Devlet Su İşleri’nin akademik hayata yersiz ve haksız müdahale çabası

A -
A +

Akademik hayat kendine özgü kuralları olan, bu kurallara uyulup uyulmadığı akademik dünya içindeki kişi ve kuruluşlarca takip edilen ve denetlenen bir faaliyettir. Akademik hayatın bir diğer özelliği hemen hemen her yükselme aşamasında kişilerin bütün akademik çalışmalarının ve performansının gözden geçirilmesidir. Bu yüzden akademik mesleğe giriş ve meslekte kalış diğer birçok mesleğe göre daha zor ve daha sıkıntılıdır.

 

Zaman zaman ortaya çıkan ve akademi dışı dünyadan akademik hayata müdahale imkânları arayan çabalar işleri daha da zorlaştırabilir. Bu gibi durumlarda genellikle akademik hayatın ölçüleriyle uyuşmayan adımlar atılır ve talepler gündeme getirilir. Bunlar bir şekilde ifade özgürlüğünün ve akademik özgürlüğün ihlâli sonucuna yol açabilir.

 

Bu tür müdahale çabalarından biri son zamanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmek isteniyor. Hatay Mutafa Kemal Üniversitesi’nde başarılı bir doktora tezine imza atmış Dr. Mahmut Özdemirkol önce bir dergiye gönderdiği yazıda, daha sonra da, bu talebe derginin müspet cevap vermemesi üzerine, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi nezdinde, Özdemirkol’un çalışmalarına cephe aldı. Derginin yazıyı yayınlamaması ve üniversitenin de doktora tezini iptal etmesi yolunda başvuruda bulundu.

 

DSİ’nin itirazlarına bakınca tartışılması gereken çok nokta var. Bunlar genel olarak DSİ’nin çalışmalarının görmezden gelindiği, kuruma haksızlık yapıldığı, bazı kavramların yanlış kullanıldığı yolunda iddialar. Özdemirkol da bu iddialara cevap verdi. Onların neden yanlış ve çoğu durumda anlamsız olduğunu açıkladı. Ancak, dergi yazısı üzerinden yaşanan tartışmayla yetinmeyen DSİ Üniversite’ye başvurarak Etik Kurul’un harekete geçmesini ve doktoranın iptal edilmesini istedi.

 

Bu tarz ve bu talep akademik standartlara açıkça ve kesin olarak aykırı. Özdemirkol’un yanlış bilgi ve açıklamalarla dolu bir yazı veya tez yazdığına inanılıyorsa, DSİ bunları bir rapor hâlinde yayınlayarak kamuya duyurabilir. Ancak, bunu yapmak yerine bir akademisyenin çalışmasının iptalini istemek her şeyden önce o akademisyene, tez danışmanına ve tez savunma jürisine girerek teze onay vermiş olan beş akademisyene saygısızlık ve haksızlık yapmak anlamına gelir.

 

Ayrıca, bu tarz akademik özgürlüğe de aykırıdır. Akademik özgürlük akademisyenin çalışma konusunu serbestçe seçmesi, yöntemini danışmanıyla birlikte belirlemesi ve ulaştığı sonuçları serbestçe kamuya ve akademik camiaya aktarması imkânını verir. Bir hata varsa, bu, büyük ifade özgürlüğü teorisyeni J. S. Mill’in de işaret ettiği gibi, bir şans olarak da okunabilir. İlgili kişi veya kuruluş böylece hakikat olduğuna inandığı şeyleri topluma ve ilgililere bir kere daha duyurma imkânı bulur. DSİ gibi bir devlet kuruluşunun hoşuna gitmiyor diye bir akademisyene bir anlamda saldırma yolu eğer diğer kamu kuruluşları tarafından da takip edilirse ülkede akademik özgürlük diye bir şey kalmaz. Bundan ifade özgürlüğü de önemli ölçüde yara alır.

 

Bundan dolayı, DSİ’ye düşen, bu başvurusunu geri çekmek ve konuyu, eğer isteniyorsa, karşılıklı yazı kaleme alınabilecek bir yerde tartışmaktır. Bunun için uygun platformlar var. Mesela, Liberal Düşünce dergisi sayfalarını bu tartışmaya açabilir. Daha güncel yazılar üzerinden bir tartışma gerçekleşecekse bu da hürfikirler.com’da yapılabilir…

 

DSİ akademik hayatın işleyişine ve akademik kurallara saygı göstermeli…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.