Sahipsiz sokak köpekleri problemi

A -
A +

Sahipsiz sokak köpeklerine sahip çıktığını ve onları koruduğunu iddia eden kişiler çeşitli argümanlar öne sürüyor. Ne var ki tüm bu argümanlar ve köpekleri gerçekten koruyup kolladıkları iddiası hem ahlak ve felsefe hem de alandaki fiilî durum tarafından çürütülmekte.

 

Bunların ilk yaptıkları sokak köpeklerine karşı çıkanlar sanki tüm köpeklerden rahatsızmış ve bütün köpeklerin itlaf edilmesini istiyormuş gibi konuşmaları. Gerçek elbette böyle değil. Karşı çıkılan sahipli ve tasma altındaki köpekler değil, sahipsiz, sokaklarda başıboş ve çoğu zaman sürüler hâlinde dolaşan köpekler. Köpekler sevimli ve güzel hayvanlar, ancak, sahipli olmaları şartıyla. Bu yüzden bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Hatta köpek sahibi olanlar arasında dahi bile sokak köpeklerinden rahatsız olanlar var. Dolayısıyla, toplanması istenen tüm köpekler değil sokak köpekleri.

 

Bir diğer mesele kimin köpeklerin iyiliğini istediği. Çok iddialı konuşmak, söylenen şeyin her zaman gerçek olduğunu kanıtlamaz. Sokak köpeklerine sahip çıkanlar da aslında köpeklerin iyiliğini isteyen kimseler olarak görülemez. Sokaklarda dolanan, düzenli yiyecek bulamayan, aşıları yapılmayan ve veteriner kontrolünden her daim uzak hayvanlar mı daha iyi ve mutlu bir hayat yaşıyor yoksa sahipleri tarafından beslenen ve sağlık bakımları düzenli olarak ve özenle yaptırılan köpekler mi? Sokaklarda yerine göre birbirlerine saldıran ve zarar veren, yakaladığı kedileri parçalayan köpekler mi daha iyi şartlarda yaşıyor yoksa evlerde sahipleriyle birlikte yaşayan köpekler mi? Onların gerçekten iyiliğini isteyenler onları sokaklarda muhafaza etmeyi değil, sahiplerinin olmasını ve hayatlarının düzen ve istikrara kavuşturulmasını isteyenlerdir.

 

Sokak köpeklerine karşı çıkılması da, sırf köpeklere karşı çıkmış olmak adına değil, insanlık adına yapılıyor. Sokak köpekleri ile insanların hayatları arasında açık bir ihtilaf var. Sahipsiz sokak köpekleri her şeyden önce sadece sokaklardaki varlıklarıyla kuduz ve kist hidatik gibi hastalıkların ortaya çıkmasına, yayılmasına sebep oluyor. Nitekim Türkiye DSÖ tarafından, utanç verici şekilde, kuduz riski yüksek ülkeler arasına alındı. Bazı ülkeler Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını bu konuda uyarmakta ve dikkatli olmalarını istemekte. Diğer taraftan, sokak köpekleri tek başlarına veya sürüler hâlinde insanlara saldırıyor. Her sokak köpeği bu bakımdan bir potansiyel tehlike ve sokak köpeklerinin masum, saldırganlıktan uzak veya zavallı olarak nitelenmesi vahim bir yanılgı. Saldırma hissi ve güdüsü doğalarında var. Her yıl binlerce insan sokak köpeğinin saldırısına maruz kalıyor. Özellikle çocukların ve yaşlıların hayatı bu bakımdan risk altında. Ama sadede onlar değil, genç ve kuvvetli insanlar da köpeklerin kurbanı olabiliyor. Acı can kayıpları yaşanabiliyor. Çok sayıda insan çeşitli organlarının parçalanması durumuyla karşı karşıya kalabiliyor.  

 

Bir insan ile bir köpek arasında hayata ilişkin bir zıtlık olduğunda elbette insanın tercih edilmesi gerekiyor. Bu hem dinen hem de ahlâk ve felsefe açısından böyle. Bu yüzden, insanların sokak köpeklerine karşı çıkmasını sanki onlar bütün hayvanlara ve köpeklere karşıymış gibi sunmak bir akıl tutulması veya ahlaksız bir hile. Ancak, sokak köpeklerine sahip çıktığını iddia eden birçok kişinin, sosyal medya paylaşımlarına bakarak, insan düşmanı oldukları söylenebilir.

 

İktidarın sahipsiz sokak köpekleri probleminin çözümü için acilen adım atması şart. Gecikme uzadıkça problemin potansiyel maliyeti de artmakta.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe26 Haziran 2024 20:41

Sahipli köpekler de başka bir sorun. Yan apartımandaki komşunun canavar (pitbull) köpeği çok havlıyor. Bir zaman sonra örs çekice vuruyor gibi tın tınn oluyor. Başka biri parkta canavar köpeğine ağızlık takmıyor. Başka biri elindeki ipini çok salıyor, sahibini koruma içgüdüsüyle saldırıda bulunsa zarar verebilecek mesafeye salıyorlar. Sağlık ocağına, marketlere ve kafelere giriyorlar. Bunu istemeyenler için hayat alanı daralıyor.