TÜVTÜRK evrakım varken polis niye ceza kesti?

Feridun Ağabey, benim başıma geldi, başkalarının başına gelmesin. Ben 11 Ağustos 2023 günü İstanbul'da bir araç almak için pazarlıkta anlaştım. Alacağım aracı oto ekspertize gösterdim, araç temiz ve teknik arıza olmadığı tespit edildi. 12 Ağustos 2023 günü aracı noter satışı ile alıp Yalova-Armutlu’ya getirdim. Buraya kadar her şey normal. Aracımın fenni muayenesi 14 Ağustos 2023’de dolduğu için TÜVTÜRK’ten randevu aradım. Armutlu’ya gelen gezici servisten en erken randevu 31 Ağustos 2023 vardı, aldım ve muayeneye girdim. Bu arada aracımın muayenesi geçmiş olduğundan aracımla hem trafiğe çıkmadım hem de aradaki geçen gün kadar fazla ücret ödedim. Muayene sonucu görevliler “araçta ağır kusur var bunu bir ay içinde en yakın Gemlik, Bursa ve Yalova'da yaptır gel” dediler.

Ben de 6 Eylül 2023 günü Bursa’ya tamire giderken Bursa girişi trafik kontrol noktasında aracıma 951 TL ceza yazdılar. Elimdeki bir aylık TÜVTÜRK’ün verdiği evrak geçersiz imiş. Polis memuru “bu evrakla tamire gidemezsin” dedi ve “ceza yazacağım” dedi ve yazdı. Ben “Bursa’ya gelmeden nasıl yaptırayım?” dedim. “Bu iş bana bağlı istersem yedi gün, istersem bir gün izin veririm cezayı yazdıktan sonra” dedi. Ben aracımı aynı gün tamir ettirdim. Ben kime sorduysam herkes “bir ay süren var polis ceza yazamaz” dediler. Bu işin doğrusu nedir? TÜVTÜRK evrakı geçersiz ise niye muayene yetkisi verildi? Benim suçum nedir. Bu konuyu sizin aracılığınızla İçişleri Bakanlığımıza Emniyet Genel Müdürlüğümüze arz ediyorum. Bu durumda yanlış nerede? Kurumlar birbirinden böyle bağımsız hareket edebilir mi? Saygılarımla...

     Ünal Uzun-Yalova

“1989 yılından bu yana öğretmenlik yapıyorum. Ülkenin 10 farklı okulunda çalıştım. Bu zaman zarfında bazı branşların öğretmenlerinin haftada sadece 2 gün ders anlatıp 5 gün hiç ders yapmadan maaş almaları beni hep rahatsız etmiştir. MEB bünyesinde çalışan 1 milyon dolayındaki öğretmenin 200 bin kadarı maalesef sadece iki gün okula gidip 15 saat ders anlatarak 23-28 bin TL maaş almaktadır. MEB’te 7 sene idareci olarak çalıştım. En çok sorun çıkaran kişiler, derslerini haftada 2 güne sıkıştırmak için didinen öğretmenler olmuştur.

Batıdaki birçok ülkede olduğu gibi öğretmenler dersi olsun ya da olmasın 40 saat (5 gün) okulda çalışmalıdır. Sahte kimi sendikaların 100 ila 300 bin TL maaş alan kimi ağaları bu yazdıklarıma çok kızacaktır ama halkın her şeyi bilmeye hakkı vardır. Dünyanın neresinde memur sendikalarının üyelerden aldığı aidat devlet tarafından ödenmektedir? Böyle bir saçmalığa dur diyecek yok mu? İl merkezlerinde, büyük ilçelerde ve Ankara’daki sendika genel merkezlerinde çalışıyor görünen kimi memur sendikalarının kimi yöneticilerinin ultra yüksek maaşları devlet hazinesinden ödenmemelidir.”

     Ali Özdemir

İklim krizi diye bir söylem dolaşıyor ama beri taraftan yüzlerce bilim adamı da iklim krizi diye bir şey yok diyor. Bu bilim insanları neden şüpheleniyorlarmış biliyor musunuz? Isınma duyurulan orandan çok daha az. CO2’in zararı yok aksine dünya için büyük faydaları var. Hava felaketleri daha önceki yıllardan fazla değil. Jeolojik arşive göre dünya iklimi zaman zaman böyle doğal soğuk ve sıcak dönemler yaşamış. İddiaların aksine dünya, tahminlerden çok daha az ısınmış. Gerçek veriler ile olacağı öngörülenler arasındaki uçurum varmış. Sera gazlarının etkisini de abartmakla kalmıyorlar, atmosferi CO2 ile zenginleştirmenin faydalı olduğu gerçeğini de göz ardı ediyorlarmış. Çünkü CO2 bitki besini imiş. Dünyadaki tüm yaşamın temeliymiş. Yani CO2 bir kirletici değil aksine dünyadaki tüm hayat için gerekliymiş.

 

Daha fazla CO2, gezegenimizi yeşillendirerek doğa için uygunmuş. Havadaki ilave CO2, küresel bitki biokütlesindeki büyümeyi destekliyormuş. Aynı zamanda tarım için de kârlı imiş. Zira dünya çapında mahsul ürün verimini artırırmış. Küresel ısınmanın kasırgaları, selleri, kuraklıkları ve benzeri doğal afetleri artırdığına veya sıklaştırdığına dair elimizde hiçbir istatistikî belge yokmuş. Aksine CO2 azaltma tedbirlerinin maliyetli olduğu kadar zarar verici olduğuna dair çok sayıda belge varmış. Bu nedenle paniğe ve alarma gerek yokmuş.

 

Bu açıklamaları okuduğumda pandemi öncesi ortalığı panikleten söylemlerle daha sonra ortaya çıkan acı gerçekler hatırıma geldi!..

     Ahmet H. Ç.