Topluma bir insan daha kazandırmak için...

 

 

 

MAHKÛMDER, mahkûmlara ve muhtaçlara yardım yapmak üzere kurulmuş topluma yararlı derneklerden bir tanesi... MAHKÛMDER Başkanı Lütfullah Uzun, kendilerine her gün onlarca mektup geldiğini onlarca insana yardımda bulunmaya çalıştıklarını dile getiriyor. Mahkûmların sosyal, maddî ve manevî dünyalarına dokunmak suretiyle, kendini geliştiren, değiştiren, kendi ıslahının yanında, topluma da faydalı olmayı gaye edinen mahkûm profilini sağlamaya çalışmak’ olarak tarif ediyor amaçlarını. “Beraberinde ilmî, edebî, millî, tarihî, kültürel kitaplarımızı, yayınlarımızı, hapishanelerdeki mahkûmların istifadesine sunarak, onların ıslahına çalışmayı hedefledik” diyor. Beraberinde iyiliksever insanlara şu çağrıda bulunuyor: “Sizler de cezaevlerinde hatasını anlamış, iyi bir birey olarak topluma kazandırılmayı bekleyen, cezaevinden çıktığında yeni bir potansiyel suçlu değil topluma faydalı birey olabilmiş kişiler yetişmesi için evimizden çıkmadan bu hayra ortak olabilir, insanların kıyafet ve kitap ihtiyaçlarına destek olarak maddi ve manevi ferahına da vesile olabilirsiniz. Bu köşede mahkûmların istekte bulunduğunu da dile getirerek kendilerinin mahkûmlara ve muhtaçlara gönderdikleri koli içeriğini şu şekilde açıklıyor. Koli içeriğinde ise en çok istenen kalemler:

Mont, eşofman takımı, ayakkabı, pantolon, kazak veya tişört, iç çamaşırı (iç çamaşırı sıfır olmalı) mahkûmların isteğine göre seccade, tespih, takke, mushaf-ı şerif, dinî kitaplar, takvim bloku ve çocuğuna, hanımına kıyafet ve bir de bazı mahkûmların gözlük, baston ve boncuk gibi diğer özel istekleri bulunmaktadır. Bu şekilde bir koli içeriğini 80 TL'ye hazırlayıp kargo ücreti ile beraber toplam 100 TL'lik bağış yapmak suretiyle bir insanın hayatına dokunabilmek mümkün. Bu konuda Yakuplu Mah. 46. Sok. No: 40 Beylikdüzü-İstanbul adresinden veya 0212 967 24 23-0537 560 8319 numaralarından iletişim kurulabilir. F.A.

 

 

 

“İş yerlerinin güvenlik kameralarına yansıyan kavga dövüş, hırsızlık vb. gibi olumsuz örnekler sosyal medya paylaşımlarında hit oluyor. Biz de bu paylaşımlara bakarak “insanlık ölmüş” diyoruz. Ama son deprem olayında da gördük ki bizim insanımız ölmemiş. Halkımız depremzedelere yardım için seferber oldu yollara döküldü... Birkaç sorumsuzun yaptığı olumsuz paylaşımlar hit oluyor hatta haber yapılıyor da olumlu örneklere niye yer verilmiyor?” diyen Ankara’dan Numan Tolan isimli okuyucumuz, olumsuzlukların haber olmasıyla ilgili farkındalığınız için tebrik ederiz. Farkında iseniz zaten olumsuz bu tür görüntüler ve paylaşımlar toplumun geneli ile kıyaslandığında bireysel eğitimsizlik, rahatsızlık, egoistlik türü örnekler olduğu da anlaşılmaktadır. Biz “Kimse görmese bile Allah görüyor” inancında olan bir milletiz. Onun için bu tür paylaşımlardan yola çıkarak özellikle yeni nesilde bu güçlü ahlakı yıkamasalar da sarsmaya çalışanlar var. “Toplum bozuldu”, “insanlık kalmadı”, insanlık ölmüş” gibi söylemlere kulak asmayın. Toplumun ne kadar merhametli ne kadar yardımsever ne kadar “kimse görmese de Allah görüyor” inancında olduğunu, gönüllülerimizin deprem bölgesine yaptıkları yardım göstermektedir... F.A.

 

 

 

Bir kısım medya, son birkaç yıldır "Staj mağduruyum" diyen 300-500 kişinin eylemlerini matah bir şeymiş gibi bize iletiyor. Bu konuda düşüncem tam tersidir. Staja giden kişi orada öğrencidir. Yani iş yapmaz. Yardımcı elemandır. 1983 yılında elektrikçide 20 gün staj yaptım. 1984 yılında yarım dönem fabrikada staj yaptım. 1987 yılında elektrik kurumunda 60 gün staj yaptım. 1988 yılında sunta fabrikasında 60 gün staj yaptım. Lise ve üniversitede öğrenciyken hiç para almadan stajyer öğrenci olarak iş yerlerinde, her işin yapımında yardımcı oldum. Hiçbir zaman mağdurum diye ağlaşmadım. Bu ülkenin batması için uğraşanlar önce 43 yaşında emekli olmayı talep ettiler. Siyasal partiler sırf oy için bu hukuksuzluğa evet dediler. Şimdi de eğitim için iş yerinde staj yapanların taleplerini dikkate alan partiler vardır. SGK zaten yük üstüne yük alıyor. 14-18 yaşında staj yapan insanların iş yerine gittiği günleri staj başlangıcı olarak saymak tembelliğe, beleşçiliğe prim vermek demektir. Bu talep reddedilmelidir.

     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı