Yaz aylarının değişmez tutkusu "Şöhretler Futbol Turnuvası" adı altında yapılan semt sahalarındaki futbol maçlarıydı. Bu maçlar özellikle yaz aylarının patronu Temmuz aylarında gerçekleşirdi. Yalnız İstanbul'a mahsus değildi, her ilde oynanırdı. Bunların en şöhretlilerinden birisi olan "Zuhuratbaba Turnuvası" bir nevi futbolcu pazarına dönüşürdü... Buyurun sizi bu pazara doğru nostalji ziyafetine götüreyim... Toprak zemini ile bugün bile "futbolcu fabrikası" bacasını tüttürüyor.Ama ne alan var ne satan... Biraz gerilere dönelim. Bu sahadan kimler yetişmedi ki...Gökmen, Yasin, Suat, Rıdvan Kılıç, Çilli Mehmet (Galatasaray), Vedat, Kayhan, Ahmet, Ziya (Beşiktaş) ve isimlerini buraya sığdıramayacağım yüzlerce futbol yıldızı... Şöhretlerin yanında oynayarak görücüye çıkan adaylar, müsabakaları seyretmeye gelen çantaları para dolu Anadolu kulüp yöneticilerinin, antrenörlerinin transfer listelerine alınırdı. Bugün Türk futbolunun teknik adamlar kadrosundaki yüzlerce eşofman giyen hoca kuşkusuz buralardan yetişti. Buralar futbolcu fabrikalarıydı... Bunlarla ilgili anılardan bazılarını aktarmak istiyorum. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bildiğiniz gibi futbol oynardı. Meşin yuvarlakla çim sahalarda tanışmadı. Eyüp, Vefa, Kulaksız, Alibeyköy sahalarında taşlı topraklı zeminlerde koşturdu. O dönemlerde genç yıldızların yetişmesinde büyük payı olan ağabeyler vardı. Onlardan biriside "ABADİ" lakaplı bir futbolcu fabrikatörüydü ! Yıllar sonra Abadi-Tayyip Erdoğan karşılaşmasına şahit oluyoruz. Sanki ilkokul talebesi hocalarından birine rastlıyor. Tozlu, topraklı zeminlerde koşarak öğrenen ve öğreten bu ikiliden birisi Abadi diğeri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan... O ne güzel muhabbet, sohbet ve saygı... Zaman zaman ekranlarda izliyoruz Güney Amerika futbol programlarını. Özellikle bugün bizim kulüplerde forma giyen Brezilyalıların futbolla nasıl tanıştıklarını. Çıplak ayakla, kum üstünde koşturan çocukları. Benzemese bile, bizim Zuhuratbaba sahasını andırıyor. Doğrudur futbol neredeyse teknoloji ile yarışıyor. Ama unutmayın ki yıldız olacak topçu yine yukarda bahsettiğim yollardan geçecek. Türk futbolu o kadar çok yıldız ihraç etti ki; Avrupa sahalarında krampon izleri hâlâ duruyor. Şükrü Gülesin, Lefter, Can Bartu, Metin Oktay, Özcan Arkoç, Şükrü Ersoy, Feridun şimdiki neslin biraz zor hatırlayacağı kadro. Gelelim Milenyum Çağına. Nihat Kahveci, Tugay, Emre, Okan, Ümit Davala, Alpay ve son star Tuncay... Bu yazdıklarım nerelerden geldiler biliyor musunuz? "Kapanan Futbolcu Fabrikalarından"... Ben bunlarla dünya üçüncüsü oldum. Roberto Carlos'lu Brezilya'yı yenseydim final oynayacaktım...