Bitse de gitsek

Beğenmediğimiz, canımızın sıkıldığı, istemediğimiz, hoşlanmadığımız zamanlarda kullandığımız bir söz vardır. "Bitse de gitsek". Bu iki kelimeyi maçlarda bile çok kullanırız. Meşin yuvarlak bir o yana, bir bu yana gider, ayaktan ayağa dolaşır ve o bile hakemin bitiş düdüğünü bekler, "Bitse de gitsek" diye... Tatsız, tuzsuz geçen lig maratonu bile bizlere sıkıntı verir, bitmek bilmez. Ve şampiyon belli olur, hepimiz çil yavrusu gibi dağılırız. Nitekim, öyle oldu, erken gelen sıcaklarla köşe bucak kaybolduk. Bir yanda su sıkıntısı, diğer yanda temmuz ortasında sandık başına gitmemiz... İşte orada sıkı durun. Her ne kadar hayat trafiğinden şikâyetçi bile olsak, bizi çok, hem de pek çok önemli bir görev bekliyor. Sandığa gideceğiz. Bizi kimse durduramaz. Sen taraftarı olduğun takımın maçlarına kar, kış, yağmur, çamur demeden gidiyorsan, istersen sıcaktan kavrul. Gideceksin arkadaş... Şuna inanıyorum ki, benim taraftarım tribünleri doldurur!.. Konuyu biraz değiştirelim ve rotamızı Karadeniz'e doğru çevirelim. Doğrusunu isterseniz benim aklım fikrim Trabzon'da. Alıştım bir kere bordo-mavili renklerden kopamıyorum. Geçtiğimiz sezon ben de dahil olmak üzere tüm Trabzon taraftarlarına çile çektirdiler. Takım şampiyonluk hesapları yaparken bir inişe geçti, neredeyse düşme tehlikesi geçiriyordu. Sanki sihirli bir değnek dokundu, tırmanışa geçti Bak Ziya Doğan kardeşim. Bu işi en iyi yapanlardansın. Sana inanan, güvenen önce başkanın Nuri Albayrak, arkasından biraz bile olsa ben gelirim. Sezon içinde seni en çok tenkit edenlerdenim. Takım içinde otorite kuracağım derken çok beğendiğim yönün "Psikoloji" dersini iyi çalıştığını göster. Elindeki kadro ile zorlanabilirsin. Onun için ağırlığını koy ve Nuri Albayrak başkanla masaya otur. "Şampiyonluğa oynayacağım" dediğin için sana hatırlatıyorum... Az kalsın unutuyordum. "Ata sporumuz güreş" diye övündüğümüz bu sporun dallarından yağlı güreşe neler oldu? Kırkpınar yara aldı diyebilirim. Sille tokat kavgalar, heykel dikme, yıkma olayları ve politika çevrilen "Er Meydanı Sarayiçi" magazincilerin malzeme dolabı oldu. Baksanıza Kırkpınar Ağası, televizyonların sabah magazin kuşağında yağlı güreşi hayatlarında görmemiş, seyretmemiş sözüm ona program sucularının saçma sapan sorularına cevap yetiştirmeye çalıştı. "Bitse de gitsek" Nereye? Futbola beyler, futbola...