasına şaşırdım!.. Gençlik nereye gidiyor böyle?” diyen İstanbul’dan emekli okuyucumuz Osman Ünaldı Beyefendi, gençliğimizin genel kültürü, bilgisi birikimi teknolojiyle arası hatta yabancı dillere hâkimiyeti gerçekten mükemmel… Gençlerimiz gerçekten iddia edilenin aksine sizin de belirttiğiniz gibi çok saygılılar… Ama toplumun fikir önderlerinin ortak dile getirdiği bir “cahillik” ile karşı karşıyayız. Bu cahillik üç ana konuda öne çıkıyor: Bir tanesi yeni nesil dinini bilmiyor… İkincisi dilini bilmiyor… Üçüncüsü tarihini bilmiyor… Bu üç konuda bilgi birikimi olmayınca kökü olmayınca global kültürün rüzgârında kuru yaprak gibi savruluyorlar… O delikanlı “teşekkür ederim” demeyi bilmiyor ama şöyle bir düşünelim, eğitimimizde hangi derste teşekkür etmenin önemine vurgu yapılıyor? Okuyacağımız kitaplar arasında gençlerin bu gibi iletişimde nasıl davranması gerektiği kaç kitapta anlatılıyor? Dizi filmlerde veya günümüz filmlerinde repliklerin hangisinde kibarlık ve teşekkür etmek geçiyor… Açık oturuma çıkan ekran yüzlerinde birbirine teşekkür ederek konuşan kaç ekran yüzümüz var? Halk arasında çarşıda pazarda birbirine insanlar hiç teşekkür ediyor mu? Teşekkür edilecek bir harekette bulunan var mı? E o zaman bu gençler teşekkür etmeyi nereden ve kimden öğrenecek değil mi? (F.A.)

 

 

 

 

 

Eğitim müfettişleri de makam tazminatı talep ediyor

 

 

 

Feridun Ağabey, Osmanlı Devleti zamanında var olan, Cumhuriyet Döneminde de varlığını sürdüren en eski kurum eğitim müfettişliği kurumudur. Ve bizler en zor şartlarda görev yapmaktayız. 1980 yıllarında Siirt’te terör tarafından dağa kaldırılarak işkence ile öldürülen eğitim müfettişleridir. Bütün yasal ve hukuki şartlarımız müfettiş unvanı taşıyan diğer müfettişlerle aynı olmasına rağmen, diğer müfettişlerin aldığı makam tazminatını bizler alamıyoruz. Büyükşehir’e bağlı ilçe belediye müfettişleri haklı olarak makam tazminatı alırken, ilin valilik sınırları içerisinde görev yapan biz eğitim müfettişlerinin makam tazminatı alamayışı büyük haksızlıktır. Denetim işini yapmak için cebimizden harcadığımız yolluk ve yevmiyelerimizi aylar sonra alabilirdik. Sizin aracılığınıza gündeme getirdiğimiz anayasamızın eşitlik ilkesine, hukukun temel prensiplerine, insan haklarına, eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı olan bu ayrımcılığın ortadan kaldırılacağına yürekten inanmaktayım. Saygılarımla.

 

     Mehmet Yüksel-Emekli Eğitim Müfettişi/Ankara

 

 

 

 

 

Mağduriyetinize hukuki yollarla bir çözüm aramalısınız

 

 

 

"Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesinde size detaylarını belirttiğim taşınmaz, mirasçılardan birini kandırıp hissesine vekâlet alan bir arsa simsarı tarafından ortaklığın giderilmesi davası ile satışa götürülmüştür. Aynı yerde bulunan emsali eşit olan 4.600 metrekare arsanın bilirkişi değerlemesi 40 milyon liradır. Söz konusu arsanın 50 metrekare olanı satışa götürülmüş, vatandaşın mahkeme yoluyla malının heder edilmesi sonucu bahse konu ada parseldeki taşınmaz 5-6 katı düşük fiyata satılmış ve insanların mallarına bir nevi el konmuştur... Bahse konu yerlerin, ortaklığın giderilmesi davasının içinde, vatandaşın alım hakkı gibi saçma sapan seçenekleri varmış. Böyle yerleri vatandaşın alamayacağının bilinmesine rağmen, vatandaşla dalga geçilmektedir... Bu konuda kimse satış memurluğu tarafından ihale yapıldı vs. demesin. Bunun açıklaması yok” diyen ve mağdur edildiğini iddia eden mirasçı okuyucumuz, konu Feridun Ağabeyin yayınlaması gereken bir dert olmaktan öte bir hukuki konudur. Bu bakımdan en azından CİMER’e duygu düşünce ve hukuki önerilerinizi yazmalı veya mirasçı iseniz de siz de hukuki yollarla bu mağduriyetinize çözüm aramalısınız. F.A.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.