İmamoğlu’nun diploması ve cumhurbaşkanlığı seçimleri

A -
A +

Ekrem İmamoğlu’nun Kıbrıs'taki Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi'ne usulsüz geçtiği ileri sürülüyor. Buna dair birçok bilgi ve belge var. İlgili YÖK raporu da usulsüzlük yapıldığını teyit eti.

 

Neler yapılabilir? Bir yol, usulsüzlüğün on yıllar önce vuku bulduğunu ve zaman aşımına uğradığını kabul etmek olabilir. İmamoğlu’nun bir kamu görevinde çalışmıyor -mesela doktorluk veya öğretmenlik yapmıyor- olması da bu gerekçeyi kuvvetlendirebilir. Buna benzer bir yol usulsüzlüğü yaptırana değil yapana müeyyide uygulamak olabilir. Ancak, bu yollara gitmek benzer usulsüzlüklerin teşvik edilmesi ve haksızlık yapılması olarak yorumlanabilir. Bir diğer yol, sonuna kadar gitmek ve diplomayı iptal etmek olabilir. Bu durumda da AK Parti’nin mevzuat aracılığıyla potansiyel siyasi rakibinin önünü kesmeye çalıştığı yorumları ortaya çıkabilir. İmamoğlu’nun haksız ve gereksiz yere mağdur edilmiş olduğu algısı, aday olabilmesi hâlinde, seçimi kazanmasını, aynen 2019 seçimlerinde olduğu gibi, kolaylaştırabilir...

 

Üniversite diplomasının bu vakadaki önemi cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabilme şartlarından kaynaklanıyor. Bunun için üniversite mezunu olmak gerekiyor. İmamoğlu'nun diploması iptal edilirse, bu vasfa sahip olmadığı için, aday olamayacak. Diploması iptal edilmezse, CHP adayı olmasının önündeki bir engel ortadan kalkacak...

 

Bu tartışmada insanlar İmamoğlu lehine veya aleyhine tavır alıyor. Ancak, unuttukları bir gerçek var. Asıl gündemde olması gereken, cumhurbaşkanı adayı olmanın milletvekili adayı olabilmekten daha ağır şartlara bağlanması. Bu şartlar arasında özellikle dikkat çekeni adayların yüksek öğrenim görmüş olması mecburiyeti.

 

Bu düzenlemenin altında yatan varsayımları tahmin ermek zor değil. Yüksek tahsil görmüş kişilerin olgun olacağı, aklını iyi kullanabileceği, geniş bir bilgi birikimine sahip olmasının bekleneceği, meseleleri kavrayabileceği ve memleketi iyi temsil edebileceği... Bu yüzden, seçilme şartlarında bir eşitsizlik ortaya çıkarılmış. Milletvekili seçiminde aranmayan bir şart ortaya konmuş. Herkes bunu kabullenmiş ve bu zaman içinde çok normal bir şey olarak kabul edilir hâle gelmiş.

 

Ne var ki, bu, eşitlik ilkesine açıkça aykırı. Partilerin kendi adaylarını üniversite mezunları arasından belirlemelerine bir engel yok. Ama genel olarak siyasette bu tür bir düzenleme olması vatandaşların birbirleriyle eşit olmasına aykırı.

 

Üniversite mezunlarının üniversite mezunu olmayanlara her bakımdan üstün olacağı da bir varsayım. Gerçek hayatta böyle olabilir de olmayabilir de. Belki olmaması zayıf bir ihtimal. Ancak, mühim olan vatandaşların bazılarına aday olma kapısının kapatılmaması. Kişi diyelim ki lise mezunudur ama meraklı ve yeteneklidir. Hayatta büyük bir tecrübe sahibidir. Allah vergisi bir yetenekle çok iyi anlamakta ve kavramaktadır. Erken yaşlardan itibaren siyasette çeşitli kademelerde zaman harcamış ve çok şey öğrenmiştir. Şimdi diploma şartıyla bu kişiyi cumhurbaşkanlığı için yarışmaktan alıkoymak doğru mudur, yanlış mıdır? Bana göre, kesinlikle yanlıştır. Bu yüzden, cumhurbaşkanlığı seçiminde yüksek öğrenim diplomasına sahip olma şartı aranmamalıdır.

 

Bir husus daha var: Muhalefetin yıllarca Erdoğan'ın üniversite diplomasını diline dolamış olması ve bu yolla onu siyaset sahnesi dışına itmeye çalışması... Bu çok ilginç bir durum. Şimdi de aynı problemle CHP yüzleşiyor. Ayrıca, şunu da ekleyelim, İmamoğlu potansiyel AK Parti adayı olsaydı CHP bu şartı öne sürerek kesinlikle adaylığına karşı çıkardı.

 

Boşuna dememişler, etme bulma dünyası...

 

 

 

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ali28 Şubat 2025 12:53

C.başkanı adayı olmak için yükseköğretim mezunu olma şartının aranmaması gerektiği fikrinize aynen katılıyorum. Zira yöneticik yeteneği Allah vergisi olup, eğitim ile hiçbir ilgisi bulunmaz, milletlerine çağ atlatmış bir çok büyük liderin okuma yazması dahi yoktur.

Yalınız Efe28 Şubat 2025 09:24

Hile yapıldıysa, yapan kim olursa olsun, sonunda ne olursa olsun gereği yapılmalı, adalet yerini bulmalıdır. Adalet devletin temelidir!